Ege Denizi’nde Deprem Aktivitesi ve Celal Şengör’ün Değerlendirmesi
Ege Denizi’nde son dönemdeki deprem aktiviteleri ve ünlü jeolog Celal Şengör’ün bu konudaki değerlendirmeleri üzerine derinlemesine bir inceleme. Depremlerin sebep olduğu etkiler ve gelecekteki olasılıklar hakkında bilgi edinin.
Ege Denizi’nde Deprem Aktivitesi
Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan itibaren bugün saat 15.50’ye kadar toplam 570 yer sarsıntısı kaydedilmiştir. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından sağlanan verilere göre, bu süre zarfında meydana gelen depremler, fırtına şeklinde bir aktivite olarak değerlendirilmiştir. Depremlerin büyüklüklerine göre dağılımı ise aşağıdaki gibidir:
- 1-2 arası: 100 deprem
- 2-3 arası: 255 deprem
- 3-4 arası: 182 deprem
- 4-5 arası: 33 deprem
Bu depremler arasındaki en büyük sarsıntı ise 4,9 büyüklüğünde olarak kayıtlara geçmiştir. Depremler, Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaşmış ve derinlikleri 5 ile 25 kilometre arasında değişiklik göstermiştir.
Celal Şengör’den Korkutucu Değerlendirme
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak Muğla’ya gelen ünlü jeolog Prof. Dr. Celal Şengör, Ege Denizi merkezli depremler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Şengör, son günlerde meydana gelen depremleri şu şekilde değerlendirdi:
“Depremlerin hangi türde olduğunu ve derinliklerini öğrendim; 7 kilometre derinliğinde. Bu, normal bir derinlik ve beklenilen bir durum. Ancak, depremlerin türleri ve tam olarak nerede kümelendiği hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. Oradaki volkan aktif durumda. Eğer o patlarsa, hepimize ‘Allah’a ısmarladık’ demek zorunda kalırız. Depremlerin türleri konusunda daha fazla bilgi edinmek isterim. Bunun fay çözümlerini bizim bilim insanları yaparlar herhalde. Zamanında bu bilgileri almak önemli. Şu an için kesin bir şey söylemek mümkün değil.”
Şengör, harita üzerinde bu depremlerin nasıl göründüğüne de dikkat çekerek, “Buradaki fayların her biri normal faylar. Bunların hepsi tsunami riski taşır. Çünkü tsunami oluşabilmesi için deniz tabanında bir yer değişimi olması gerekmektedir. Topografik değişiklikler yaşanmalıdır. Örneğin, İstanbul’daki fay yan yana faydır ve burada tsunami tehlikesi ancak yer kayması olursa meydana gelir. Ancak yer kayması olduğunda bile burada 7 metreye kadar yükselebilir.” diye ekledi.