Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam İşbirliği Gençlik Forumu Konuşması
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam İşbirliği Gençlik Forumu’ndaki konuşmasını ve gençliğin önemi üzerine yaptığı açıklamaları keşfedin.
Değerli Katılımcılar, Kıymetli Misafirler
Bugün burada, İslam dünyasının genç liderleri ve fikir önderleri olarak bir araya gelmiş olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Sizlerle birlikte olmak, geleceğimizi şekillendiren bu önemli platformda bulunmak benim için büyük bir onurdur. İstanbul’un tarihi ve kültürel zenginliği içerisinde, farklı ülkelerden genç kardeşlerimizle bir araya gelmek, medeniyetlerimizin ortak değerlerini paylaşmak ve yeni ufuklar açmak adına son derece kıymetlidir.
Sizlerin vasıtasıyla, dünyanın dört bir yanındaki genç kardeşlerime sevgi ve selamlarımı iletiyor, onların gönüllerinde yer almaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Özellikle, tam 622 gündür devam eden İsrail’in acımasız saldırıları karşısında, Filistin’in cesur ve dirençli gençlerini buradan yürekten selamlıyorum. Gazze’nin yiğit kadınlarını, omuzlarındaki yükle, anasız ve babasız büyüyen yetimleri ve tüm mazlumları, zalimlere karşı duruşlarıyla bizlere örnek olan tüm kardeşlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Rabbim, onların yar ve yardımcısı olsun.
İki gün sürecek bu toplantıların, alınacak kararların ve yapılacak istişarelerin, sadece gençlerimiz ve ülkelerimiz değil, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
“Forumumuzun 817 üniversitede aktif kulübü bulunuyor”
İslam İşbirliği Gençlik Forumu’nun 20 yılı geride bırakmış olması, gerçekleştirdiği faaliyetlerin önemini ve gücünü göstermektedir. Diplomasi Akademisi, Uluslararası Kuluçka Merkezi gibi alanlarda yürütülen eğitimler, sivil toplum çalışmaları, girişimcilik projeleri, hukuk ve medya faaliyetleri, gençlerimizin gelişimine büyük katkılar sağlamaktadır. Gazze Mahkemesi ve We Channel gibi platformlar, dünya kamuoyunun dikkatini İsrail’in kirli yüzüne çekmek adına oldukça anlamlı ve etkili girişimlerdir. Diplomatik statüsü de bulunan bu forum, uluslararası kurumlarla kurduğu güçlü işbirlikleriyle, ümmetin gençlerinin sesini küresel platformlara taşıma misyonunu başarıyla yerine getirmektedir.
2019’dan bugüne kadar 262 program düzenlenmiş olup, toplamda 15 milyondan fazla genç bu faaliyetlerden faydalanmıştır. Ayrıca, 70’ten fazla ülkedeki 817 üniversitede kurulan kulüpler, yaklaşık 25 bin öğrenciyle akademik, sosyal ve kültürel projeler geliştirmektedir. Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Arap Yarımadası’na uzanan geniş coğrafyada, yaklaşık 500 milyon genç, bu platformlar sayesinde ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu gençlerin azmi ve çalışkanlığıyla, geleceğin ümmetini inşa ediyoruz. Tüm başkan ve üyeleri kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
“İslam dünyası olarak büyük bir sınav ve imtihan döneminden geçiyoruz”
İslam alemi, bugün büyük bir sınav ve imtihanın içindedir. Savaşlar, çatışmalar, kaos ve istikrarsızlık, medeniyet coğrafyamızın semalarını kaplamış durumda. Son iki yılda, yüzümüzü nereye çevirsek, yıkımlar ve insanlık suçlarıyla karşılaşmaktayız. Özellikle Gazze’de 21 aydır devam eden barbarlık, insanlık tarihinin utanç kaydıdır. İsrail hükümeti, tüm dünya gözleri önünde, ahlaksızca sivilleri, kadınları ve çocukları katletmeye devam ediyor. İşgal altındaki topraklarda yasa dışı yerleşim ve işgal politikaları artarak devam ederken, insani yardım girişimleri engelleniyor ve açlık, silah olarak kullanılıyor.
Gazze’de hastaneler, okullar ve ibadethaneler bombalanmaya devam ediyor. Sağlık altyapısı yüzde 94 oranında zarar görmüş, ilaç ve tıbbi malzeme sıkıntısı had safhaya ulaşmıştır. Yüzlerce sağlık çalışanı, İsrail saldırıları sonucu şehit olurken, ambulanslar ve hastaneler hedef alınmaya devam ediyor. Yüzlerce sağlık çalışanı ise esir tutuluyor. Bu saldırılar, insanlık suçu ve savaş hukukuna aykırıdır. Gazze’yi dünyanın en büyük toplama kampına çeviren bu zihniyet, kendileri mağduriyet iddiasında bulunmaya utanmalıdır.
