Beylikdüzü Sanat Buluşmaları: Ercan Kesal ile Sanat ve Edebiyat Üzerine Sohbet
Beylikdüzü Sanat Buluşmaları’nda Ercan Kesal ile sanat ve edebiyat üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirin. Sanatın derinliklerine inmek ve edebi dünyayı keşfetmek için bu eşsiz etkinliği kaçırmayın!
Beylikdüzü Sanat Buluşmaları: Ercan Kesal ile Satır Arası Sohbetleri
Beylikdüzü Belediyesi tarafından düzenlenen Beylikdüzü Sanat Buluşmaları etkinliği kapsamında gerçekleştirilen Satır Arası Sohbetleri’nin ilk konuğu ünlü oyuncu ve yazar Ercan Kesal oldu. Kesal, sanat hayatına dair derinlemesine anekdotlar paylaşarak katılımcılara ilham verdi.
‘Beni Emir Kusturica’yla Avanos’lu çiftçi babam tanıştırdı’
Kesal, Avanos’un bir köyünden başlayarak şöhrete uzanan yolculuğunu ve bu süreçte yaşadığı deneyimleri dinleyicilere aktardı. Çocukluk döneminde kitaplarla kurduğu bağın, onu kurmacanın ve sinemanın büyülü dünyasıyla tanıştırdığını vurgulayan ünlü oyuncu, edebiyat sevgisini şöyle ifade etti:
- “Kasabada çiftçilik yapan, sonrasında gazozculuğa merak saran bir esnafın dördüncü oğlu olarak dünyaya geldim.”
- “1965 yılında ilkokulu bitirdiğimde, rahmetli babamdan bir kitap istemiştim. O da bana iş için gittiği Kayseri’den Ivo Andric‘in Drima Köprüsü adlı eserini getirmişti.”
- “Aradan tam 40 yıl geçti ve bir gün ünlü yönetmen Emir Kusturica‘nın evine davet edildim. Kapıdan çıkarken Kusturica bana aynı kitabı hediye etti. Görüyorum ki, babam 40 yıl sonra nerede olacağımın yolunu bir şekilde çizmiş.”
“Nazım’ın dediği gibi, en büyük sanat yaşama sanatı”
Kesal, konuşmasına devam ederek, “Ancak iyi bir hikaye anlatmak için iyi bir hikayenizin olması gerekir” diyerek, hayal gücünün ve hikaye anlatımının önemine dikkat çekti. En büyük hayranı olduğunu belirttiği romancı Kemal Tahir ve şair Nazım Hikmet‘ten örnekler vererek, edebiyatın derinliğini vurguladı:
- “Kemal Tahir’in eşi Fatma’ya yazdığı mektuplarda, hapisteki kocasına dert yanarken, Kemal Tahir ona şöyle teselli eder: ‘Sen bize niye üzülüyorsun ki, hikâyesi olmayanlara üzül. Biz başımıza gelenleri masal yapmasını bilen insanlarız.’”
- “Yani aslında, üstesinden gelebilmenin yolu, yaşananları masallaştırmayı bilmektir. Bu konuşmanın başlığını da şöyle atabilirim: ‘Hayatın kendisi aslında bir sanattır.’”
- “Bizler, yaşamak sanatı adı verilen bu sanatı icra etmeye çalışıyoruz. Nazım’ın cümlesi bu yüzden çok kıymetli; en büyük sanat, yaşama sanatıdır.”