DOLAR 32,3374
EURO 34,8108
ALTIN 2.390,60
BIST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Açık
İstanbul
19°C
Açık
Pts 21°C
Sal 24°C
Çar 19°C
Per 17°C

Ali Koç: ‘Fenerbahçe tertemiz bir tarihe sahiptir’

03.07.2020
A+
A-

Sarı-lacivertli kulübün başkanı Ali Koç, 107 sanıklı Futbolda Hile Kumpası davasının 15. oturumunda müşteki sıfatıyla açıklama verdi. Ali Koç’un mahkemede verdiği açıklama şu şekilde:

“Bugün burada, kökleri 1907’ye dayanan, 113 takvim tarihi her tarafında ülkemize milletlerarası birçok başarı getirmiş, Türk sporuna binlerce sporcu kazandırmış, yetiştirdiği sporcular ile gerek Fenerbahçemizi gerekse Türkiye’nin değişik branşlardaki milli takımlarını olimpiyatlarda, Dünya Şampiyonalarında, Avrupa Şampiyonalarında ve diğer şampiyonalarda temsil etmiş, Türkiye’nin azami taraftarına sahip kulüplerinden biri olan; kitleleri güzel gücü ve kapsayıcı yapısıyla, parçası olduğu toplumun sorunlarına karşı her zaman duyarlı bir sivil toplum kuruluşu olan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 37. Başkanı olarak huzurlarınızda bulunuyorum.

Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği’nin amacı; Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği Tüzüğü’nün 3. maddesi uyarınca kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği amaç ve ilkeler doğrultusunda çağdaş yaşama uygun olarak, üyelerin ve sporcuların, vücut ve ruh sağlığını geliştirecek olanaklar sıralamak, fizik ve moral eğitimleri ile ilgilenmek, kulübün tesis ve faaliyetlerinden yararlandırmaktır.

Tüzüğümüzden de dobra dobra anlaşıldığı üzere Fenerbahçemiz topluma ve millete yardımsever bir dernek olarak resmileşmiş olup günümüze dek gerçekleştirdikleri ile Türkiye’de her alanda öncü ve misal tavrıyla insanlara defalarca umut, sevinç kaynağı olmuştur.

Bu faslı kapatmadan önce rahmetli İslam Çupi’den bir alıntı yapmak istiyorum: “Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yahut, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bereket yoktur, ırk yoktur, canlılar kuvvet nefes alır ve bu ülke kısa zaman sonradan yaşamış yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur.”

Sayın Heyet;
9 sene önce bugün, sadece Türk futbolunda yok, Türkiye tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır.
3 Temmuz 2011 tarihinde Türk futbolunda sözde temizleme yapılacağı iddialarıyla Fenerbahçe Spor Kulübü’ne, Kulübün Başkanı Aziz Şimşek’a, yöneticilerine, profesyonel çalışanlarına ve bir takım sporcularına yönelik bir dizi işlem gerçekleştirilmiştir.

Bunlar illegal bir örgütün Fenerbahçe’yi ve futbol camiasını fethetmek için gerçekleştirdiği hukuksuz operasyonlardır.

Bu koşul mahkeme kararlarıyla da tespit edilmiştir.

Bir zaman önce açıklanan Ergenekon Gerekçeli Kararı bütün süreci anlatmış, ayrıca Fenerbahçemize kurulan kumpastan da, sanıklara canice verilmek için kanunların nasıl hiçe sayıldığından uzun uzun bahsetmiştir.

2007’de başlayan, yargıya sızmış FETÖ Terör Örgütü’nün üyeleri aracılığıyla yapılan bu saldırılar 2011 yılına değin çeşitli davalar aracılığıyla yoğun bir zorlama ile devam etmiştir.

Askeri, siyasi, akademik, ulus ve özel sektör ayırt etmeksizin toplumun bütün kesimlerinde karşıt gördükleri, kendilerine biat etmeyen birey ve kurumları, kendilerine has kumpas yöntemleri ile tasfiyeye başlayan Paralel Devlet Yapılanması FETÖ/PDY, bütün kasıt ve emellerini gerçekleştirebilmek namına o dönemde sorunsuz bir şekilde uzaklık kat etmiştir.

Aynı FETÖ yapılanması, kendi kuytu ajandası doğrultusunda 2011 yılında bu kez Türk futboluna el atmıştır.

Diğer kumpaslardan bambaşka olarak Şike Kumpası, milyonları peşinde sürükleyen ve milyarlarca Euro’luk ekonomisi olan futbolu gaye almış; bunu da Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Fenerbahçe üzerinden yapmaya çalışmıştır.