Netanyahu ve suç şebekesi, bu katliamların baş sorumlusudur. Ancak, bu katliamlara sessiz kalan ve destek verenler de suç ortağıdır. Bu nedenle, suçun ve sorumluluğun paylaşılması kaçınılmazdır. Netanyahu ve hükümeti, çağımızın zalimleri arasında yer almıştır. Bu vahşetin ve cinnetin durdurulması için, artık zaman kaybetmeden bölgesel ve küresel güçler, sorumluluklarını yerine getirmeli ve barış için adımlar atmalıdır. Türkiye, her zaman barış ve istikrarın yanında yer almayı sürdürecektir, çünkü biz daha fazla yıkım, kan ve sivil kayıplarını kabul etmiyoruz.
Rusya-Ukrayna, Suriye, Hindistan-Pakistan ve İran gibi bölgesel ve küresel sorunlarda da barış ve diplomasi yanlısı duruşumuzu sürdürüyoruz. Bugün de, özgür ve bağımsız Filistin için inancımızla, kararlılıkla duruyoruz.
“Filistin halkına ve mazlumlara destek vermeye devam edeceğiz”
Siyonist lobinin, bizlere ve hükümetimize yönelik yıldırma politikalarına rağmen, duruşumuzdan sapmadık. Mazlumun yanında olduk, adaleti savunduk. Kimin ne dediğine değil, mağdur ve mazlumların sesine kulak verdik. Bugün de, barış, diplomasi ve adalet diyoruz. Bugün de, özgür Filistin’in yanında duruyoruz.
İsrail saldırılarında hayatını kaybeden 55 bini aşkın Filistinli kardeşimize rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz. Türkiye olarak, Filistin halkının ve Gazze’nin yanında olduğumuzu tekrar belirtiyoruz. 100 binden fazla insani yardım, sivil toplum ve resmi kuruluşlarımızla, diplomatlarımızla, gazetecilerimizle, tüm milletimizle yanlarındayız. İnşallah, Filistin’in her karış toprağında barış ve güven ortamı tesis edilene kadar, desteklerimiz devam edecektir.
“Birlik ve beraberlik olmadan, güçlü olmaz, ilerleyemeyiz”
Gönül ve kültür coğrafyamızdaki kanayan yaralar, maalesef tam anlamıyla sarılamıyor. Acılar, hâlâ taze ve derindir. Bu nedenle, açık ve net söylüyorum; mesele varsa, sorumlular da vardır. Suçun ve zulmün karşısında durmayanlar, suç ortaklarıdır. Müslümanlar olarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek zorundayız. Fitne tohumlarının yeşermesine fırsat vermemeli, dostluk ve dayanışmayı güçlendirmeliyiz. Bu kritik dönemde, görüş ayrılıklarını bir kenara bırakıp, kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendirmeliyiz.
“Vahdet olmadan, rahmet ve başarı gelmez”
Bugün, yaklaşık iki milyar nüfusu bulan İslam aleminin en büyük sorunu, imkân değil, birlik ve beraberlik eksikliğidir. Allah’a şükür, elimizde her şey var: insan gücü, ekonomik imkanlar, doğal kaynaklar, stratejik konumlar ve güçlü savunma sanayisi. Ancak, bunlara rağmen hak ettiğimiz seviyede değilsek, bunun sebebi, aramızdaki birlik ve beraberlik zayıflığıdır. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisinde, “Müminler, birbirlerini sevmede, merhamet ve şefkatte, tıpkı bir vücudun organları gibi birliktedir” buyurmuştur. Bu nedenle, dertlerimiz ortak, davamız bir olmalı, kardeşlik ve sevgiyle hareket etmeliyiz.
“İnanıyorsanız, muhakkak üstün olursunuz”
İnancımıza sıkı sıkıya sarılmalı ve bu müjdeye inanmalıyız. Zorluklar karşısında sabretmeli, her zaman bir kolaylık ve umut olduğunu unutmamalıyız. Birlik olmak, güçlü olmaktır. Siz gençlerimizden, farklılıklarımıza rağmen, kardeşlik bağlarımızı kuvvetlendirmelerini ve bu bilinçle hareket etmelerini bekliyorum. Renklerimiz, dillerimiz, mezheplerimiz ve kökenlerimiz farklı olsa da, esas kimliğimiz Müslümanlıktır. Dünya ne kadar karmaşık ve çeşitli olsa da, ortak paydamız Din-i İslam’dır. Allah’a kul olmak ve Efendimiz’e ümmet olmak, en büyük şereftir ve bu şeref, bizlere yüce bir sorumluluk yüklemektedir.
Sevgili gençler, bu bilinçle hareket ederek, kardeşlik ve dayanışma içinde, mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Birlikte, daha güçlü, daha dirençli ve daha umutlu yarınlara ulaşacağımıza inanıyorum. Rabbim, sizlerin yardımcısı ve koruyucusu olsun. Bu güzel düşüncelerle, İslam İşbirliği Gençlik Forumu’nun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ayrıca, bana tevdi edilen Büyük Gençlik Ödülü’nden dolayı büyük memnuniyet duyduğumu belirtmek isterim. Bu değerli platformda emeği geçen tüm kardeşlerime, organizasyona iştirak eden her bir misafirime şükranlarımı sunuyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Ailelerinize ve dostlarınıza selamlarınızı iletmenizi istiyor, kalbinizdeki kardeşlik duygusunu hiç kaybetmemenizi temenni ediyorum. Hepinizi sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın.