Baklava Tartışmalarında Şef Reşat Aydın: Gelenek, Köken ve Yeni Nesil Sunumlar Üzerine
Baklava tartışmalarında Şef Reşat Aydın: Gelenek, köken ve yeni nesil sunumlarıyla lezzet ve kültürü bir araya getiriyor.
Dijital medya ortamında programa konuk olan Şef Reşat Aydın, baklavanın kökeni ve Türk mutfağına dair tartışmalara net açıklamalarla değindi. Aydın, baklavanın Türk kültürünün özgün bir parçası olduğunu vurgulayarak, bu tatlıyla ilgili iddialara karşı sert bir duruş sergiledi. BAKLAVAKİ DEĞİL, OKLAVA Eserin adının Yunanca kökenli olduğuna dair görüşleri reddeden Aydın, bu kelimenin etimolojik bağlamını Türkçe olarak açıkladı: “Lava” kelimesinin oklava anlamına geldiğini ifade ederek, iddiaları çürüttük. Yunanistan ile yaşanan gastronomi polemikleri üzerine de meydan okuyan Aydın, “Bize baklava ile yoğurdun tüm kaynaklarını çıkarıp gösterin” diye seslendi ve Türkiye’nin kaynaklarını referans alarak konuyu savundu.
SARAY STANDARDI 40 KAT, ORİJİNALİ MERCİMEKLİ Aydın, baklavanın ilk kez mercimekle yapıldığı yönündeki görüşleri hatalı buldu ve Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda “cevizli” baklavayı en ince hali olarak kayda geçirdiğini belirtti. “Gerçek baklava 40 kat mı olur?” sorusuna ise “Makbul orijinali 40 kattır. Sarayda bu katmanlı yapı tescillenmiştir” karşılığını verdi. O dönemde bu ince işçiliğin sırrının yüksek glutenli Amasya buğdayında yattığını ekledi.
TERS ÇEVİRME RACONU YOK, KAHVEyle İÇİN Şef Aydın, baklavanın “ters çevrilerek” yenmesi gerektiği yönündeki popüler trendlere karşı çıktı ve herkesin kendi tercihini yapabileceğini söyledi. Kalite odaklı yaklaşımın altını çizen Aydın, “Fıstık yerine bezelye kullanmayın.” uyarısında bulundu ve bunun keskin bir tat bıraktığını belirtti. En iyi eşlikçinin çay değil sade Türk kahvesi olduğunu ve kahve ile şekerin uyumunun tadı güçlendirdiğini ifade etti. Dondurmalı serviste ise “orijinal Maraş döğme dondurması” şartını vurguladı.
SUNUM ŞOVLARINA “OSMANLI TOKATI” ELEŞTİRİSİ Popülerleşen ve bıçakla parçalanan, dumanlarla zenginleştirilen sunumları eleştiren Aydın, bu tip gösterilerin bir sanat eseri yerine saygısızlık olabileceğini söyledi. “Osmanlı tokatını göstererek sunum yapmalısın” diyerek, sunumlarda estetik ve gelenek arasındaki çizgiyi korumanın gerekliliğine vurgu yaptı.
MOLEKÜLER MUTFAKTAN UZAK KALDIK Türk mutfağının yenilikçilikten uzak kaldığına işaret eden Aydın, bilimsel temelli çalışmalara ve laboratuvar benzeri bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti. “Moleküler mutfak, bilimsel çalışmaları temsil eder; bu tür çalışmalara yöneldiğimizde dünya mutfak arenasında hak ettiğimiz yerimizi alırız.” diyerek sektörel eleştirisini sürdürdü. Kaynak: Haberler.com / Nurettin Aksoy