Ankara Beypazarı’nda Usta Dokumacı İsmail Yanık’ın 62 Yıllık Sanat Serüveni
Ankara Beypazarı’nda usta dokumacı İsmail Yanık’ın 62 yıllık sanat serüvenini ve geleneksel dokuma sanatını keşfedin. Usta el becerileri ve kültürel mirasın hikayesi.
İsmail Yanık’ın İlmek İlmek Yıllara İşlenmiş Hikayesi
Ankara’nın Beypazarı ilçesinde yaşayan ve el dokuması sanatını nesilden nesile aktarmaya kendini adamış 83 yaşındaki usta dokumacı İsmail Yanık, yaklaşık altmış iki yıldır el emeği göz nuru ürünler ortaya koyuyor. Havludan bornoza, dantel örtüden yatak örtüsüne kadar çeşitli el işi ürünleri kendi elleriyle özenle hazırlayan Yanık, müşterilerinin özel isteklerine göre siparişler de alıyor. Beypazarı’nın geleneksel dokuma sanatını yaşatan az sayıdaki ustalarından biri olarak, mesleğin devamını sağlamak adına genç çıraklar arayışını sürdürüyor.
Sanat Aşkıyla 2 Günlük Zorlu Yürüyüş
Genç yaşta, sanata olan tutkusuyla Ankara’nın Çamlıdere ilçesinden Beypazarı’na doğru uzun bir yolculuğa çıkan Yanık, o zamanlar ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğunu ve yollarda zorluklar yaşadığını anlatıyor. “Sanat öğrenmek için yola çıktım. Dağlardan yürüyerek tam iki gün sonunda Beypazarı’na ulaştım,” diyerek, genç yaşta azmi ve tutkusu sayesinde mesleğine başlangıç hikayesini paylaşıyor.
Çıraklık Yok, Tek Başına Mücadele
Yıllar boyunca mesleğini tek başına sürdüren ve hiç çırak yetiştirmemiş olan Yanık, bu durumu şöyle açıklıyor: “Ne bir çırağım oldu ne de ortak. Her şeyi kendim yaptım. Zorluklar yaşadım ama vazgeçmedim. Günümüzde gençler el işi sanatlara pek ilgi göstermiyor, bu yüzden çırak bulmak oldukça zor.” Mesleğin gelecek nesillere aktarılmasının önemine değinen usta, yine de gençlerin ilgisini çekmek ve mesleği canlı tutmak adına umutla bekliyor. “Bugün yoldan geçen bir gence ‘gel, bu sanatı öğren’ desem, dönüp bakmaz. Ama yine de, biri gelir ve öğrenir diye umut ediyorum,” diyerek, gelecek için umutlarını dile getiriyor.
Mesleğin Yok Olma Tehlikesi ve Kültürel Mirasın Korunması
Dokumacılık ve terzilik gibi geleneksel el sanatlarının, genç nesil tarafından ilgi görmemesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Yanık, bu mesleklerin sadece bir sanat değil, aynı zamanda kültürel bir miras olduğunu belirtiyor. “Benim tek derdim, bu mesleğin ve kültürün devam etmesini sağlamak,” diyerek, yaşadığı zorluklara rağmen bu uğurda mücadele etmeye kararlı olduğunu ifade ediyor.
Günlük Tutma Alışkanlığı ve Yaşananlar
Son 50 yıldır günlüğünü tutan ve hayat deneyimlerini kaleme alan Yanık, yaşının ilerlemesiyle birlikte bu alışkanlığı ara verdiğini söylüyor. Ancak, mesleğini yaşatmak için hâlâ umutla bekleyen ve devretmek istediği bir nesil hayaliyle yaşayan usta, gençlere ilham vermeye devam ediyor.
İsmail Yanık’ın hikayesi, azim ve tutkunun, geleneksel sanatların ve kültürel mirasın yaşatılmasındaki önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.