Ankara’nın İlk Kahve Müzesi Açıldı
Ankara’nın ilk kahve müzesi açıldı! Kahve kültürünü keşfetmek ve tarihini yaşamak için bu benzersiz deneyimi kaçırmayın. Hemen ziyaret edin.
Başkent Ankara’da kahve tutkunlarının ve kültür meraklılarının ilgisini çekecek yeni bir mekan açıldı: Türk kahve kültürünü derinlemesine keşfetmek ve yaşatmak amacıyla kurulan kahve müzesi. Bu müzede, uzun yıllar boyunca şehir şehir dolaşarak topladığı, tarihleri 16 ve 17’nci yüzyıllara dayanan kahve değirmenleri, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait kahve pişirme aparatları, nadir fincan takımları ve çeşitli kahve sunum malzemeleri sergileniyor.
Çelebi, müzede özellikle Abdülmecid döneminden kalma gümüş işlemeli fincanlar ile Sultan Abdülhamit’in kullandığı kahve setlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Ayrıca, Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe’nin tasarımını yaptığı fincan takımı da koleksiyonun önemli parçaları arasında yer alıyor. Bu eserler, Türk kahve kültürünün tarihi ve estetiğini yansıtarak ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Koleksiyon ve Sergilenen Eserler
Çelebi, müzede toplamda 100’den fazla tarihi ve kültürel parçayı sergilemekte. İçeriğin oldukça zengin ve kapsamlı olduğunu belirten müze sahibi, şunları dile getiriyor:
- Bir yarım kat yukarısında, Abdülmecid döneminden kalma gümüş işlemeli fincanlar yer alıyor.
- Üst katta, kahve kültürüne dair eserlerin bulunduğu geniş bir salon bulunuyor. Burada, kahvenin Osmanlı’ya gelişinden itibaren kullanılan kavurma tavaları, el değirmenleri ve farklı dönemlere ve bölgelere ait cezve formları sergileniyor.
- Sergilenen cezvelerin yapısı, kullanılan malzemeler ve işçilikler, dönemin ustalığını gözler önüne seriyor. Ayrıca, kahve sunumunda kullanılan çeşitli materyaller ve ‘kahve yancıları’ olarak adlandırılan ürünler de bu bölümde yer alıyor.
- Kahve ile beraber gelen geleneksel lezzetler olan lokum ve şerbet kültürü de müzede anlatılıyor. Ayrıca, kahvenin yasaklanma nedenleri ve tarih boyunca karşılaşılan engeller hakkında bilgiler içeren özel bölümler bulunuyor.
- Fal kültürü ve bu uygulamaların tarihi, saray ve halk kültüründeki yeri de detaylıca anlatılıyor. Bu sayede ziyaretçiler, kahvenin sadece bir içecek değil, aynı zamanda bir iletişim ve eğlence aracı olduğunu da öğreniyorlar.
Ziyaretçilere Sunulan Deneyimler
Çelebi, müzeyi sadece sergileme alanı olarak değil, aynı zamanda etkileşimli bir kültür merkezi haline getirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, iki kişilik özel bir müzik kabini tasarladı ve burada kahveyle ilgili Türkçe ve farklı bölgelere ait şarkıların plaklarını toplayıp, ziyaretçilerin dinleyebileceği ortamlar oluşturdu. Ayrıca, ‘Tahmishane’ adını verdiği odada, kahve dövme ve öğütme deneyimi sunuluyor. Burada, ziyaretçiler önlükler giyerek, kahve ustası gibi dibeklerde kahve çekebilir, bu geleneksel işlemi bizzat yaşayabilirler.
Özümüz ve Kahve Keyfi
Müze içerisinde yer alan ve ‘Özümüze’ ismini verdiği özel odada ise, ziyaretçilere hem bedenlerini hem de ruhlarını dinlendirebilecekleri bir alan sunuluyor. Bu odada, kahve içmenin kültürel ve sosyal boyutları anlatılırken, gelenlere Türk kahvesi ikram ediliyor. Çelebi, bu alanın aynı zamanda bir bekleme ve dinlenme noktası olduğunu, ziyaretçilerin müzeyi gezdikten sonra burada kahve içerek kültürle iç içe olma fırsatı bulduklarını belirtiyor.