Ayasofya’nın Yeniden Cami Olması ve Tarihsel Süreç

Ayasofya’nın Camii Olarak Yeniden Açılışı ve Dönemsel Önemi

Türkiye’nin en ikonik yapılarından biri olan Ayasofya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 10 Temmuz 2020 tarihinde resmi olarak yeniden cami olarak ibadete açıldığını duyurmuştur. Bu tarihi an, uzun yıllar süren tartışmalar ve hukuk mücadeleleri sonrası gerçekleşmiş olup, ülke gündeminde büyük yankı uyandırmıştır.

1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülen Ayasofya, 86 yıl sonra 24 Temmuz 2020 tarihinde cuma namazıyla tekrar cami olarak ibadete açılmıştır. Bu karar, sadece bir yapı değişikliği değil, aynı zamanda Türkiye’nin dini ve kültürel mirası açısından da önemli bir dönüm noktası olmuştur.

İslam ve Osmanlı Döneminde Ayasofya’nın Önemi

İstanbul’un fethiyle birlikte, Osmanlı Padişahı II. Mehmet tarafından 29 Mayıs 1453’te alınan karar doğrultusunda, Ayasofya camiye çevrilmiş ve 1 Haziran 1453 tarihinde burada ilk cuma namazı kılınmıştır. Bu olay, hem İstanbul’un fethi hem de Osmanlı’nın İslam medeniyetine yaptığı büyük katkıların simgesi olmuştur.

Modern Dönemdeki Hukuki ve Toplumsal Gelişmeler

Türkiye Cumhuriyeti döneminde, 1934 yılında alınan karar neticesinde Ayasofya müze olarak ilan edilmiştir. Ancak, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vakıflar bu karara karşı çıkmış ve 2016 yılında Danıştay’a iptal davası açmıştır. Sonuç olarak, 10 Temmuz 2020’de Danıştay 10. Dairesi tarafından alınan karar, oy birliğiyle Ayasofya’nın müze statüsünün kaldırılmasına karar vermiştir.

Bu karar, ülke genelinde büyük bir coşku ve birlik beraberlik ruhu ile karşılanmış, vatandaşlar ayakta alkışlamış ve meydanlar doldurulmuştur. Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Resmi Gazete üzerinden yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ayasofya’nın yeniden cami statüsü kazanmasına resmi onay vermiştir.

İlk Cuma Namazı ve Toplumsal Etki

24 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleştirilen ilk cuma namazına, Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, birçok devlet adamı ve vatandaş katılmıştır. Bu tarihi namaz, hem dini hem de milli duygular açısından büyük önem taşımış ve uzun süredir beklenen bir dönüşü temsil etmiştir.