Bankacılık İflasları ve Piyasalar Üzerindeki Etkileri

Bankacılık İflaslarının Piyasalar Üzerindeki Etkisi

Bu yılın üçüncü bankacılık iflası, piyasaları derinden sarsmadı. Yatırımcılar, Çarşamba günü gerçekleştirilecek olan Federal Reserve faiz oranı açıklamasına yoğunlaşmış durumda. Altın fiyatları ise Pazartesi günü kısa bir süreliğine 2.000 doların üzerine çıkmayı başardı.

First Republic Bank’ın Çöküşü: Beklenen Bir Sonuç

First Republic Bank’ın çöküşü büyük bir sürpriz değil. ABD’nin en büyük 30 bankasından üçünün, yalnızca iki ay içerisinde iflas etmesi, yatırımcıların bu duruma hazırlıklı olmasına neden oldu. Altın piyasası, First Republic’in çöküşüne ve JPMorgan’ın, iflas eden bankanın varlıklarının çoğunu satın aldığına dair haberle neredeyse hiç tepki vermedi. Bu hafta sonu, First Republic’e hükümet el koydu ve varlıkları açık artırmayla satıldı. JPMorgan, PNC Financial Services ve Citizens Financial’a teklif vermeleri için çağrıda bulunuldu.

Capital Economics Kuzey Amerika baş ekonomisti Paul Ashworth, çöküşle ilgili şu ifadeleri kullandı: “First Republic Bank’ın çöküşü büyük bir sürpriz değil. Banka, Mart ayında 100 milyar dolarlık mevduat çekilişine maruz kaldıktan sonra sürekli bir tehdit altındaydı. Ancak, bankacılık kargaşasının periyodik olarak yeniden alevleneceğini unutmamak gerekir.” First Republic Bank, Silicon Valley Bank’tan biraz daha büyük olan 230 milyar dolara yakın varlığıyla ülkenin en büyük on dördüncü bankası konumundaydı. JPMorgan, bu satın alımın karşılığında FDIC’den 50 milyar dolarlık bir kredi limiti alacak.

Jamie Dimon’un Açıklamaları: Kriz Sonunda mı?

JPMorgan Chase CEO’su Jamie Dimon, devralmayı bankacılık sistemi için paniğin sona ermesi olarak değerlendirdi. Pazartesi günü yapılan bir konferans görüşmesinde, “Krizin bu kısmı sona erdi. Bu durumda devre dışı kalan birçok banka var, ancak bu durum büyük ölçüde çözüldü,” dedi. Ancak bu açıklamalar, bankacılık sisteminin tam anlamıyla güvenilir hale geldiği anlamına gelmiyor.

Krizin Temeli Hala Çözülmedi

Kriptokoin.com üzerinden takip ettiğimiz kadarıyla, yatırımcılar, Fed’in Çarşamba günü faiz oranlarını 25 baz puan daha artırmasını bekliyor. Bu durum, analistlerin gelecekteki gelişmelerle ilgili dikkat kesilmesine neden oluyor. Paul Ashworth, “Fed’in acil durum kredileri Mart ayındaki ilk krizden bu yana genişlememiş olsa da, iskonto penceresinin kullanımının son derece yüksek kalması dikkat çekici,” şeklinde yorum yaptı. Bankaların Federal Konut Kredisi Bankalarına yoğun başvuruda bulunduğu görülüyor.

“Bu krizin özü hala çözülmedi. Tasarruf sahipleri, artan faiz oranlarının yanında daha yüksek getiriler arayışında. Bu nedenle mevduat çıkışı devam ediyor,” diyen Ashworth, şu uyarıyı yapıyor: “Eldeki nakit miktarı azalıyor. Mevduatlardaki düşüş, özellikle de genel sigorta eksikliğinin ek bir sorun olduğu küçük bankalarda, kredileri azaltma baskısını artıracaktır. Bu durum, ekonominin zaten yavaşlamakta olduğu bir dönemde GSYİH büyümesi üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır.”

Fed’in Hızlı Faiz Artışları ve Sonuçları

Great Hill Capital Yönetim Kurulu Başkanı Thomas Hayes, First Republic’in başarısızlığının bir model teşkil ettiğini ve Fed’in faizleri çok hızlı artırmasının sonuçlarını ortaya koyduğunu dile getiriyor. Hayes, “SVB söz konusu olduğunda yönetimi suçlamak kolaydı. Ancak, şimdi bir örüntü gördüğümüz için Fed’in çok ileri ve çok hızlı hareket ettiği ve bir şeyleri kırdığı açık. Bu son artırımdan sonra bir ‘duraklama’ görmek bizi şaşırtmaz,” dedi.

Altın Fiyatları İçin Katalizör Olabilir

Fed Başkanı Jerome Powell’ın bankacılık sektörü hakkındaki görüşleri, altın fiyatları üzerinde önemli bir etki yaratabilir. CompareBroker.io baş analisti Jameel Ahmad, “Altın fiyatları, 2023’ün büyük bir bölümünde kademeli bir yükseliş gösterdi. Bankacılık sektöründe daha fazla stres olduğuna dair endişeler var. Bu durum, son haftalarda yükselen bir ralliyi destekleyen potansiyel bir katalizör olabilir,” şeklinde yorumladı.

Altın Fiyatları Üzerindeki Olası Riskler

OANDA kıdemli piyasa analisti Edward Moya, altın fiyatları için olası bir olumsuzluğun Fed’in beklenenden daha şahin bir tutum sergilemesi olabileceğini belirtiyor. Moya, “Enflasyonist baskılar son dönemde arttı. Bu nedenle Fed’in faizleri artırdıktan sonra sabit tutmaya hazır olduğunu düşündürten sinyaller vermekten kaçınmayacağını öngörüyoruz. Fed, bu bağlamda muhtemelen tetikte kalmayı tercih edecektir,” diyerek yatırımcıları uyarıyor.