Türk sporunun en kayda değer değerlerinden biri olan Fenerbahçemiz, her aşaması nakış gibi işlenen büyük bir oyunla ele geçirilmeye çalışılmıştır.

Operasyon süreci, soruşturma süreci ve hak sürecinin her bir adımı FETÖ’nün hazırladığı senaryoya tarafından, örgüt üyelerinin kontrolü altında yürütülmüştür.

Kendi güdümlerinde bulunan medyalar yoluyla da açık bir propaganda ile toplumda Fenerbahçe’nin şike faaliyetlerinde bulunduğu algısı oluşturulmaya çalışılmıştır.

Bakınız sürecin daha derhal başında henüz ifadeler zeka alınmadan, dönemin İstanbul İl Güvenlik Müdürlüğü, haddini ve yetkisini aşarak, gözaltıların olduğu gün

“19 maçta hile ve teşvik primi saptama ettik” biçiminde bir tanımlama yapmıştır.
Bu açıklama bütün da FETÖ’nün hedeflediği gibi “alev olmayan yerden duman çıkmaz, bakın Güvenlik tespit etmiş” şeklindeki değerlendirmelerle basında yer almıştır.

Başkanımız Sayın Aziz Şimşek demin açıklama deha vermeden, hastane kontrollerinde konut adresi olarak, sanki tutuklu yargılanmasına karar verilmiş gibi, Metris Cezaevi yazılmıştır.

Bunlar daha soruşturmanın en başında yaşadığımız masumiyet karinesi gibi en temel hukuk kurallarının bile en ince ayrıntısına kadar değil sayıldığının göstergelerinden sadece birkaçıdır.

Hukuksuzluklarla doymuş süreci fazla daha pozitif örnekle çeşitlendirmek mümkündür.

Kulübümüz, Başkanımız Aziz Şimşek ve idareci arkadaşlarımız medya önünde büyük bir linçe uğramıştır.

Ülkemizin en önemli değerlerinden biri olan Fenerbahçemiz’e reva görülen haksızlıklar, gün geçtikçe daha da şiddetlenmiştir.

Sadece hak, emniyet ve medya üçgeninde yok, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve UEFA nezdinde uğradığımız hileli tavırlar da senaryonun hatasız birer parçası olarak tarihteki yerini almıştır.

Buradan bir parantez de TFF’ye açmak gerekiyor.

Asli görevlerinden bir parça başına Türk futbolunun marka değerini gözetmek ve daha yukarılara hariç tutmak olan bu kurum, o dönem Avrupa futbolunun yükselen yıldızı olan Fenerbahçe’ye maruz görülen haksızlıklara göz yummakla kalmamış, üstüne bu büyük oyunun bir paydaşı haline dönüşmüştür.

Dönemin TFF Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri de Fenerbahçemize karşı yapılan bu operasyonların kimi kasıtlı olarak kimi de bilmeyerek parçası olmuşlardır.

Hemen Şimdi yargılaması tamamlanmamış, ifadeleri alınmamış bir durumdayken, polis fezlekesinde her biri yalnızca bahis olarak bulunan bütün doküman ve dökümanlar UEFA’ya an be an yazışmalarla rapor edilmiştir.

Bu yönlendirmeler neticesinde UEFA da hakkımızda hatalı ve aleyhte kararlar tesis etmiştir.

Federasyonun çabalarıyla, davaya bakan savcıyla görüştürülmek üzere Türkiye’ye çağırılan UEFA müfettişi Pierre Cornu, devlete ait raporunda da yazdığı gibi, ziyareti esnasında “Fenerbahçe’nin \%1 bile şike yapmama ihtimali var mıdır?” sorusunu TFF yetkililerine yöneltmiştir.

Laf konusu yetkililer ise “Fenerbahçe \%100 hile yapmıştır” cevabını vermişlerdir.

Sadece bu örnek bile dönemin federasyonunun Fenerbahçe ve süreçle ilgili reel niyetini ve duruşunu anlaşılır biçimde ortaya koymaktadır.

Bizi sözde hukuksuzluk yaptığımız iddiasıyla Avrupa’ya göndermeyenler, bizim “madem pek, hile yaptığımızı düşünüyorsanız bizi daha aşağı lige düşürün” şeklindeki meydan okumamızı reddederek büyük bir çelişki içine girdiler.

Bu noktada şunu da andırmak isterim fakat, o dönemde yürürlükte olan Türkiye Futbol Federasyonu Futbol Disiplin Talimatının 58. Maddesine göre müsabakanın sonucunun hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilenmesi veya buna teşebbüs edilmesi halinde kulüpler küme düşme cezası ile cezalandırılıyordu.

