Porselenin Kültürlerarası Dokunuşu: Pelin Dal ve Jingdezhen’in Büyüsü

Seramik sanatçısı Pelin Dal, dünyasının merkezlerinden biri olan Jingdezhen’in kalbinde, Türkiye’nin doğaçlama (patchwork) geleneklerini yeni bir dilde harmanlıyor. Parçalayarak pişirdiği seramik parçalarını bir araya getirerek çarpıcı formlar yaratırken, sırlarla dolu deneysel bir yol izliyor.

Dal, Jiangxi eyaletindeki Jingdezhen Seramik Üniversitesi Uluslararası Seramik Stüdyosu’nda öğrenimini sürdürüyor ve bu süreçte kültürel alışverişin somut bir örneğini sunuyor. “Her parça kendi kimliğini koruyor, ama parçalar birleşince yeni bir şey ortaya çıkıyor” diyor; bu sözler, çalışmalarının temel felsefesini özetler nitelikte.

Çocukluğundan beri porselenlere duyduğu hayranlık ile başlayan merak, onu Çin’e ve Jingdezhen’e taşıdı. Teyzesinin işe gidişlerinde aldığı zarif hediyeler ve ışık saçan Jingdezhen porselenleri, Dal’ın sanatsal yolculuğuna tohum oldular. Üniversitedeki seramik bölümüne girişinde bu tutkunun etkisi belirginleşti ve iki yıl önce Jingdezhen’e gelmesini sağladı.

Dal, şu anda Çin sanatını küresel geleneklerle buluşturan bir oturum programının parçası olarak canlı bir uluslararası sanatçı topluluğu ile şehirde bulunuyor. Çin sanatına dair görüşleri derinleşirken, kültürler arasındaki diyalog da onun çalışmalarını şekillendirmeye devam ediyor.

İlham kaynağı olan Çin Yeni Yılı sırasında Jingdezhen’de izlediği ejderha dansı, ona güçlü bir metafor sundu: ortalarda dalgalanan bulutların arasında süzülen bir ejderha, Türk leylak çiçekleriyle çerçevelenmiş sarı çömlek tabağına dönüşen bir ikon haline geldi. Dal, bu tasarım için “Ejderhalar Çin halkı için derin bir anlam taşıyor. Bu sembolü Türkiye’de sevilen çiçeklerle bir araya getirerek, iki kültür arasında bir diyalog kurmak istedim” diyor.

Geleneksel bağlar, Osmanlı tüccarlarının yüzyıllar boyunca Jingdezhen’in mavi-beyaz porselenlerini Avrupa’ya taşımasıyla kuvvetlendi. Topkapı Sarayı’nın dünya çapında en büyük mavi-beyaz Çin porseleni koleksiyonuna ev sahipliği yaptığı bu süreç, kültürel köprünün nicelikli bir kanıtı olarak öne çıkıyor.

Bugün Türk öğrenciler, sanatçılar ve girişimciler bu bağları yeniden keşfetmeye devam ediyor. Dal da Jingdezhen Seramik Üniversitesi’nde doktora yapan ve kısa süre önce yedi genç Türk sanatçıyla birlikte, bu zıtlıkları çağdaş bir vizyonla nasıl birleştirebileceklerini kutlayan bir grup sergisine katıldı. Dal, “Jingdezhen’de milliyetin ve dilin önemi yok. Porselen evrensel bir dildir ve doğrudan kalbe hitap eder” diyor.

Kaynak: Xinhua / Güncel Kaynak: Haberler.com