Depremin Yıkıntıları Arasında Yeni Bir Başlangıç: Antakya’nın Hikayesi
Depremin yıkıntıları arasında umut ve yeniden doğuşun hikayesi: Antakya’nın direnişi ve yeni başlangıçlara açılan kapısı.
Antakya’nın Yıkık Sokaklarında Aşk ve Umut Yeniden Canlanıyor
Hatay’ın merkezli meydana gelen ve büyük yıkıma neden olan depremler sonrası, Antakya ilçesi adeta harabe haline geldi. Bir zamanlar binlerce insanın yaşam alanı olan sokaklar, yıkıntıların arasında kalan hatıralar ve anılarla varlığını sürdürmeye devam ediyor. Ancak, bu zorlu şartlar altında bile, özellikle bir sokakta yeni bir hayat ve sevgi filizleniyor. Bu hikâye, deprem sonrası yaşanan yıkımın ortasında umut ve aşkın yeniden doğuşunu anlatıyor.
Antakya Sokakları ve Anıların Gücü
Depremin ardından, sokakların büyük bölümü kullanılmaz hale gelirken, bazı yüzlerce yıllık taş duvarlar ve sokaklar, eski günlerine dair hatıraları taşıyor. Bu sokaklardan biri, yıkıntılar arasında yeni bir başlangıca sahne oluyor. Burada yaşananlar, sadece bir afetin değil, aynı zamanda sevginin ve umudun yeniden yeşerebileceğinin de kanıtı.
Soner Köse’nin Anıları ve Duyguları
“ANTAKYA SOKAKLARI, BİZİM İÇİN HÂLÂ AYNI DEĞERDE”
Depremin en büyük yıkımını yaşayan bu sokakta, Soner Köse, yaşadıklarını ve duygularını şu sözlerle paylaştı:
“Burası Özge ile ilk tanıştığımız sokak. Onunla burada yollarımız kesişti, bu yüzden evlilik teklifimin de burada olmasını istedim. Bir hafta önce ona buranın kapanacağını, enkazların kaldırılacağını ve insanların artık buraya giremeyeceğini söyledim. O da büyük bir telaşla ‘Son bir kez görelim’ dedi. O gün, tanıştığımız anları ona anlatırken Özge’nin sırtı dönüktü. Tam o anda yüzüğü çıkarıp evlilik teklifimi yaptım. Biz buraya baktığımızda sadece enkaz görmüyoruz, hâlâ eski Antakya sokaklarını görüyoruz. Hikâyemiz burada başladı ve burada devam edecek. Sonuna kadar bu hikâyeyi birlikte yaşayacağımıza inanıyorum.”
Özge Şabo’nun Duyguları ve Paylaşımları
İlk kez karşılaştığı sevgilisinden, aynı sokakta evlilik teklifi aldığı anın tarifsiz mutluluğunu yaşayan Özge Şabo, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Bana buranın kapanacağını söylediğinde hiç şüphelenmeden ‘Son kez görelim’ dedim. Gittiğimizde 14 Şubat Sevgililer Günü’ne denk geliyordu ama ben sadece eski anılarımızı hatırlayarak orada olmak istedim. O bana tanıştığımız günü anlatırken, ‘Evet aşkım, hikâyemiz burada başladı’ diyordu. Ben de o anlara dalmışken aniden döndüğümde yüzüğü açık şekilde gördüm ve evlilik teklifini etti. O an şaşkınlık, mutluluk ve heyecan iç içeydi. Böyle bir şeyi asla beklemiyordum.”
Özge, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burası bizim için çok kıymetli. İlk kez bu sokakta göz göze geldik, ilk kez burada yanımda olduğunu hissettim. Şimdi ise yıkıntılar arasında, yok olan bir yerin üzerine yeni bir hayat inşa etmeye çalışıyoruz. Burada edilen evlilik teklifi, sadece bir yüzük ya da bir söz değil; bu şehirde, zihnimizde, kalbimizde ve tüm hatıralarımızın üzerine kurduğumuz yeni bir yuvanın simgesi oldu.”
Yıkıntılar Arasında Evlilik ve Umut Hikayesi
Bu evlilik teklifi, sadece bir yüzük ve sözden ibaret değil; aynı zamanda aşkın ve umudun en zor zamanlarda bile yeniden filizlenebileceğinin güçlü bir göstergesi oldu. Şehir yıkıntılarının ortasında yeşeren bu sevgi ve bağlılık hikayesi, hafızalara kazındı ve herkese ilham verdi.
Kaynak
İhlas Haber Ajansı (İHA) ve Ensonhaber