DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Aort damarı yırtılan hamile kadın, acil alındığı ameliyatla hem sağlığına hem bebeğine kavuştu

Aort damarı yırtılan hamile kadın, acil ameliyatla hem sağlığına kavuştu hem de bebeği güvende. Bu başarı hikayesi umut verici bir tedavi örneği.

06.08.2025
A+
A-

Adana’da, ani gelişen kalp ağrısı ve nefes darlığı şikayetleriyle hastaneye başvuran 32 haftalık hamile kadın, tıbbi literatüre önemli bir vaka olarak geçen ve başarıyla sonuçlanan bir acil müdahale ile gündeme geldi. Hastanın durumu hızla değerlendirilip, aort diseksiyonu ve kardiyojenik şok tanıları doğrulandıktan sonra, uzman ekipler tarafından hayati tehlike arz eden bu durum acil olarak tedavi edilmek üzere yoğun bakım hazırlıklarına alındı. Aynı anda, hem anne hem de bebek için kritik bir operasyon gerçekleştirildi. Bu karmaşık süreçte, modern teknolojinin tüm imkanları kullanılarak, hem anne hem de bebek sağlıklı bir şekilde yeni hayatlarına başladı.

Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Profesörü Dr. Adem İlkay Diken, olayın detaylarını anlatırken, “İlk geldiğinde, hastamızın aort damarında ciddi bir yırtık ve patlama tespit ettik. Kalbi çevreleyen boşlukta kan birikmişti ve bu nedenle kalbimiz baskı altındaydı. Ayrıca, hastamızda Marfan Sendromu tanısı da bulunmuştu. Bu durumda, erken teşhis ve hızlı müdahale, hastanın hayatta kalması açısından hayati öneme sahipti” dedi.

Başarılı bir operasyonla, yırtılan aort damarı ve aort kapağı onarılırken, aynı anda bebeğin de doğumu gerçekleştirildi. Bu zorlu ve kritik süreçte, multidisipliner ekip çalışması ve gelişmiş teknolojik altyapı sayesinde, hem anne hem de bebek sağ salim hayata tutundu. Prof. Dr. Diken, “Bu vaka, ülkemizde tıbbi literatürde ilk kez, dünyada ise sınırlı sayıda benzeri bulunan bir başarıdır. Bu sayede, yüksek riskli gebeliklerde ve ciddi kalp hastalıklarıyla mücadelede yeni ufuklar açılmıştır” ifadelerini kullandı.

Aortun Önemi ve Marfan Sendromu Riskleri

Prof. Diken, aortun vücuttaki en büyük atardamar olduğunu vurgulayarak, “Aort, kalbin pompaladığı kanı tüm vücuda ulaştırmakla görevlidir ve adeta vücudun ilk ve en önemli damarlarından biridir. Aort anevrizması, yani damarın normal çapından %50 oranında genişlemesi, ciddi bir sağlık sorunu olup, özellikle Marfan Sendromu, Loeys-Dietz Sendromu veya Ehlers-Danlos Sendromu gibi genetik bağ dokusu hastalıklarıyla birlikte görüldüğünde, riski katlanarak artar” dedi.

Yüksek tansiyon, sigara kullanımı ve ailede ani genç yaş ölümleri gibi faktörlerin, aort hastalıklarının gelişiminde önemli rol oynadığını anlatan uzman, “Genetik yatkınlık taşıyan kişiler, 20’li yaşlardan itibaren düzenli takip ve kontrollerle bu hastalıkların erken teşhis edilmesi ile hayati riskler azaltılabilir” uyarısında bulundu. Ayrıca, erken teşhis ve uygun tedaviyle, hastaların yaşam kalitelerinin korunabileceğine dikkat çekti.

Erken Tanı ve Risk Faktörleri

Prof. Diken, ailede aort anevrizması veya ani kardiyak ölüm hikayesi olanlar, yüksek tansiyon hastaları ve sigara kullananların, risk grubuna girdiğini belirterek, “Bu gruptaki kişilerin mutlaka uzman kalp damar cerrahlarına başvurması ve düzenli kontrollerini yaptırması gerekiyor. Erken teşhis edilen aort anevrizmaları, güvenli bir şekilde tedavi edilebilir ve komplikasyon riskleri azaltılabilir” şeklinde konuştu.

Özellikle gebelik sürecinde, yüksek risk taşıyan kadınların, gebelik öncesinde detaylı değerlendirilerek, gerekirse riskli dönemler için özel planlamalar yapması büyük önem taşıyor. Gebelik sırasında ortaya çıkabilen aort yırtılması gibi komplikasyonların önüne geçmek amacıyla, multidisipliner ekiplerin koordineli çalışması ve hastanın durumu yakından izleniyor.

Başarıyla Gerçekleştirilen Çok Disiplinli Yaklaşım

Prof. Diken, bu tür karmaşık cerrahi müdahalelerde, multidisipliner yaklaşımın başarıyı belirleyen en önemli faktör olduğunu vurguladı. “Bu tür operasyonlar, sadece kalp damar cerrahisinin değil, aynı zamanda deneyimli anestezi ekibi, kadın doğum ve yenidoğan uzmanlarının koordineli çalışmasıyla mümkün oluyor. Ayrıca, yoğun bakımda deneyimli ve alanında uzman hemşire kadrolarının desteği, başarıyı artırıyor” dedi.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak, bu gibi yüksek riskli vakalarda, en gelişmiş teknolojik altyapı ve uzman kadro ile hizmet verildiğine dikkat çeken Prof. Diken, “Bu vaka, aynı zamanda ülkemizde tıbbi literatürde de yeni bir sayfa açtı ve, daha önce nadiren görülen, dünyada ise çok az sayıda örneği bulunan bir başarıdır” ifadelerini kullandı.

Kadın ve Bebeklerin Güvenliği İçin Uyarılar

Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı-Perinatoloji Bilim Dalı Uzmanı Dr. Ümran Kılınçdemir Turgut ise, operasyonun hem anne hem de bebek açısından kritik önem taşıdığını belirterek, “İlk tetkiklerde annenin durumu ciddi seviyedeydi. Bebek için de hızla fetal değerlendirme yapıldı ve kalp atımlarında anormallikler tespit edildi. Bu nedenle, saniyelerin bile önemi vardı. Ameliyat sonrası, bebek sağlıklı bir şekilde doğar doğmaz, yeni doğan ekibi tarafından gözetim altına alındı” dedi.

Anne ve bebeğin hayatını kurtarmak için, tüm ekibin uyum içinde çalışmasının ne kadar hayati olduğunu vurgulayan Dr. Turgut, “Bu başarılı sonuç, ekip çalışmasının ve hızlı müdahalenin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor” diye ekledi.

Önlemenin Önemi ve Gebelik Planlaması

Özellikle kalp hastalığı olan kadınların gebelik öncesinde detaylı değerlendirme ve planlama yapması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Ümran Kılınçdemir Turgut, “Gebelik öncesi, kardiyoloji ve kadın doğum uzmanlarının ortak kararıyla, riskli gebelikler önlenebilir ve bu tür ciddi komplikasyonların önüne geçilebilir. Aort diseksiyonu gibi ağır durumlar, uygun önlemler ve erken tanı ile önlenebilir” şeklinde konuştu. Bu nedenle, ailelerde genetik yatkınlık ve risk faktörleri dikkatle takip edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Sonuç olarak, bu vaka, yüksek riskli gebeliklerde ve kalp hastalıklarının yönetiminde multidisipliner yaklaşımın ve erken tanının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir ve, sağlık alanında önemli bir başarı olarak kayıtlara geçmiştir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.