DOLAR 32,3487
EURO 34,8412
ALTIN 2.405,97
BIST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Açık
İstanbul
22°C
Açık
Sal 25°C
Çar 19°C
Per 17°C
Cum 17°C

Cilt sarkmasını önlemenin püf noktaları

25.06.2020
A+
A-

Ciltte sarkmalar meydana gelmeye başladıysa, sarkmanın seviyesine kadar içten zamanda doğru tedavinin uygulanmasının çok kayda değer olduğu uyarısında bulunan Güzellik Koçu Aylin Çetinkaya, “Erken dönemde yapılan müdahaleler ileri yaşlardaki cerrahi müdahale ihtiyacını geciktirir. Bu sebeple sizin için doğru konsültasyonu yapacak ve tedaviyi uygulayabilecek uzmana danışmadan karar vermeyin” ifadelerini kullandı.

“Kolajen ve elastin fazla manâlı” 

Cilt sarkmalarını durdurmak ve cildi sıkılaştırmak için günümüzde ayrıca cerrahi ayrıca de cerrahi olmayan etkili yöntemler bulunduğunu aktaran Çetinkaya, “Sarkmanın temel nedeni zamanla kollajen ve elastinin azalmasıdır. Vücuttaki esas yapısal proteinlerden biri olan kolajen ‘cildin esas inşa taşı’ olarak kabul ediliyor. 20’li yaşlardan itibaren kolajen üretimi her sene yüzde 1 oranında azalmaya başlar. Bunun üzerine elastin de kaybedilir. Elastin, esnek liflerin içinde bir yay gibi sarılıp geri dönen ve deri gerildikten sonra ‘geri sıçrama’ etkisini yaratan bir proteindir. Yani ciltte yeteri dek elastin varsa deriyi çekip bıraktığınızda eski haline döner. Yaş ilerledikçe kolajen ve elastin azaldığı için ciltte gevşeklikler, sarkmalar, kırışıklıklar, renk solmaları, elastikiyet kaybı ortaya çıkar” diye konuştu.

Kronik gerginlik ve yer çekimi de sarkmayı tetikliyor 

Ciltteki sarkmanın ayrı sebepleri olduğunu söyleyen Çetinkaya, “Kişinin kalıtımsal yapısı, güneşe maruz kalma, beslenme, yaşam tarzı, stres, alkol ve sigara kullanımı en yaygın cilt gevşekliği sebepleridir. Kalıtsal biyolojik saatin yanı sıra yaşamsal alışkanlıklar, yiyecek ve içecek tercihleri, hidrasyon ve güneş ışığına veya reaktif kimyasallara maruz kalma gibi faktörler cildin durumunu etkiler. Diğer nedenler arasında; önemli oranda kilo kaybı, tekrarlayan yüz hareketleri, kronik gerginlik ve yer çekiminin etkileri de sayılabilir” ifadelerini kullandı.

Sarkmayı önlemek için yapılması gerekenler 

Ağır alıştırma ve diyetler ile çocuk sahibi olmanın da sarkmayı hızlandırdığını söyleyen Estetisyen Aylin Çetinkaya, “Genetik aşinalık varsa sigara içmekten kaçınmak, güneşten korunmak ve antioksidanlar açısından varlıklı bir besin tercih etmek gerekir. Antioksidanlar, özgürlük radikallerin neden olduğu hasara karşı savaşmaya asistan olur. Kollajen ve elastin üretimini artmak için önlemler alınırsa cildin gevşekliği yavaşlatılabilir ya da kısmen tersine çevrilebilir” dedi.

Deri sarkmasının seviyeleri 

Ciltteki sarkmanın hafif, orta ve şiddetli almak üzere üç kategoriye ayrıldığını gösteren Çetinkaya, “Hafif vakalarda, çene ve orta yüzde biraz sarkmalar görülmeye başlar ancak boyun bölgesinde sarkma olmaz. Orta ve şiddetli vakalarda ise çenelerden itibaren boyundaki kaslarda daha belirgin sarkma olur. Boynun mimarisi kaybedildiğinde ya da ciltte manâlı miktarda gevşeklik ortaya çıktığında birey tipik olarak ameliyat için aday olabilir” diye konuştu.

Önceden cildi germe işleminin ameliyatla yapıldığını aktaran Çetinkaya, günümüzde radyofrekans tedavilerinin ortaya çıktığını dile getirdi. Çetinkaya, radyofrekans tedavisinin birkaç hafta işe yaradığını aktardı. Cilt için düzenli bir bakım uygulanmazsa ve deri korunmazsa sarkmanın engellenemeyeceğini söyleyen Çetinkaya, “Cilt dokusunu kaldıracak ya da dokuyu sıkılaştıracak diğer tedavi yöntemleri de var. Cilt gevşekliğini tedavi etmek için bundan böyle ultrason ve mikro iğneli radyofrekans (altın iğne) gibi daha etkili ve cerrahi işlem gerektirmeyen yöntemler uygulanıyor” ifadelerini kullandı.

Hafif düzey cilt gevşekliği için tedaviler 

Hafif cilt sarkmasında altın iğne, ameliyatsız yüz germe gibi cilt sıkılaştırma işlemlerinin yapılacağını söyleyen Çetinkaya, “Altın iğne mikro iğneli radyofrekans tedavisidir, yılda bir veya iki kere uygulanabiliyor. Hafif seviye cilt sarkmaları için ciltteki kolajen ve elastini tetikleyecek mezoterapilerden de faydalanılarak kombine bir tedavi protokolü seçim edilebiliyor” dedi.

Orta seviye cilt sarkmaları için tedaviler 

Cilt sarkması daha ileri düzeyde olan; oysa yine de cerrahi işlem gerektirmeyen kişiler için mini yüz germe operasyonu önerdiğini söyleyen Çetinkaya, “Öteki bir seçenekte ameliyatsız iple yüz germe işlemidir. Cilt dokusunu kaldırmak ve cildi sıkılaştırmak için minik bir delikten deri altına ipler geçirilir. Yerel uyuşturma ile 20 dakika içerisinde yapılabilen bu uygulamanın sonuçları hemencecik görülebilir. Bu ipler zamanla cildin aşağı çözünür ve kolajen üretimini artırmaya asistan olur. İpler deri göre emilebilir yapıda olduğundan ama 1 yıla dek dayanabilir. Daha uzun süre daimi olan Fransız askı gibi alternatiflerde mevcuttur” diye konuştu.

İleri seviye cilt sarkmaları için tedaviler 

Özellikle 50 yaş sonrası şiddetli cilt sarkmasını tedavi etmek için ameliyatsız yöntemlerin yetersiz kaldığını aktaran Çetinkaya, “Bu durumda yüz, karın, kollar, göğüs ve uyluklar için germe ya da kaldırma ameliyatları en iyi seçenektir” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.