Aşk ve şiddet duruş ve cesaret: Gel de Sıla’ya âşık olma!
Çok rakılı şarkıları benim için: son şehirli Türkçe, kıyı şeridi hüznü, iç iç içli.
Ben artık sözlü şarkılarla özdeşleşme, içlenme zamanlarını devirmiş bir yaş ve baştayım.
Benim kuşağımın geç kaldığı biri Sıla (Bizden geçti demenin İsveççesi).
Ama farkında mıydım?
Sıla’nın farkında, ayırdında ve hayranlığında olmamanız için az biraz eşek olmanız lazım.
¡ ¡ ¡
Ahmet Kural’ı hiç tanımıyorum.
“Ay çok dantelim; farbeladan başka 1 halt tanımam’’ ayağına değil, yeminle.
Başrolünde oynadığı Düğündernek / Sünnetdöşek / Höbelekgöbelek tarzı filmlerle alakam olacak yaşları geçeli-
(Ayyy Emekli Kadın! Kararttın içimizi!)
Yani o da: KUŞAK MESELESİ.
Adamı en çok Yapı Kredi reklamlarından tanıyorum- desem, yeridir.
Ki; Yapı Kredi son vermiş reklamlarına (Bu tarz konularda ABD’yi kıskandıracak 1 siyaseten doğruculuk katsayısına ulaştık bin şükür. Darısı: diğer alanlardaki ifade sorunsallarımızın başına).
Yeni model bir Öztürk Serengil olabilir Ahmet Kural; yani çok güçlü ve istisnai bir komedyen söz konusu olabilir. Kıyılarımıza ulaşamayan.
class=’cf’>
Ayıptır be kardeşim! Yaptığın rezillikle, düşüklükle, hainlikle yüzleşmenin DAHİ bir raconu vardır; olmalı.
Amma raconsuz zamanlara esir düştük yahu.
Dünyada sosyopatlık epidemik hal aldı.
Tamam; âşık olduğu kadını döven adamdan NE bekliyorsun? Diyeceksiniz.
Ama BU KADARI!
Önce Kanal D Ana Haber’e bağlanıp: “Öncelikle böyle
çirkin iddialarla karşınızda olduğum için çok üzgünüm. Bu çirkin iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. 28 Ekim günü Sıla ve ailem yemek yedik. Güle oynaya evimize geldik. Aramızda karşılıklı itişme çıktı. Bu esnada kolunu tuttum. Onun dışında hiçbir iddiayı kabul etmiyorum. Çok üzgünüm, çok!” diyor (Azcık kısalttım).
Bu Tatlı, İyi ve Şaşkın Genç Adam beyanı-
Baktı yetmiyor; mızrak kınına sığmıyor.
1 Metin kaleme alıyor (Fren sorunu).
İşte BU metin zurnanın ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK dediği yer.
Olacak iş değil harbiden.
Sırf giriş kısmını alıntılıyorum. “Başta Sıla olmak üzere bütün kadınlardan özür diliyorum.’’
Burda EN NİHAYET itiraf var, nedamet var, hakikat var; dememize kalmıyor-
“O gece benimle paylaştığı şeyleri İTİDALLİ bir şekilde karşılayabilmeliydim. Herkesin AYIBI kendine diye düşünmeliydim.”
Daha fazla alıntılayamayacağım; içim daralıyor, içim! Bu memleket kirlilikte sınır tanımıyor. Avukatıyla mı kaleme aldı; bilmiyorum. Ana Haber’de reddettiği hakikati (hani karşılıklı itişme ve kolundan tutmacaydı!) kabul ediyor.
¡ ¡ ¡
ŞUNU YAPARAK: Yaptım; AMA sor, neden yaptım! Büyük bir AYIP var, itidalli şekilde karşılayamayacağı kadar büyük 1 ayıp! SEVEN ADAM DELİRİR! Demiş oluyor. Tribünlere. Oynuyor.
Kızı dövmüşsün, kafasına kafasına vurmuşsun; 45 dakika cehennem azabı yaşatmışsın. Sonra da sağ gösterip sol vurmaca. Özür diler gibi yapıp b.k atmaca!
Hakikati açıklar gibi yapıp (en adisinden) gerekçelendirmece.
Haklı çıkmaca. Üste çıkmaca. Oyunlarca- Bizler de tabii: koyunlarca.
OFFFFF BE KURAL; OFFFF BE.
Bu kadar kuralsızlığı hiçbir oyun kaldıramaz, hiçbir kalp taşıyamaz.
Bu korkunç özür metninde 1 tek kısım var ki; “Çok sevmiş, sevdiğini gördüğünde gözleri parlamış bir insan olarak”-
Demiş Ahmet Kural.
Haklı valla.
Ben bile gördüm Sıla’ya aşkını gözlerinde.
İyi de; insan sevdiğine BUNU yapar mı?
Şiddet, şiddet! Sevdiğini dövmek, terörize etmek; paramparça ettin her şeyi.
Yetmedi, kalemlediğin BU yavuz hırsız ev sahibini döver modeli FECİ metin!
Ayık kafayla üstelik!
Uzatmanın âlemi yok.
Rizeli Şarkıcı Davut Güloğlu, Yenikapı Mitingi’ne katılmayacağını söyledi diye ‘’S..tir olsun, gitsin’’ demişti Sıla’ya.
Valla s..tir olup gitmiyorsak- Gitmeyecek isek:
Burası bizim memleketimiz. Biiiir.
Buralar Sıla gibi insanlar olduğu sürece güzel. Az da olsa, çok az da olsa-
Var işte.
Yüreğine sağlık Sıla.
Bi tanesin.
İşte Sıla’nın savcılığa verdiği ifade