Bağışlanan Sensörler Diyabetli Çocuklara Umut Oldu
Bağışlanan sensörler, diyabetli çocuklara umut oluyor. Bu içerikte, bağışlanan sensörlerin çocukların hayatında nasıl bir fark yarattığını ve umut verdiğini keşfedin.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren ve isminin açıklanmasını istemeyen bir iş insanı, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Kliniği’ne özel bir bağışta bulundu. Bu bağışla, klinikte takip edilen 20 tip 1 diyabet hastası çocuğa ve Hatay’da yaşayan 10 çocuğa toplamda 780 adet şeker sensörü hediye edildi.
Toplantıda Dağıtılan Sensörler Ailelere Ulaştırıldı
Bağışlanan sensörlerin maliyeti 2 milyon lirayı bulurken, hastanede düzenlenen özel etkinlikle sensörler, maddi durumu yetersiz olan ailelere dağıtıldı. Sensörlerin dağıtım törenine Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hakan Gündüz, bölüm doktorları, diyabetli çocuklar ve aileleri katıldı.
Sensörlerin Önemi ve Kullanımı
Sensörler, cilt altı sıvıdan kan şekerini sürekli olarak ölçerek bu verileri cep telefonlarına aktarıyor. Bu sayede diyabetli çocukların kan şekerini parmak ucu delinerek ölçme zorunluluğu ortadan kalkıyor. Prof. Dr. Belma Haliloğlu, sensörlerin diyabetli çocuklar ve aileleri için büyük bir kolaylık sağladığını ve tedavi sürecini olumlu yönde etkilediğini belirtti.
Devlet Desteği ve Diyabet Yönetimi
Prof. Dr. Haliloğlu, sensörlerin devlet tarafından karşılanması gerektiğini vurgulayarak, bu teknolojik cihazların diyabet yönetimindeki önemine dikkat çekti. Ülkemizde 18 yaş altı yaklaşık 15 bin tip 1 diyabet hastası çocuk bulunuyor ve sensörlerin maddi yükü nedeniyle birçok ailenin bu cihazlara erişiminde zorluklar yaşadığına değindi.
- Ailelerin Memnuniyeti: Sensörlerin çocukları ve aileleri fiziksel ve psikolojik olarak olumlu etkilediği, diyabet komplikasyonlarını önleyerek uzun vadede sağlık risklerini azalttığı belirtildi.
- Hasta Deneyimleri: Sensör kullanan aileler, çocuklarının şeker ölçümü sürecinde yaşadıkları zorlukların sensör kullanımıyla önemli ölçüde azaldığını ve yaşam kalitesinin arttığını ifade ettiler.