CHP’nin Boykot Çağrısı ve Parti Tabanının Durumu

Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, CHP’nin boykot çağrısının ardından parti tabanının mevcut durumunu değerlendirirken, parti yönetiminin ülke gerçeklerinden tamamen koptuğuna dikkat çekti. Bu bağlamda, şu ifadeleri kullandı:

“HALKÇI” OLDUKLARI İÇİN BİR TÜRLÜ HALK OLAMADILAR

Malum, bu durum eski bir hastalık… CHP ve ittifaklarının “memleket bilgisi” oldukça zayıf. Sürekli “halkçı” olduklarını savundukları için bir türlü halkla bütünleşemediler. O kadar kendileriyle meşguller ki, halkın dünyasında neler olup bittiğini hâlâ kavrayamıyorlar. Peki, dünyayı biliyorlar mı diye soracak olursanız… Bu kadar demode bir anlayışla nasıl ilerleyebilirler? Son yıllardaki toplumsal değişimi idrak edemediler; ulus devletlerin küresel saldırılara karşı savunma duvarlarını yükseltmek zorunda olduğunu görmüyorlar. Hâlâ 30 yıl öncesinin liberal özgürlük şarkıları ile slogan Kemalizmini bir araya getirmeye çalışıp, bunu sol görüş olarak sunmaları, akıl alır gibi değil. Yoga salonlarından yükselen Espressolab boykotu falan… İnsan bir “ayna”ya bakmaz mı?

CHP VE SEÇMENLERİ

Özgür Özel, nereden ve nasıl bir işaret almışsa, CHP seçmenleri için politik, sosyal ve özellikle de sınıfsal bir köprü inşa etme çabasında. Ancak böyle bir imtihana gerek yoktu. Bir kere, CHP seçmenlerinin bu köprünün üzerinden geçebilmeleri için gereken donanımları bulunmuyor. Hem merak ediyorum, aralarında “içindeki nuru aşağıdaki narı söndürecek” türünden düşüncelere sahip olanlar kaldı mı; hiçbiri ortalarda görünmüyor.

CHP TABANI CHP’Yİ BOYKOT ETSİN

Peki, nereden başlamalı? Boykotla… Ama hangi boykotla? Söyleyeyim… CHP tabanının partisini bir süreliğine boykot etmesiyle… Bu kadar basit! Anlayan anlar; anlamayana geçmiş olsun!

“CHP’NİN HEZEYANLARI”

Şimdi gelelim tatsız bir noktaya… CHP’nin hezeyanlarının en kötü sosyal etkisi nedir, biliyor musunuz? Hakiki siyasal eleştiriyi; gerçek siyasal sitemi ve çözüm arayışlarını sürekli erteletmesi… Neden mi? Çünkü halk bu tür konularla şuradan şuraya gitmez; onlar konuşurken, halkın sesi kısıldı.

YENİ DÜNYA KONJONKTÜRÜ

Peki, ne olacak? Şunu bir başlangıç notu olarak kabul edin: Türkiye, her zamankinden daha çok Türkiye olacak. Herkes bu yorgana göre ayağını uzatsın! Yeni dünya konjonktüründe başka bir yol yok.