Antalya’da deredeki yüzlerce endemik balık öldü
Antalya’da deredeki yüzlerce endemik balık hayatını kaybetti. Nedeni ve etkileri hakkında detaylar için haberimizi okuyabilirsiniz.
Antalya’nın Aksu ilçesine bağlı Topallı Mahallesi’nde, tarih boyunca su ihtiyacını karşılayan ve özellikle Antik Dönem’de Perge Antik Kenti’nin önemli bir su kaynağı olan ‘Gelin Düşen Deresi’, son zamanlarda ciddi anlamda kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu doğal su yolu, yakın zamanda bilinçsiz sulama faaliyetleri ve iklim değişikliğinin etkisiyle hayli düşük seviyelere gerilemiş, hatta kuruma noktasına ulaşmıştır. Bu durum, bölgedeki ekosistemi olumsuz yönde etkilemiş ve bölge halkında endişe yaratmıştır.
Kuruma nedeniyle özellikle suyu besleyen Kurşunlu Şelalesi’nin de beslediği derenin su seviyesi ciddi ölçüde düşmüş, suyun azalmasıyla birlikte oksijen oranı da azalmıştır. Bu olumsuz gelişme neticesinde, derenin ekosisteminde yaşayan yüzlerce balık türü yaşamını yitirmiştir. Özellikle, bölgeye özgü ve nesli tükenmekte olan endemik balık türleri, bu olayın en acı gerçekleri arasında yer almaktadır.
Endemik Balık Türleri ve Çiçek Balığı’nın Yok Oluşu
Ölü balıklar arasında, bölgeye özgü ve korunması gereken endemik türler de bulunmaktadır. Bunlardan biri olan ve Pseudophoxinus antalyae adıyla bilinen çiçek balığı, nesli tehlike altında olan ve doğal yaşam alanında neredeyse tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir balık türüdür. Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, yaptığı açıklamada, “Canlıların sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için derelere acil müdahale edilmesi gerekmektedir” diyerek, duruma dikkat çekti.
Prof. Gökoğlu, özellikle ölü balıklar arasında bölgeye özgü endemik türlerin de bulunduğunu belirterek, “Suyun ani sıcaklık artışları ve oksijensizlik, bu balıkların ölümüne neden olmaktadır. Bu türlerin korunması ve imha edilmemesi için, ölüleri toplayıp uygun şekilde imha etmek gerekiyor” şeklinde ekledi.
Kirlilik ve Çevresel Tehditler
Çevre kirliliği ve su kaynaklarının korunmasının önemini vurgulayan Prof. Dr. Gökoğlu, “Bu tür sulak alanlar ve su kaynakları, hem doğal yaşam hem de bölge halkı için büyük değer taşımaktadır. Ancak ne yazık ki, kirlilik artmakta ve bu durum, denize kadar ulaşan etkileriyle büyük bir tehlike oluşturmaktadır” dedi. Ayrıca, “Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan su kirliliği ve orman yangınlarıyla mücadele edilmesi gerekiyor. Bu tür ihlaller ve kirliliği yapanlara ağır cezalar verilmelidir” ifadelerini kullandı.
Gökoğlu, “Bütün değerlerimizi kaybediyoruz. Balık ölümleri, bu kayıpların en somut göstergesidir” diyerek, bölgedeki kirliliğin ve ihmalin sonuçlarına dikkat çekti. Ayrıca, “Buraya gelip gidenlerin, özellikle çöplerini ve atıklarını suya atmaması gerekir. Suyumuzu korumamız ve sahip çıkmamız şarttır” şeklinde uyarıda bulundu.
Mahalle Halkı ve Geçmişteki Durum
Topallı Mahallesi’nde yaşayan ve bölgenin doğal güzelliklerini yakından bilen Fevzi Atik ise, su seviyesinin daha önce hiç bu kadar düşük seviyelere inmediğine dikkat çekti. Atik, “Önceden buraya balık tutmaya gelirdik, suyun bu kadar azaldığını görmedik” diyerek, durumun ciddiyetini vurguladı.
Sonuç olarak, bölgedeki su kaynaklarının ve doğal yaşam alanlarının korunması adına alınacak tedbirler ve yapılacak müdahaleler, hem ekosistemin sağlıklı bir şekilde devam etmesi hem de bölge halkının yaşam kalitesinin korunması açısından hayati önem taşımaktadır.