DOLAR 32,4297
EURO 34,4575
ALTIN 2.489,12
BIST 9.679,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Çar 21°C
Per 19°C
Cum 16°C
Cts 18°C

Demet Akalın: “Kazancımı hasta bebekler ve Mehmetçik ile paylaşıyorum”

05.07.2020
A+
A-

Sabahtan Gazetesi’nden Sonat Bahar’ın röportajı…

– Konserler, sahne çalışmaları maalesef bir vakit askıya alındı. Tasarlanmış bir organizasyonunuz var mı?

– Keşke durumlar düzelse de, biz de güzel haberler verebilsek sevenlerimize. acilen gerekli tatildeyiz. Kızım ve arkadaşlarımla Çeşme’deyim. Sadece Bodrum’da bir otel konserim var planlanmış.

– Özlediniz mi peki sahnede olmayı?

– Fazla özledim… Her şeyi geçin, sanatçıların beslendiği en manâlı şey beğeni! O alkış sesini duymadan olmuyor, insanın ruhu beslenmiyor. yine de, yeter fakat şu sayılar aşağılara insin, biz dişimizi sıkarız. Sevenlerim, fanlarım sağ olsunlar daima soruyorlar… Herkesin yazlık yerlere gidip konser dinleyecek bütçesi değil. Benim playback konserler yapmamın nedeni buydu. Takım daha minik, maliyet daha eksik. Her tarafa gidebiliyordum. Beni fazla eleştirdiler playback söylüyorum diye fakat nedeni bu. Fakat ne yapalım bu yaz da böyle oldu.

– Demet Akalın yaz şarkısı çıkarmadan, konserlere başlamadan yaz gelmez denir. Bu yıl de böylece oldu galiba…

– Hoş bir şey hazırlıyorum… Nostalji diye bir şarkı. Hareketli bir şarkı. En azından bir çekicilik olur. Çünkü benim albümüm daha yeniydi, bir yıl olmuştu daha çıkaralı. Ne klip çekebildik, ne başka bir şey. Her şey düzelecek diye umut ediyoruz.

KOCA’NIN SAYFASINA BAKIYORUM

– Hâlâ koronavirüsle ilgili rakamlara bakıyor musunuz?

– Her gün bakıyorum. Herkes insanların maske takmadığından şikayet ediyor lakin ben bütün gittiğim yerlerde insanların çok tedbirli olduğunu görüyorum. Plaja geldik, buraya maskelerimizle girdik, özel bir iskelede güneşleniyoruz. Cümbür Cemaat maskeli, kontrollü, ellerde dezenfektanlar. Bilinçli olan oluyor. Koskaca insanların o maskeleri yerlere atmalarına inanamıyorum, nasıl bir fikir, algılayamıyorum.

– Dünyayı da takip ediyor musunuz?

– Dünyadaki gelişmeleri de izliyorum ve biz Türkiye olarak basmakalıp iyi durumdayız. Maşallah diyelim de… Eskiden halk Amerika’dan, İspanya’dan ev alma, Londra’ya yerleşme peşindeydi… Oralarda çocuk okutmak önemliydi, yatırımlar oralara yapılıyordu. Ne oldu? Ben ezelden beri milliyetçi biriyim. Oralara giderim, üç-beş gün gezerim, beş gün sonradan annemi ağlayarak ararım. Acilen orada yaşayan herkes Türkiye’ye gelme derdine düştü. Bu süreci bayağı iyi idare ettik. Bakanımız Fahrettin Koca’nın büyük etkisi olduğunu düşünüyorum, millet ona fazla inandı. Her akşam 20:00’den daha sonra onun sayfasında rakamları bekliyorum. Her akşam! Birine sormam sayıyı, kendim bakarım. Mukayese ediyorum, kendim de istatistik bilimi yapıyorum. Analistçi gibi yorumlar yapıyorum.

VİRÜS KARDEŞ GİT

– Bu işlem epey ders verdi herkese galiba.

