DOLAR 32,1951
EURO 34,9622
ALTIN 2.512,97
BIST 10.939,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 25°C
Açık
İstanbul
25°C
Açık
Çar 22°C
Per 23°C
Cum 23°C
Cts 22°C

Canavarlarla boğuşan adam

15.12.2018
A+
A-

Üzerinden iki yıl geçmiş bile… Klasik, gri bir Ankara günü, Çankaya’da bir apartman dairesi… Bozkurt Bey’in evinde, meslek hayatımın en kıymetli anlarından birinin içindeyim…
Bir masada karşılıklı oturmuş konuşuyoruz. Çevremizde kâğıtlar, kitaplar, kalemler, notlar… Durmaksızın, yorulmaksızın anlatıyor Bozkurt Güvenç. 90 yaşında o zaman. Önünde bir 90 yıl daha varmış gibi iştahla anlatıyor.
Memlekete antropolojiyi
o getirdi
Güvenç’in çalışkanlığı, azmi zaten dillere destan da bunu ben esas o gün anlamıştım. İki gün önce, biraz da çekinerek “Hocam konuşabilir miyiz” diye sormuş, olumlu yanıt almıştım. İlk defa görecektim onu.
Evine gittiğimde önünde teksir kâğıtları, notları, hatta daha sonra bana vermek üzere tüm bunları içine kaydettiği bir CD ile beni bekliyordu. Kimse bir röportaj için bu denli hazırlık yapmaz. Üstelik yeni yayımladığı bir kitabı da yoktu o sıra.
Dedim ya, teklif benden gelmişti. ‘Kimlik’ konuşacaktık. Bozkurt Bey, ola ki sorarım diye bir dolu not çıkarmış, eksik gedik kalmasın istemişti. O düzeyde bir akademisyen olarak benim imzamla yayımlanacak bir işe bunca özen göstermesine hep minnet duyacağım.
Biliyorum ki, tüm işlerini öyle yapıyordu. Sadece beni değil, her birimizi borçlu çıkaran çalışmalarını da böyle yürüttü zaten.
Akademisyenlik demişken… Güvenç’in nasıl zor bir yükün altına girdiğini de anımsayalım. O, bize verili olduğunu varsaydığımız, bu rahatlıkla üzerine atıp tuttuğumuz, dilimize pelesenk olmuş kavramların en önde gelenleriyle, en zorlularıyla uğraşırdı. İçini doldururdu.
Kültür nedir? Kimlik nedir? Biz kimiz? Biz kendimizi ‘kim’ olarak görüyoruz? Her biri ayrı bir canavar… Bu canavarlarla başa çıkmak için uzun bir ömür yetmezdi. İşlek bir zihin ve müthiş bir çaba da gerekirdi. Güvenç’te bunlar fazlasıyla vardı. O da elini hiç korkak alıştırmadan becerilerini kullandı.
Ömrüne iki kariyer sığdırdı. 1960’lara kadar Türkiye’nin yükselen mimarlarındandı. Sonra Türkiye’nin önde gelen sosyal bilimcilerinden biri oldu.
Memlekete ‘antropoloji’yi de o getirdi.
Hepimize ilham vermeye devam edecek
Çalışkan, kadirşinas, özenli, düşünceli… Bu hafta içinde kaybettiğimiz Bozkurt Hoca, neslinin tüm özelliklerini taşıyordu. Ya da düzelterek kullanmak istiyorum bu ifadeyi; nesline, özelliklerini veren insanlardandı o. 90 yaşında, önünde 90 yıl daha varmış gibi iştahla konuşuyor demiştim ya… Son gününe kadar çalışması işte bundan.
Yaşamıyla hepimize ilham vermeye devam edecek.

Canavarlarla boğuşan adam
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.