Diyanet’ten Cuma Hutbesinde Haya ve Mahremiyet Vurgusu
Diyanet, Cuma Hutbesinde hayâ ve mahremiyetin önemine dikkat çekerek ahlaki değerlerin korunmasını vurguluyor. Detaylar için okuyunuz.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye genelinde camilerde okunan bu haftaki Cuma hutbesinde, insanın manevi gelişimi ve toplumsal ahlakın temel taşlarından biri olan “haya” kavramı geniş bir perspektiften ele alındı. Hutbede, çağımızda yaşanan toplumsal değişimlerin ve modern yaşamın getirdiği yeni normların, geleneksel değerlerle nasıl çatıştığına vurgu yapıldı. Özellikle, çıplaklığın ve mahremiyetin sınırlarının bilinçli bir şekilde aşılmaya çalışıldığı günümüzde, ebeveynlere ve eğitimcilere büyük sorumluluklar düştüğü hatırlatıldı. Çocuklara ve gençlere, hayayı ve edepli giyimi öğretmek, onların ahlaki gelişiminde en önemli adımlardan biri olarak öne çıkarıldı.
Hutbede, İslam ahlakında “haya”nın merkezi bir yer tuttuğu ve onun, iman ile doğrudan ilişkili olduğu ifade edildi. Peygamber Efendimiz’in (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) “Haya, imandandır” hadis-i şerifiyle başlayan vaazda, özellikle günümüzde insanların vücutlarını ve mahremiyetlerini teşhir etmeye yönelik davranışların, İslam’da kabul görmediği açıkça vurgulandı. Ayrıca, modern çağda estetik operasyonlara ve dövme gibi vücut modifikasyonlarına değinilerek, bunların sadece beğeni ve toplumsal beğeni uğruna yapılmasının, yaratılışa müdahale anlamına geldiğine dikkat çekildi. Hutbede, Allah’ın yarattığı şeklin değiştirilmesinin, şeytanın vesveselerine kapılmak olduğu ve bu davranışların haram olduğu açıklandı.
Erkek ve Kadında Mahremiyet ve Giyim
Hutbede, Nur Suresi’nden ayetler ışığında, erkek ve kadının sorumlulukları ve mahremiyet sınırları detaylı biçimde anlatıldı. Cami cemaatine seslenilerek, “Allah’ın haya ve iffet konusunda yüklediği sorumluluk, her iki cinsiyet için de aynıdır” denildi. Ayetlerde belirtildiği gibi, “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar. Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffet ve namuslarını korusunlar. Kendiliğinden görünen yerler dışında ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar…” Bu bağlamda, giyim ve mahremiyet konusunda ölçünün, Allah’ın emirleri ve Peygamber Efendimiz’in sünneti olması gerektiği bir kez daha hatırlatıldı.
Hutbede, özellikle modern iletişim araçları ve medya dünyasında, izinsiz ve uygun olmayan kıyafetlerle görüntülerin ve içeriklerin yayılmasının, aile ve toplum yapısına zarar verdiği belirtildi. Bu tarz yayınların, toplumu ahlaki değerlerden uzaklaştırmak ve nesillerin iffetini zedelemek amacı taşıdığı vurgulandı. Ayrıca, estetik ve güzellik arayışında yapılan uygunsuz uygulamaların, Allah’ın yarattığı şeklin değiştirilmesi anlamına geldiği ve bunun da büyük günah olduğu dile getirildi. Hutbede, giyim ve davranışlarda ölçüyü kaçırmanın, sadece bireysel değil, toplumsal bir vebal olduğu söylendi.
Son olarak, hutbe, Allah Resülü’nün (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) şu duasıyla sona erdi: “Allah’ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği dilerim.” Bu temennilerle, toplumun ahlaki değerlerini koruma ve nesillerin iffetini muhafaza etme sorumluluğunun bilincinde olunması gerektiği tekrar hatırlatıldı.