– Bu işlem çoğu şeyi de öğretiyor. Ben çok artı ve gereksiz harcamalar yapıyormuşum. Kızım da o bilince ulaştı, “Anneciğim acilen buna lüzum değil!” dediğimde ikiletmiyor. Bunları da öğrenmiş oluyorsun. Her şey normale dönse ders alacağımız çok şey var da, hangi birini sıralayayım; insan ilişkilerinden tut da, konut geçindirmeye… Çoğu şey var.

– Pandeminin ilk haftalarında psikolojik olarak fazla zorlandığınızı söylediniz. Neler yaşadınız?

– Benim moralim ve psikolojim ilk 15 gün korkunçtu. Kendimi odaya kapatıp, saatlerce ağlıyordum. Artık ne dizi, ne film kesiyordu. Orada hiç ummadığım arkadaşlıklarım oluştu. Her gün psikolog gibi konuştuğum ırk oldu. Arkadaşlarımla görüntülü konuşmak, birbirimizi teselli etmemiz iyi geldi. Normalleşmeye de başlayınca iyi geldi. Allah’a şükürler olsun, bugünleri hayal bile edemiyorduk. Bir anne olarak da fazla baskı. Çocuğum iki hafta her gece ağladı. “Köpeklerim ölecek mi, arkadaşlarım ölecek mi, ben ölecek miyim?” diye sorular soruyordu. Onu, “Hayır aşkım bu virüs asla çocuklara dokunmuyormuş, iyi virüsmüş bu” dedim. “Virüs kardeş git” diye her gece dua ettik onunla. 100 yılda bir gelen felaketlerden biri bizim başımıza geldi.

KONUT KREDİSİ ÖDEMESEM ŞAHANEYİM

– “Geçinemiyorum” demeniz epey tepki çekti natürel…

– Tabii oysa sanatçıları da düşünecek Cumhurbaşkanı, biz de halktan gelen insanlarız. Bizle birlikte iş yapamayan, garsonu, valesi, işletmecisi vs, birçok insan var. Bir tek biz ekmek yemiyoruz oysa. Kimsenin beklemediği bir durumdu, “Ben geçinemiyorum” dediğimde ırk püskürdü. “Nasıl geçinemez, büyük paralar kazanıyor” diye. Büyük başın, derdi büyük oluyor. Ben kaç aileye bakıyorum. Ev kredisi ödüyorum. Ev kredim olmasa, şahaneyim. Bir tane kartım geçen ay bin 500 lira geldi. Kız arkadaşlarıma dedim ama; “O İstinyepark’ın önünden geçilmese bu kartlarla yöneticilik ediliyormuş.” Ben ufak bir yerden geliyorum ve babam deniz subayıydı. Baba parasıyla büyümedim. Kabul, sanatçılar olarak güzel paralar kazanıyoruz. Ama o linç edenlere sormak isterim, ceplerinden bir 5 lira Mehmetçiğe ya da bir sosyal yardım kuruluşuna takviye oluyorlar mı! Geçen sene 250 bin lira bağışladım, helali hoş olsun. Ben kazancımı önce Mehmetçikle, sonra hasta bebek, çocuklarla paylaşıyorum… Diğer sanatkâr arkadaşlarım diğer türlü… Bir şekilde bir şeyin ucundan tutuyoruz. Ama millet algılamak istedikleri gibi algılıyor. Herkes kendi tarafında olsun istiyor, o kadar bir dünya yok. Herkes çok ön çalışmasız yakalandı, kenarda köşede birikimlerle dönüyorsun.

DOĞRUYA DÜRÜST DERİM

– Sosyal medyayı faal kullanıyorsunuz. Yüzde 100 doğalsınız orada değil mi?

