Cecilia Krull: “Müzik kaderimde var”

Popüler dizi La Casa De Papel’de seslendirdiği jenerik şarkısı “My Life Is Going On” ile tüm dünyada 180 milyonun üstünde dinlenen Cecilia Krull, 2019 yılında “Hard” isimli single’ının ardındaki Mart 2020’nin son günlerinde “Losing My Mind” isimli şarkısını yayınladı.

YENİ ALBÜM GELİYOR

Bu yeni şarkılar bununla birlikte sanatçının 2020 yılı içinde yayınlayacağı birincil albümünün küçük bir teaser’ı özelliğinde. Pop, Groove ve Soul gibi farklı müzik tarzlarında da şarkılar seslendiren sanatçı, bugüne değin İspanya, Fransa, İsveç, Cezayir, Türkiye, Yunanistan gibi birçok ülkede sahne aldı ve Vitoria, Jimmy Glass, Elias Crean, Jn77 ‘in the Lake, Pinto, Soto del Real, Flavor to Club, Cultural Karnaval European of Algiers, Carlos Ill, gibi birçok prestijli festivalde performanslar sergiledi. Jorge Pardo, Robert Glasper, Javier Colina, Gustav Lundgren, Mel Bringuez, Pedro Itu-rraide, Guillermo McGill, Andreas Unge, Pablo Martin Caminero, Borja Barrueta, Daniel Garcia Bruno, Bob Sands, Pedro Ruy Bias, Pepe Rivero, Gaston Joya, Michael Olivera, Reinier Elizarde, Ivan Melon Lewis gibi uluslararası üne sahip çok sayıda müzisyenle de müzikal işbirlikleri gerçekleştiren Cecilia Krull, Manuel Santisteban ile birlikte birçok soundtrack çalışmasına da imza attı.

7 YAŞINDA PROFESYONEL

● Profesyonel olarak şarkı söylemeye ne zaman karar verdiniz?

Şarkı söylemek benim için oyun oynamak gibiydi. O zamanlar bilinçli olarak şarkı söylemiyordum sadece keyif alıyordum ve hayatımın bir parçasıydı. 7 yaşında Disney İspanya için bir tescil yaptım ve profesyonel olmaya başladım. daha sonra Disney için birçok tescil yapmaya devam ettim. Müzisyen bir ailede doğdum, babam piyano çalan bir caz müzisyeni, bu yüzden evde piyano sesi hiç beceriksiz olmazdı, annem şarkıcı ve aktristti. Ben kadere inanıyorum. Müzik kaderimde vardı.

● La Casa De Papel ile yollarınız nasıl kesişti?

10 yıl önce, bestecisi Manel Santisteban ile çalışmaya başladım, beni, caz konserimde dinlemeye gelmişti. “3 Metros Sobre El Cielo” filmi için yaptığımız “Something’s Triggered” büyük bir başarı kazandı. Film ve diziler için onunla şarkılar yapmaya başladık. Ardından birçok projede birlikte yer almaya devam ettik.

HAYATIM DEĞİŞTİ

● La Casa De Papel dizisi ile sesinizi dünyaya duyurdunuz. La Casa De Papel’in sesi elde etmek sizin için ne açıklama ediyor?

Dizi ile birlikte müzikle ilgili kurduğum hayaller de hızla reel olmaya başladı. La Casa De Papel hayatımın dönüm noktalarından biri. My Life is Going On fazla dinç bir şarkı. Diziyi görebilen ve şarkıyı beğenen fazla pozitif insanla aniden temas kurma şansı yakaladım. Dizi tabii ancak hayatımı değiştirdi. Bir şarkıcı olarak yoluma daha enerjik devam etmemi sağladı.
Şarkı İtalya, Fransa, Arjantin, Brezilya ve Türkiye’nin dijital platformlarında 1 numaraya ulaştı, Fransa ve İtalya’da altın plak, Avrupa’daki TOP 50 Radyo Airplay’de Fransa ve Yunanistan’da 1. sıraya yerleşti.

● 2019’da çıkardığınız “Hard” ve “Losing My Mind” büyük galibiyet kazandı. Yeni şarkılarla ilgili dinleyici tepkileri nasıl?

Losing My Mind çok iyi gidiyor. Benim için diğerlerinden farklı bir şarkı. İnsanlar çok sevdi ve hoş geri bildirimler aldım. La Casa de Papel’in dördüncü sezonunun prömiyerinden sonra dünya çapında yayınlandı. Elektronik tarzın daha pozitif hissedildiği bir şarkı.

KISA SÜREDE ORADAYIM

● Dizinin Türkiye’de başlayacağı tarihte Barbaros ile instagram yayını gerçekleştirdiniz, birlikte şarkılar söylediniz. Sizi sahnede de bir arada görebilecek miyiz?

Yayınlama öncesinde Barbaros’un yaptığı şarkıları dinlemiştim harika bir sesi olduğunu düşünüyorum. Çok garip ve keyifli bir buluşma oldu. Barbaros ile birlikte Unicef’in gecesinde sahne alacaktık. Bu olaylar nedeniyle konseri gerçekleştiremeyince Menajerlik şirketimiz Pasion Turca’nın CEO’su Sinan Ufuk Nergis bizi Instagramda buluşturmaya karar verdi. Birlikte şarkılar söyledik. Sohbet ettik. Umarım en kısa zamanda sahne üstünde de bir araya geliriz.

● Bundan sonraki projeleriniz neler? Yeni albüm için neler söylersiniz?

Dinleyiciler için yeni melodiler ve hikayeler oluşturuyorum. Çok fazla çalışıyorum, bu süreçte olabildiğince müzikten kopmamaya müzik üzerine düşünmeye ve üretmeye çalıştım. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Dinleyiciler de umarım fazla beğenir.

“Türkiye’ye ulaşmak bana kilo aldırıyor”

● Pandemi süreci sizin çalışmalarınızı nasıl etkiledi?

Bu süreçte sosyal ağ aracılığıyla diğer türden faaliyetler yaratmaya ve evde müzik yapmaya çalıştım. Instagram üzerinden canlı yayınlara katıldım. Müzisyenler için zor zamanlar. Ama yeni besteler yapmaya, pratiklerini artırmaya çalışabilirler.

● ‘Türkiye’ye her gelişimde kilo alıyorum’ demiştiniz. Türk mutfağı, kültürü ve insanları hakkında duyguların ve düşünceler neler?

Türkiye’nin yemekleri, insanları, tarihi ve atmosferi mükemmel. Türkiye’ye aşığım. Daha önce konserlerim için ülkenize gelmiştim ama konser dışındaki zamanlarda da gelmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. İspanya’da da çok pozitif Türk arkadaşım var. Dolayısıyla Türk kültürüne yabancı değilim. Mümkün olduğunda Türkiye’de daha artı vakit geçirmeyi çok istiyorum. Türkiye’deki millet kuşkusuz fazla kabiliyetli ve gülünç. Daha önce Bursa, İstanbul ve Ankara’da bulundum. İzmir’de de bir konser vermeyi çok istiyorum.

Burcu ILGIN / Yeni Yüzyıl Gazetesi