PKK’nın Kendini Feshetmesi ve İçerden Gelen Tepkiler Üzerine Derin Bir Analiz

Giriş

İşte Karar Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur’un kaleme aldığı bu önemli yazıda, PKK’nın kendini feshetmesi ve silahlı mücadeleden vazgeçmesi karşısında toplumun çeşitli kesimlerinde oluşan farklı tepkiler detaylı bir şekilde ele alınıyor. Bu tepki ve refleksler, siyasi, milli ve ideolojik çatışma dinamiklerini anlamak açısından oldukça zengin bir perspektif sunuyor.

Toplumun Farklı Tepkileri

• Memnun Olanlar: Bu gelişmeden genel anlamda memnuniyet duyanlar ve çözümün kalıcı barışa hizmet edeceğine inanan kesimler.
• Memnun Ama Şüpheleri Olanlar: Çözüm karşısında memnuniyet duysalar da, süreç ve sürdürülebilirlik konusunda soru işaretleri taşıyanlar.
• Sadece Soruları Olanlar: Çözüm sürecine ilişkin endişe ve soruları olan, detayları netleştirmek isteyen kesimler.
• Memnun Olmayanlar: Bu gelişmeye tamamen karşı çıkan ve sürecin olası olumsuz sonuçlarını öngörenler.
• İslamcı ve Endişeli Gruplar: Bu adımın İslamcılar açısından uygun olmadığını düşünen ve farklı dinî veya ideolojik gerekçelerle karşı çıkanlar.
• İktidar Kaygıları: Bu çözümün iktidara zarar vereceğinden endişe eden ve mevcut düzenin devamını isteyenler.
• İç Konforunu Koruyanlar: Kendi düşünce konforlarını bozmak istemeyen ve mevcut durumu korumayı tercih edenler.
• Otoriterliğe Yönelik Muhalifler: Demokratik değerleri savunan, otoriter eğilimlere karşı çıkan ve özgürlükleri ön plana çıkaran kesimler.
• Çatışma ve İkilik Üzerinden Siyasal İbret ve Oyunlar: Yıllardır çatışmaya, ikiliğe ve çatışmalı ortamdan siyasi kazanç sağlayan gruplar ve kişiler.

Cihat Yaycı ve Günümüz İçinde Olanlar

Özellikle son dönemde sesini duyuran isimlerden biri olan Emekli Amiral Cihat Yaycı, çeşitli çıkışlarıyla dikkat çekiyor. 2020’de muvazzaf rütbesinden alınarak, yüksek şöhretli Mavi Vatan teorisinin ve FETO’nun etkilerinin tartışıldığı süreçte, emekli edilmesiyle gündeme gelmişti. Bu durum, onun tepki göstererek istifa etmesine neden oldu ve bu olay, siyasi gündemde önemli bir yer tuttu.

İstifası sonrası, iktidar ve muhalefet cephesinde farklı tepkilerle karşılaştı. Kendisi, iktidar tarafından çeşitli konularda sert ifadeler kullanırken, muhalif kesimlerde ise milliyetçi ve ulusalcı tonlarını yükseltti. Kanal İstanbul karşıtı duruşu, BOP projesine dair iddialar ve Lozan ile ilgili uyarılarıyla dikkat çekti. Ayrıca, çeşitli şehirlerde ve platformlarda yaptığı gösterilerle, milliyetçi ve ulusalcı duruşunu pekiştirdi.

Görüşleri ve Tehditleri

Yaycı’nın en son yaptığı açıklamalar, PKK’nın fesih kararını eleştiren ve bu süreci destekleyenlerin niyetlerini sorgulayan içerikteydi. “Bu süreci övenlerin; Sözde Kongre bildirisinde – güvenlik güçlerimizin etkisiz hale getirdiği teröristlere “şehit”, – teröre “tarihi mücadele”, – ülkemizin bir bölümüne “Kürdistan”, – sadece PKK adı altındaki faaliyetlere son verilip, YPG, PYD, PJAK, PÇDK, HPG vs’nin devamına, – Lozan’a meydan okunmasına, – Türkiye Cumhuriyeti’ne “soykırımcı” denmesine, – Teröristbaşının “barış lideri” “Önder” olmasına açıklamalarını da merak ediyoruz.” şeklinde ifadeler kullandı. Bu tarz açıklamalar, toplumda çeşitli tepkilere yol açtı ve çeşitli düşünce hataları içerdiği iddia edildi.

PKK ve Bağlantılı Örgütler Üzerine Yanlış Bilgiler

Mesela, PKK’nın kendi ölülerine neden şehit denildiği, terörün “tarihi mücadele” olarak tanıtılması, Kürdistan bölgesinin sadece sözde kalması gibi konular tartışılıyor. Ayrıca, PKK’nın KCK olarak devam ettiği, Karayılan’ın örgüt lideri olduğu ve çeşitli silahlı grupların aslında siyasi partiler veya farklı yapılar olduğu gibi yanlış bilgiler de dile getiriliyor.

Yaycı’nın Akademik ve Bilimsel Çalışmaları

Özellikle, Cihat Yaycı’nın akademik kimliği ve yaptığı çalışmalar da tartışma konusu. İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı doktora tezi, konusu “Irak’ta Ekonomik-Sosyal Dönüşüm ve Türkmenler” olsa da, ortaya çıkan gerçekler, bu tezin ciddi anlamda intihal ve kopya sorunu içerdiğini gösteriyor. İntihal yöntemleri arasında hayalet yazar, fotokopi, unutulan dipnot, yanlış haber verme, fazla mükemmel alıntı, mükemmel suç ve kaçak atıf gibi çeşitli teknikler kullanılmış.

Örneğin, tezinin önsözünde 41 satırın tamamı hiçbir kaynak gösterilmeden, doğrudan Ümit Özdağ’dan alınan paragraflarla doldurulmuş. Hatta, yayınevi ve kitabın arka kapağındaki yazılar bile aynen kullanılmıştır. Bu durum, tezin akademik etik ve özgünlük açısından ciddi sorunlar içerdiğini ortaya koyuyor.

Sonuç

Bu detaylı analiz, hem PKK’nın fesih kararı karşısındaki toplum tepkilerini hem de, bu ortamda ortaya çıkan akademik ve siyasi figürlerin gerçek niyetlerini anlamak adına önemli ipuçları sunuyor. Ayrıca, akademik etik ve bilimsel sorumluluk konularında da ciddi uyarılar içermektedir.