– Şehit olmuş biri, bir Türk bayrağı koyacaksın, koyamıyor… Bu senin siyasi görüşünü belirlemez ancak, ne şehit koyarlar, ne zelzele koyarlar, ne yardımları koyarlar. İçişleri bakanı istifa ettiğinde saatlerce ağladım. Defalarca ağladım, “İnşallah Reis istifayı kabul etmez” diye dua ettim. Fazla pozitif dobra almak, aklına geleni bildirmek iyi bir şey mi bilmiyorum. Bunun geçmiş zamanlarda fazla zararını da gördüm fakat şu vakit için onlara hasar diye bakmıyorum. Ben kendi dünyamda doğruya içten diyen bir kadınım! Eleştirildiğimde de, hakaret yoksa, “Sen de haklısın!” diyorum. Geçmişte çok kullanıldım. o kadar inandırıldım ki, insanları kendim gibi sandım fakat öyle olmadıklarını gördüm. Resmi Olarak beni basamak olarak kullandılar, işleri bitince hop diğer bir kapıya. Yaşam böyle, o da benim sınavım.

– Şu anki tecrübenizle genç kız Demet’e ne söylersiniz?

– Ya yeniden bakmayın, ben tekrar aynı şeyleri yaşardım. Hemen 20 yaşımda olsa şunu yanıma yaklaştırır mıydım, bunu yapar mıydım diye konuşuyordum arkadaşlarla… Yapardım da, yaklaştırırdım da. Onlar yeniden bir bam telimi bulup, girerlerdi hayatıma.

KEŞKE CÜMBÜR CEMAAT REİS’LE 5 DAKİKA GEÇİREBİLSE

– Bu süreçte İstanbul Yeditepe Konerleri’nde Mihriban türküsünü okudunuz ve hedefe oturdunuz…

– Bu konserler için Cumhurbaşkanı’na teşekkür ettikten üç gün sonra anladılar oysa, ben Mihriban’ı okuyamamışım! Teşekkür ettim öyle anlaşıldı. Ama beni geçen hafta kim aradı? Selda Bağcan… Bana yardım oldu, ondan önce de Mahsun Kırmızıgül aramıştı. Geçen yıl de otobanı övmüştüm, Cumhurbaşkanımız beni aramıştı. Adam ne yapsa yaranamıyor. İnsanların azıcık daha önyargısız bakması gerekiyor konulara. Keşke herkesin Reis’le beş dakika geçirme şansı olsa. Ben Cumhurbaşkanımızla sohbet ederken, dayımla, abimle, ailemden biriyle sohbet eder gibi hissediyorum, derdimi o rahatlıkla anlatıyorum.

BENİM AYAĞIM DAIMA GÖLCÜK’E TAKILIDIR

– En fazla neyi özlediniz?

– Özgür olmayı fazla özlüyorsun. Gerçekte cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Gerçekten güzel bir hayatımız var ve her şeyi yapmakta özgürüz. Gecenin üçünde gidebildiğimiz, gece çorbacısı diye bir kavramımız var. Bakınca komik gibi geliyor fakat tüm bu ayrıntı fiilen böylece kayda değer ama. Ailemde hastalar falan da var, onları göremedim. Benim ayağım daima Gölcük’e takılıdır. 15 günde bir giderim. Ailemi görürüm, orada bir yatır var, gidip dua edeceğim. – Demet Akalın bu süreçte en önemli hangi dersi çıkardı? – Çekirdek aileme daha gazla dönmeme sebep oldu. Üç ay Hira’yla benzer yatakta yattık, ona aleyhinde olan hislerim daha da yoğunlaştı. Analık hormonları mı, koruma içgüdüsü mü bilmiyorum ama çekirdek ailemle ilişkimi güçlendirdi. Annem defalarca bana “Çula çaputa çok para veriyorsun” diye söylenir. “Anne sen karışma, bilmezsin bir şey!” derdim. Lakin anne daima haklı çıkar ya. Haklı çıktı. İşimi de fazla özledim. Çok kıymetli günler yaşamışız ama kıymetini bilmemişiz. Ama umutsuz değilim. Eşimle ilişkime de iyi geldi, hem vakit bozmak, ayrıca de iyi anlamak namına.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.