Ilk Olarak Fenerbahçe elde etmek üzere az daha tüm spor camiasının karşı çıkmasına karşın o süreçte söz konusu direktifler değişmiş ve teşebbüs halinde kulüplere ceza verilmemesine hükmedilmiştir.

Yani dobra dobra Fenerbahçe’nin, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yer alan en yüksek aşamalı ligden düşmesi istenmemiştir. Çünkü bu operasyonu yapanların ana amacı Süper Ligdeki Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ele geçirmekti.

Zira Fenerbahçe’mizin bir daha aşağı lige düşürülmesi halinde futbol camiasına amaçlandığı şekilde etkili giriş yapılamayacaktı.

Sayın Heyet, Kulübümüz Hile Kumpası sürecinde telafi edilmesi imkânsız fiziki ve manevi zararlara uğratılmıştır.

UEFA Şampiyonlar Ligi’ne gidemediğimiz için
*katılım payı
*performansa dayalı ödüller
*bilet satmak gelirleri
*kombine kart satmak hasılat gelirleri
*reklam ve mahsul satmak hasılat gelirlerini

Kaybederek yalnızca o sene için toplamda az daha 54.000.000,00 (ellidörtmilyon) Euro zarara uğradık.

Bu kayıplara ek olarak kadromuzda yer alan ve pek çok üstteki seviye kulübün peşinden koştuğu milletlerarası çapta 5 oyuncumuzu satmak zorunda kaldık.

Zira, kulübe kaynak oluşturulması gerekiyordu.

Halka açık olan şirketimizin hisselerinde de yadsınamayacak şekilde düşüş yaşanmıştır.

Basit bir misal vermek gerekirse:
Fenerbahçe Futbol A. Ş.’nin Kumpas öncesi son kapanış tarihi olan 01.07.2011 tarihinde piyasa değeri 1.771.425.000,00 TL (756 milyon Euro) iken;

Kumpastan bir ay daha sonra 10.08.2011 tarihinde piyasa değeri 907.475.000,00 TL’ye (361 milyon Euro) düşmüştür.

Bu rakamlar ışığında Fenerbahçe Futbol A.Ş.’nin sadece bir aylık süreçte görmüş olduğu bedel kaybı 863.950.000,00 TL’dir (395 milyon Euro)

VE BUNUN TEK SEBEBİ BU KUMPASTIR.

Bütün bunlar sebebiyle Kulübümüzün 2011-2012 sezonu öncelikle almak üzere devamlı sezonlardaki kayıpları tanımlama edilemez boyuttadır.

Bu yukarıda saydıklarım Fenerbahçemizin uğradığı fiziki zararlardır.

Şunu da belirtmek gerekir ama; Şike Kumpasından negatif etkilenen tek kulüp Fenerbahçe değildir. 3 Temmuz operasyonu Türk futbolu, hatta Türk sporu için kötü bir dönüm noktasıdır.

Bu operasyonun Türk sporuna verdiği zararları o dönemde tüm spor kamuoyunu Fenerbahçe Spor Kulübü olarak her zaman “Aynı Gemideyiz” diyerek uyarmıştık.

Bugün 3 Temmuz sürecinin spor kulüplerimiz, Türk futbolu ve taraftarlar yani milyonlarca vatandaşımız üzerinde oluşturduğu tahrip onlarca yıl onarmak olası değildir.

Tüm bunların yanında Fenerbahçemizin uğradığı manevi zararlar da mevcuttur.

En baştan üstüne basa basa belirtmekte menfaat var oysa;

Camiamızın uğradığı manevi zararlar, ölçülmesi muhtemel olmayan boyutlardadır.

Her şeyden önemlisi Fenerbahçe ile şike kelimesi kumpas ile emrindeki yandan getirilerek Fenerbahçe’nin tertemiz tarihine ve marka değerine zarar verilmiştir.

Soruşturma üstünde gizlilik kararı olmasına karşın örgütün gazeteleri ve televizyonlarına kara propaganda amacıyla hâlihazırda yargılanan hâkimlerden, savcılardan ve polislerden gelen belgeler servis edilip, Fenerbahçe hakkında “şikeci takım” imajı oluşturulmaya çalışılmıştır. O dönem kimse bu hukuksuzluğu durdurmamış yada durduramamıştır. Kulübümüz henüz yargılama bile başlamamışken evvela kamuoyu nezdinde mahkum edilmeye çalışılmıştır.

