Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye Üzerine Açıklamaları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye konusundaki son gelişmeleri ve Türkiye’nin bu süreçteki rolünü değerlendiriyor. Açıklamaları, bölgedeki dengeleri ve uluslararası ilişkileri nasıl etkiliyor? Detaylar için yazımızı okuyun.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Fidan, “Bölgede terör faaliyetlerine bulaşan bütün silahlı unsurların denklem dışına çıkması, tüm nüfusların normal bir hayata dönmesi elzemdir.” dedi.
Bakan Fidan, TV100 canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayarak, Suriye’deki yeni yönetimin, bölgede “zulmü ve tarihsel haksızlığı” gidermesinin büyük bir önem taşıdığını belirtti. “Bölge çok çekti. Artık 21. yüzyıldayız. Herkesin mutluluğu ve refahı yaşadığı bir coğrafyada, hala sınırımızın yanı başında silahların kan kusması kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Fidan, Suriye’deki Kürtlere verilmesi gereken eşitlik haklarının, terör örgütü PKK/YPG’nin dile getirdiği güçlü yerel yönetim ya da otonomi taleplerinin bir uzantısı gibi değerlendirildiğine dair bir soruya, “Biz orada hiçbir zaman bir otonomi veya özerklik arayışına ilişkin bir taviz verilmediğini düşünüyoruz.” yanıtını verdi. Suriye’nin büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Fidan, “Suriye’deki yönetimin böyle bir anlayışa sahip olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
Yeni Yönetimin Telkinleri
Bakan Fidan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye’deki yeni yönetim arasında gerçekleşen anlaşmaya dair, “Esas itibariyle bizim en başta söylediğimiz şey, yeni Suriye yönetiminin YPG işgaline ve korsanlara son verecek inisiyatifi ele alması gerektiğidir.” ifadelerini kullandı. Fidan, “Yeni yönetime telkinimiz, Suriye Kürtlerinin haklarının verilmesidir; bu hem Cumhurbaşkanımız hem de Türkiye için son derece önemlidir.” dedi.
Bu durumu tarihi bir fırsat olarak değerlendiren Fidan, “Suriye’deki yeni yönetimin, Suriye’deki Kürtlere eşitlik haklarını vererek, buradan zulmü ve tarihsel haksızlığı gidermesi önemlidir.” diye ekledi. Ayrıca, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etrafında oluşan dengelere de dikkat çekti: “Savaşın başlaması tarafları böldü, bitmesi de bölüyor. Türkiye’nin başından beri dillendirdiği cümleler, bugün ABD tarafından dile getiriliyor.”
PKK’nın Silah Bırakma Çağrısı
Fidan, İmralı’dan gelen PKK’nın silah bırakma çağrısına dair, “Bu çağrıya kulak verilmeli ve tarihi bir fırsat olarak görülmelidir. Örgüt, bunu zemin alarak kendini feshetme sürecini başlatmalıdır.” şeklinde konuştu. “Örgütün dışarıda liderlik görevini yürüten kadrolar, belli bir noktaya kadar talimat verebilir ama bazı kararları almaktan acizdir.” diyen Fidan, kurucu iradenin bu türden bir talimat vermesinin önemine dikkat çekti.
Türkiye’nin Avrupa ile İlişkileri
Bakan Fidan, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) dahil olmasının, Avrupa’nın güvenlik mimarisini nasıl etkileyebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. “2007-2008 yıllarında Türkiye AB’ye alınsaydı, muhtemelen İngiltere AB’den çıkmamış olacaktı.” diyerek, Türkiye ve İngiltere’nin AB içinde bulunmasının kendi dış politika ve dış güvenlik mimarisini daha erkenden oluşturacağını belirtti.
Fidan, Avrupa’nın güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Birçok Avrupa ülkesi Türkiye ile birlikte bir güvenlik yapısı oluşturabilir. Bu potansiyel oldukça yüksektir.” dedi. Ayrıca, Avrupa’daki güçlerin Türkiye’nin rolünü yeniden tanımlaması gerektiğini söyledi.
Provokasyonlar ve Güvenlik
Fidan, Suriye’deki gerilimlere karşı alınacak önlemlerin önemine değinerek, “Provokasyonlar, bölgede Nusayri kesimine yönelik bir proje olarak değerlendirilmektedir. Devrik rejim unsurlarının hükümet birliklerine saldırması, her iki taraftan sivil unsurların da karıştığı bir durum yaratmaktadır.” dedi.
Fidan, “Yeni yönetim ne dediyse arkasında durdu. Bu türden bir rövanşist tavra girmemesi önemlidir.” diyerek, Suriye halkının yaralarının bir an önce sarılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin Suriye Politikası
Suriye’deki gelişmelerin dikkatle takip edildiğini belirten Fidan, “Türkiye’nin yaşamsal çıkarları, özellikle güvenlik açısından önemlidir. Suriye’nin içinde bulunduğu koşullar, terör örgütleri tarafından suiistimal edilmektedir.” dedi. Ayrıca, Suriye’de normal hayata dönüşün sağlanmasının, mültecilerin geri dönmesi için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Fidan, 13 Mart’ta Şam’a yaptığı ziyarette iki ülke arasındaki enerji ve yardım konularını ele aldıklarını belirtti. “Bu süreçte, Kürtlere tüm haklarının verilmesi önemlidir. Ancak oradaki terör yapısının ortadan kaldırılması da gerekmektedir.” diyerek, Türkiye’nin Suriye konusundaki rolünü anımsattı.
Türkiye’nin Geleceğe Dair Vizyonu
Fidan, Türkiye’nin Suriye, Ukrayna, Kafkasya ve Balkanlar gibi bölgelerde istediği neticeleri sağlamak için değişen ölçülerde rol aldığını belirterek, “Önemli olan, ortaya konulan vizyonun hayata geçirilmesidir.” dedi. Türkiye’nin güçlü bir siyasi liderliğe sahip olduğunu ifade eden Fidan, ABD’nin Türkiye’nin kabiliyetleri üzerinden rasyonel bir yaklaşımla ilişki kurması gerektiğini vurguladı.
Fidan, “ABD’nin Suriye’deki varlığındaki temel problem, PKK/YPG ile olan işbirlikleridir. Bu sorun ortadan kalktığında, Türkiye için büyük bir sorun alanı kalmayacaktır.” diyerek, Türkiye-ABD ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi gerektiğine dikkat çekti.
Son olarak, Fidan, İsrail ve Hamas arasındaki ateşkese dair, “Gazze’deki halkın dramının sona ermesini umuyoruz. Ancak Netanyahu’nun zihninde kalıcı bir barışa dönmek yok.” diyerek, uluslararası iradenin önemini vurguladı.