Assos Antik Kenti’nde 2.200 Yıllık Tiyatro Restorasyonunda Son Aşama
Assos Antik Kenti’ndeki 2.200 yıllık tiyatro restorasyonunun son aşamasını keşfedin. Tarih ve kültür dolu bu muhteşem yapı yeniden hayat buluyor.
Çanakkale’nin eşsiz güzelliklerle bezenmiş Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içerisinde yer alan ve tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış Assos Antik Kenti’nde, 2 bin 200 yıllık tarihi tiyatronun kapsamlı restorasyon çalışmaları büyük bir titizlikle devam ediyor. Bu önemli kazı ve restorasyon projesi, hem bölgenin kültürel mirasını koruma hem de turizm potansiyelini artırma amacıyla hayata geçiriliyor. Assos, antik çağda “Troas” bölgesinin güney ucunda, volkanik bir tepenin zirvesinde konumlanmış ve Midilli Adası’nın karşısında yer alan muhteşem doğa manzarasıyla dikkat çekiyor. Yüzyıllar boyunca farklı toplumların yaşam alanı olmuş bu antik kent, tarih boyunca hem bir liman kenti hem de bir eğitim ve kültür merkezi olarak önemini korumuştur.
İlk çağların en önemli filozoflarından Aristoteles’in burada kurduğu felsefe okulu ve yaptığı bilimsel araştırmalar, Assos’un bilim ve düşünce merkezi olmasını sağlamış, zooloji, botanik ve biyoloji alanındaki çalışmalarıyla da ün kazanmıştır. Sur duvarlarıyla korunan ve yuvarlak ile kare kulelerle desteklenmiş olan antik kentte kazı çalışmaları 1980 yılından beri aralıksız sürdürülmekte. Bu kazılar neticesinde ortaya çıkan yapılar arasında Athena Tapınağı, agora (şehir meydanı), meclis binası, liman, nekropol ve spor alanı olan gymnasion bulunuyor. Özellikle, Anadolu’nun en eski Dor düzenli tapınağı olarak kabul edilen Athena Tapınağı, bölgenin zengin tarihini yansıtan önemli bir arkeolojik eser olarak öne çıkıyor.
Assos, ilk kazıların 1800’lü yıllarda ABD’li arkeologlar tarafından gerçekleştirildiği ve 1981 yılında tekrar kazılara başlanıldığı bir alan. Bu uzun ve yoğun kazı çalışmaları aynı zamanda bölgenin kültürel ve tarihsel zenginliklerinin gün yüzüne çıkarılmasını sağladı. Türk ve yabancı arkeologlar tarafından yürütülen kazılar, bölgenin yaklaşık 44. sezonunu oluşturmaktadır. Assos’un, tarih boyunca önemli bir liman kenti ve kültürel merkez olarak varlığını sürdürmesi, özellikle Türk bilim insanlarının katkılarıyla devam eden kazı ve restorasyon projeleriyle daha da güçleniyor. Bu çalışmalar, bölgedeki tarihi yapıların korunması ve sürdürülebilir turizm açısından büyük önem taşıyor.
Tiyatro ve Restorasyon Çalışmaları
Assos’un en etkileyici yapılarından biri olarak kabul edilen tiyatro, kent merkezinin en dikkat çekici ve görkemli yapılarından biridir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Assos Kazı Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ve İÇDAŞ’ın ana sponsorluğu ile yürütülen bu projede, tiyatronun restorasyonunun son aşamalarına gelindiğini belirtti. Arslan, çalışmalar tamamlandıktan sonra tiyatronun yeniden canlandırılacağını ve bölgedeki kültürel etkinliklere ev sahipliği yapacağını müjdeledi. Bu sayede, Assos’un sadece tarihsel bir alan değil, aynı zamanda hareketli bir sanat ve kültür merkezi haline dönüşeceği öngörülüyor.”
Prof. Dr. Arslan, özellikle antik tiyatroların Ege kıyılarında ve özellikle Assos’ta büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Bu tiyatrolar, sadece yapı olarak değil, aynı zamanda eşsiz manzarasıyla da dikkat çekiyor. Ege Denizi’nin mavi sularını ve arka planda yükselen Midilli’nin dağlarını seyreden seyirciler, adeta zamanda yolculuk yapıyor. Tiyatro restorasyon projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında bu yıl tamamlanmayı planlıyor. Assos’un, tiyatrosunun yeniden kazandırılmasıyla bölgenin sürdürülebilir bir kültür ve turizm merkezi haline gelmesi hedefleniyor.”
Mitolojik ve mimari önemiyle dikkat çeken Assos tiyatrosu, M.Ö. 4. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir ve Roma Dönemi’nde çeşitli eklentilerle kullanılmaya devam edilmiştir. Roma döneminde, gladyatör dövüşleri ve hayvan mücadeleleri gibi gösterilere uygun hale getirilen tiyatro, oturma sıralarına ve korkuluklara kavuşmuştur. Ayrıca, bazı sıralar, bölgedeki taş ve demircilik meslek gruplarına tahsis edilmiştir. Orkestra alanının güneyinde, proskene olarak adlandırılan ön sahne ve iki katlı sahne binası bulunuyor. Restorasyon çalışmaları sırasında, eksik bölümler tamamlanarak yapının özgün mimarisi ve işlevi korundu. 1990’lı yıllarda gerçekleştirilen kazı ve restorasyon çalışmalarıyla, tiyatronun tarihi dokusu ve önemi daha da arttı. Bu tarihi yapı, bölge turizminin ve kültürel yaşamın canlanmasında kritik bir rol üstleniyor.