Bingöl’deki Gassalların Hayatı ve Zorlukları
Bingöl’deki gassalların hayatı, kültürel zenginlikleri ve karşılaştıkları zorluklar üzerine derinlemesine bir inceleme. Bu içerikte, gassalların günlük yaşamlarını, geleneklerini ve mücadelelerini keşfedin.
Bingöl’deki Gassalların Hayatı
DHA Bingöl’de görevli gassallar, hayatını kaybeden insanları son yolculuklarına hazırlamak için büyük bir özveriyle çalışıyor. Cenaze işlemleri, 2 kadın ve 2 erkek gassalin görev yaptığı Şehir Mezarlığı’ndaki Mezarlıklar Müdürlüğü binasında gerçekleştiriliyor. Bu süreçte, gassalların yaptıkları, sadece bir iş olmanın ötesine geçiyor; yaşamın en acı yanlarıyla yüzleşmelerini gerektiriyor.
Medrese eğitimi almış olan Mine Coşkun, 2021 yılından bu yana Mezarlıklar Müdürlüğü’nde görev yaparak, gönüllü olarak kadın cenazelerini yıkıyor. Coşkun, bu süreçte yaşadığı deneyimleri ve gassal olmanın getirdiği zorlukları şöyle dile getiriyor:
“Çok Sayıda Sahipsiz Cenaze Oldu”
Coşkun, şu şekilde konuştu: “2021 yılında gassal olarak mesleğe adım attım. Daha önce gassallıkla ilgili bir medrese eğitimi almıştım. Medrese eğitimimdeki hocamın teşvikiyle gönüllü cenaze yıkamaya başladım. İstanbul’dan belediye hizmetiyle uçağa yükleyip, Bingöl Belediyesi olarak havaalanından alarak, sadece belediye personeliyle yıkayıp, defnettiğimiz çok sayıda sahipsiz cenaze oldu.”
Coşkun, belediye başkanlığı adına yaşlı ve bakıma muhtaç kişilerin ev temizliği ve bakımıyla ilgili sundukları hizmetlerden de bahsediyor: “Bir gün, bir bayanın cenazesinin yıkanması gerektiği söylendi ve ben annemle birlikte o kadının evine giderek hem evini hem de kendisini temizledik.”
“Gassal Olarak Tanınmamak, Başlangıçta Zorlayıcıydı”
Son dönemlerde gassallığın bilinirliğinin arttığını ifade eden Coşkun, Covid-19 sürecinin zorluklarından da söz ediyor: “Covid-19 süreci, çok sancılı bir dönemdi. Annenin evlattan, evladın anneden kaçtığı bir süreçti. Bu dönemi hepimiz derinden hissettik. Sonrasında depremle karşılaştık. Adıyaman’dan gelen bir cenaze beni çok etkilemişti; o cenazeyi yıkayamamıştım. Dokunmaya kıyamamıştım. Kadının hayat hikayesini dinlediğimde, 3 çocuk annesi bir hanımefendi olduğunu öğrendim. Eşi ve çocuklarıyla birlikte boğularak vefat etmişti. Orada gördüğüm görüntü, anlatılamayacak kadar farklıydı ve beni derinden etkiledi. Gassallığın gerçekten yaralarla dolu olduğunu, ailelerin orada çektiği eziyetleri görmek çok acı veriyor.”
Her gün insanların sevdiklerini defnettiğini görmek, gassallar için oldukça zor bir durum. Coşkun, “En sevdiklerimden biri olan halamı yıkamak da benim için zorlu bir süreçti. Halam, Bayburt’ta üniversite okuduğum sırada vefat etti. Ona yetişememenin acısını çok çektim. Gassal olmanın bende bıraktığı izlenim, hayatla ilişkili soruları beraberinde getiriyor,” diyor.
Coşkun, mesleğini anlatırken yaşadığı zorlukları da paylaşıyor: “Gassal olarak tanınmamak, başlangıçta zorlayıcıydı. Mesleğimizi anlatırken ‘Ben gassalım’ dediğimde, insanlar ‘O nedir?’ diye soruyordu. Gassal dizisinden önce, ‘Ölü yıkıyorum’ dediğimde insanlar tedirgin oluyordu. Ancak diziden sonra, bu meslek biraz normalleşti. Önceden korkulacak bir meslekken, şimdi değer verilen ve hayatın hakikatine açılan bir pencere haline geldi.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı (DHA)