Fenerbahçemize gerçekleştirilen işlem ile hem toplumsal bir ayrışma amaçlanmış ve öteki camiaların Fenerbahçe’den nefret edilen şey etmesi sağlanmaya çalışılmıştır.

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün en büyük gücü taraftarlardır. Genci, yaşlısı ile yurt içinde ve yurt haricen takriben 30 milyon taraftara sahip bir camia olup, medyada oluşturulmuş olan seziş operasyonu sonucunda az önce açıklanmış takımlara gönül vermemiş olan yeni nesillerin Fenerbahçe sevgisi taşımalarının önüne geçilmiştir.

Yalnızca bu hususlar bile Fenerbahçe’nin ağır manevi zararlar gördüğünü açıkça gözler önüne sermektedir.

O dönemde öteki kulüpler bizim sesimizi maalesef duymazdan geldiler.

Fenerbahçe camiası kimsesiz 3 Temmuz kumpasına aleyhinde dik durmuş, Başkanımız Aziz Şimşek, Fetullahçı Terör Örgütü Fenerbahçe’yi tarumar etmek için tüm gücüyle saldırırken daha birincil günden tarihe geçen sözlerini söylemiştir. “Ne şikesi memleket elden gidiyor” diyerek bu örgütün belli başlı amacını resmi olarak ifşa etmiştir.

O gün Başkanımızın uyarısını, Fenerbahçe’nin haykırışını dikkate almayanlar, rüzgara kadar hareket edenler, sonra haklı olduğumuzu kabul etmek zorunda kalmışlardır.

Bu kumpas, ülkemizin hukuk, hak, polis teşkilatı, medya başta elde etmek üzere bütün damarlarına sızmış FETÖ tarafından devletin imkanları kullanılarak organize edilmiş ve hayata geçirilmiştir.

Gelinen aşamada keza verilen temize çıkma kararları ayrıca huzurdaki bu davanın çözülmüş olması hem de geçtiğimiz aylarda açıklanan Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararı, haklılığımızı bir kez daha gözler önüne sermiştir.

her zaman andırmak isterim oysa Fenerbahçe’ye yapılan hukuksuzluklara tereddütle bakmak, “ama” veya “fakat” retorikleriyle ulaşılacak her değerlendirme Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik varlığına kast eden FETÖ’nün meşrulaştırılmasından başka hiçbir amaç taşımamaktadır.

Camiamız, başkanımızın liderliğinde taraftarlarımız, sporcularımız ve yönetimimizle ülkemizin geleceğinde manâlı yeri olan büyük bir direniş gerçekleştirmiştir.

Bu direnişin önemi, FETÖ yapılanmasına karşı duran birincil camia olmamızdan kaynaklıdır.

O gün camiamızın verdiği misal uğraş, FETÖ’nün ilk kez başarısızlığa uğramasını sağlamıştır.

FETÖ, kumpaslarındaki ilk hüsranını Fenerbahçe camiasının bu direnişiyle yaşamıştır.

Bu başarısızlık, 2011 ardından teşebbüs ettiği Türkiye’yi tamamen ele geçirme operasyonu olan 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi alçak saldırılarda da başarısız olmasının fitilini ateşlemiştir.

3 Temmuz direnişi, Türkiye’nin topyekün direnişinin kilometre taşı olmuştur.

Biz Fenerbahçe camiası olarak FETÖ ile mücadelede milat olarak 3 Temmuz’u kabul etmekteyiz.

Geçmişte başkanımızı, yöneticilerimizi, kısacası Fenerbahçe ile alakalı kişileri soruşturan savcılar ve onlara cinayet veren, cezayı onayan hakimler bugün ya kaçak konumdadır ya da soruşturulmakta, yargılanmaktadır.

Sayın Başkan, Değerli Üyeler, Kıymetli Savcı,
Açıkladığım hususlar ışığında ben, Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği’nin 37. Başkanı olarak, ayrıca Fenerbahçe Spor Kulübü Derneği ve iştirakleri namına, ayrıca de şahsım ve Idare Heyeti üyeleri adına tekraren sanıklardan şikayetçi olduğumuzu belirtir, sanıkların en ağır cinayet ile cezalandırılmaları ile birlikte, asılsız “şike” iddialarıyla Fenerbahçemize sürülen kara lekenin temizlenebilmesini teminen, kurulan alçak kumpasın, Mahkemenizce verilecek karar aracılığıyla tarihe tescilini saygılarımla istek ederim.

Fenerbahçe tertemiz bir tarihe sahiptir! Şike yapmamıştır, katiyen da yapmaz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.