Yarım Asırlık Müzik Serüveniyle Torosların Sesini Yaşatıyor: Gülay Diri’nin Hikayesi
Gülay Diri’nin yarım asırlık müzik yolculuğu ve Toroslar’ın sesiyle buluşmasıyla kültürel mirasını yaşatıyor. Müzik tutkunları için ilham verici bir hikaye.
Torosların Müzik Mirasını Yaşatan Gülay Diri
Antalya’nın güzel ilçesi İbradı’da doğan ve büyüyen Gülay Diri, yaklaşık yarım asırlık müzik yolculuğuyla yöresine ait ninnileri, ağıtları ve türkülerle hem bölgesinin kültürel değerlerini koruyor hem de gelecek nesillere aktarma görevini üstleniyor. Kendine has ses tonu ve geleneksel tef çalma becerisiyle tanınan sanatçı, bölgesel müziğin önemli temsilcilerinden biri olarak biliniyor.
İlk Müzik Deneyimleri ve Yöresel Türkülerle Büyüme
Gülay Diri, 57 yaşında olmasına rağmen gençlik yıllarını ve çocukluğunu anlatırken, müzikle iç içe büyüdüğünü dile getiriyor. “Koyun güderken türkü söylemek benim ilk müzik öğrenme aşamam oldu” diyerek, küçük yaşlarda köy düğünlerinde tef çalıp türküler söyleyerek müzik sevgisinin temellerini attığını anlatıyor. Ailesinden ve çevresindeki büyüklerin yönlendirmeleriyle, geleneksel türkülerle iç içe büyüyen Diri, bu kültürel mirası yaşatmak üzere büyük bir tutku ve özveriyle çalışmalar yapıyor.
İstanbul Macerası ve Kültürel Birikim
21 yaşında evlenip İstanbul’a yerleşen Gülay Diri, şehre uyum sağladıktan sonra müzik eğitimine yöneldi. Pandemi öncesine kadar İstanbul’da yaşamını sürdüren sanatçı, orada dil ve müzik bilgisi edinerek kendi tarzını geliştirdi. “Eşim bana destek oldu, türkülerimi daha bilinçli ve derinlemesine öğrenmemi sağladı” diyerek, müzik yolculuğunun başlangıcını ve ailesinin teşviklerini anlatıyor.
Müziğe ve Kültürel Mirasına Yönelik Çabaları
Gülay Diri, geleneksel Türküleri ve İbradı’ya özgü türkülerini albüm haline getirmek için büyük bir emek verdi. “Bir ay süren yoğun çalışmalarım sonucunda, kendi doğal sesimle ve herhangi bir enstrüman kullanmadan, sadece def çalarak kaydettiğim bu albüm, bölgenin kültürünü yansıtan önemli bir eser oldu” diyerek, müzik tutkusunu ve kültürel sorumluluğunu vurguluyor. Albüm sonrası, bölge ve ülke genelinde büyük ilgi gören Diri, bu çalışmalar sayesinde adını duyurdu.
Kültürel Etkinlikler ve Uluslararası Temsil
2010 yılında gerçekleştirdiği albümle, yurt içi ve yurt dışındaki çeşitli festivallere katılarak, bölge kültürünü uluslararası platformlarda temsil etti. “Türkülerimizi herhangi bir çalgı eklemeden, doğrudan ve içten seslerimizle söyledik” diyerek, geleneksel performans biçimini korudu. Ayrıca, üniversitelerdeki konferanslara katılarak, gençlere ve araştırmacılara bölgenin müzik kültürünü anlatmayı sürdürüyor.
Kültürel Mirasın Devamı ve Günümüzdeki Çabalar
Gülay Diri, yaşamı boyunca aldığı ödüller ve yaptığı çalışmalarla, kültürel mirasın yaşatılmasında önemli bir figür haline geldi. “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘Yaşayan İnsan Hazinesi’ ödülü ile onurlandırıldım” diyerek, bu önemli takdiri ve sorumluluğu gururla karşılıyor. Halen, düğünler, festivaller ve çeşitli etkinliklerde bölgesel türkülerini söylemeye devam ediyor ve genç kuşaklara bu değerleri aktarmaya özen gösteriyor.
Sonuç
Gülay Diri’nin hikayesi, bölgenin kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına müthiş bir örnek teşkil ediyor. Onun müzik yolculuğu, sadece bir sanatsal faaliyet değil, aynı zamanda bir kültürel mirasın canlı tutulması ve nesilden nesile aktarılmasının simgesi haline geliyor.