DOLAR 32,5592
EURO 34,9748
ALTIN 2.448,66
BIST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

Cansel Elçin: “TV’de çok saçma işler yapılıyor”

22.02.2020
A+
A-

Fransa’da tiyatro eğitimi alan, orada sahnelerde yer aldıktan sonra Tomris Giritlioğlu ile tanışmasının ardından Türkiye’ye dönen Cansel Elçin, dizi setlerinden sonra yeniden döndüğü tiyatroda çok mutlu olduğunu söyledi.

Kendisini ve seyirciyi heyecanlandıracak farklı şeyler yapmayı sevdiğini dile getiren oyuncu, dizi yapımcıları ve senaryo yazarlarını seyircinin istediğini yapmakla eleştirdi.

Elçin, neden dizilerde yer almadığını ise; “Dizilerin ana temaları yön değiştirdi, eskiden entrikalar aşk üzerineydi şimdi vurdulu kırdılı diziler olduğu için benim ilgimi çekmiyor” sözleri ile açıkladı.

Akşam Gazetesi’nden Zeki Gümüş’e konuşan ve dizi senaryosundaki son dönem yaşanan değişikliğe dikkat çeken Cansel Elçin şu ifadelerde bulundu:

“Eskiden senede 150 dizi yapılırdı. Daha çok senaryo okuma ve seçme şansımız vardı. Şimdi kanallar azaldı, o kanallar da haftada iki üç dizi yapıyorlar. TV’den dijitale doğru bir gidiş var; Netflix, Amazon gibi uygulamalar yabancı olduğu için hakimiyet de onlarda.

FARKLI PROJELER İSTİYORUM

15 sene önce zombiyi oynamış biriyim ben. Küçük Kıyamet gişe filmi değil deprem filmiydi ama aradan 15 sene geçtikten sonra bile hatırlanıyor yine Gemide filmi hatırlanıyor. Şimdi Kördüğüm Üçleme diye bir senaryo geldi. Paralel dünyayı anlatıyor. Beni heyecanlandırdı.

Kerem Alışık, bana Doktor Frankeştayn rolünü verdi. İnsan yapan bir doktorun hikâyesi. Megolaman, egosantrik kendini beğenmiş ama yaptığı şeyin arkasında duran bir adam. Ondan sonra sahneyi bırakamadım.

Ben bir teklif geldiğinde başrol mü değil mi ona bakmam. Farklı ve güzel mi ona bakarım. İnsanlar da farklı şeyler istiyor, masal istemiyor. Çünkü bu sanattır. Sanat nedir; insanlardan önce kendinizi heyecanlandıracaksınız. Sahneye çıkınca bilindik şeyler oynarsan insanların canı sıkılır ama kendin şaşırarak oynarsan insanların da ilgisini çekersin.

SEYİRCİ NE İSTERSE O YAPILIYOR

TV’de çok saçma işler yapılıyor. İlgi çeken bir dizi için Twitter’da ‘kavuşsunlar’ yazılıyor. Yapımcı, yönetmen, senarist ‘seyirci kavuşmasını istiyor, kavuşturalım’ diyor. Böyle saçmalık olur mu? Senaryo kendi kendini anlatır, seyirci istiyor diye değişmez.

TÜRKİYE’DE DOĞMAK BÜYÜK ŞANS

Dünyada 8.5 milyar insan yaşıyor. Onların da 1 milyar kişisi bin doların altında kazanıyor. Senegal’de tanıştığım biri ‘Sen şanslısın, sen karnını doyuruyorsun’ dedi bana. Türkiye’de doğmak da büyük bir şans. Çünkü her türlü meyve var, su var, güneş var. Afrika’da su yok fakat farkında değiliz.

SANAT HEM EDEBİ HEM EBEDİ

Önce insanların karnı doymalı. Kültür en son geliyor. İnsan karnı doyduktan sonra düşünmeye başlıyor, gelecek korkusu başlıyor. Olaylara etraflıca bakmak için kitap okumak lâzım. Kitap okumak, müze gezmek, sanatla ilgilenmek lazım. Sanat hem edebi hem ebedi.

MASUM İNSANLARIN HİKÂYESİ

Çıplak Vatandaşlar 1997’de izlediğim bir filmin tiyatroya uyarlaması. İngiltere’de Thatcher döneminde fabrikada çalışan insanlar işsiz kalıyor. Parasız kalıp toplumda itilince bir fikir doğuyor kafalarında. O zamanlar striptiz kulüpleri var. Bunlar diyor ki ‘Onlar yapıyorsa biz de yaparız.’ Çıplak Vatandaşlar oyunu ruhları çıplak olan insanların hikâyesi. Masum, ezilen insanların hikâyesi. Burada striptiz aslında Truva atı. Mesaj barındıran bir komedi. 16 şehirde turneye başlıyoruz. İlk durağımız Düzce. 

TİYATRO BAŞKA BAMBAŞKA

İlk kez tiyatroya gelen genç bir çocuk, Sinema, TV varken insanlar neden tiyatroya gider diye düşünüyordum. Ama buranın çok farklı ve organik bir yer olduğunu gördüm, artık hep geleceğim’ dedi. Bir kişiyi bile tiyatroya kazandırabiliyorsam o bana yeter. Tiyatro benim için başka, bambaşka…”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.