DOLAR 32,4818
EURO 35,1017
ALTIN 2.325,85
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 22°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Çöpümüzün yarıya yakını gıda ürünü

31.10.2020
A+
A-
Gıda israfının boyutlarına ilişkin değerlendirmede bulunan İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkan Yardımcısı İsmet Aral, Türkiye’nin bu konudaki karnesinin dünyadaki gelişmiş ülkelerle benzeştiğine ileterek “gıda bankacılığı”nı gıda israfının engellenmesinin en iyi yollarından biri olarak gösterdi. Refah içindeki ülkelerin dahi gıda israfını büyük bir başarıyla engelleyebildikleri projelerinin olmadığına dikkati çeken Aral, “Afrika gibi gıdaya erişimi zor olan coğrafyalarda gıda israfı daha az ama dünyanın geri kalanının ülkemizdeki gibi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani çöpümüzün neredeyse yarısı gıda ürünü, tabağımızın da üçte biri çöpe gidiyor.” diye konuştu. Aral, dünyanın gıda ihtiyacının 2050 yılına kadar yüzde 50 artacağını anımsatarak, “Yani eğer biz gıda israfını bugün engelleyemezsek, gıdanın önemini yoklukla öğreneceğiz. Bu çok acı bir bedel olur. Tek amacımız bunu engellemek. Biz gıda israfının engellenebileceğine ve torunlarımıza bolluk ve bereket içinde bir dünya bırakacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı. İSTİB’in düzenlediği “Gıda İsrafını Engelleme Projesi” kapsamında dünyadaki örnekleri, uygulamaları, başarılı ve başarısız girişimleri ve mevzuatları çalıştıklarını kaydeden Aral, her ülkenin kendi dinamiklerine göre farklı değişkenleri olmasına karşın prensipte gıdanın çöpe gitmeyip insan ile buluşması gerektiğini ve bu konuda Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) küresel ve bölgesel birçok iyi proje yürüttüğünü dile getirdi. Gıda kaybı ve israfının farklılığına dikkati çeken Aral, “Üretimin aşamalarından olan tarla, fabrika öncesi depolama ve fabrikadaki işleme safhalarında ortaya çıkan ‘gıda kaybıdır’. Fabrikadan sonra bayi, toptancı, perakendeci, ev dışı tüketim ve evlerde ortaya çıkan ise ‘gıda israfıdır’.” şeklinde konuştu. Gıda bankacılığını çoğunluğu israf edilecek olan gıda ürünlerini toplayan ve ihtiyaç sahiplerine ileten organizasyonlar olarak tanımlayan Aral, “Gıda toplanan yerler çiftlikler, üreticiler, distribütörler, perakende satış mağazaları ve tüketicilerdir. Bu gıdalar bir gıda bankacılığı ağı sistemi aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Gıda bankacılığı yapanlar dernekler, vakıflar, yerel yönetim destekli kurumlar ve dezavantajlı kişiler için çalışan yardım kuruluşlarıdır.” dedi. Tarım ve Orman Bakanlığının başlatmış olduğu “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” programının çok memnun edici olduğunu vurgulayan Aral, israfla mücadele konusunda topyekün harekete geçilmesi gerektiğini belirterek, “Biz İSTİB olarak kendimizi sorumlu hissettik ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Örneğin biz Türkiye Aşçılar Federasyonu ile restoranlardaki israfın boyutunun tespiti ve önlenmesine yönelik bir çalışma yapacağız.” dedi.
ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.