Lenfoma Hakkında Bilinmesi Gerekenler ve Tedavi Süreci

Lenfoma Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Bayındır Söğütözü Hastanesi Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Ünitesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, lenfomanın, vücuttan alınan lenf bezinin patolojik tanıları sonucunda teşhis edildiğini ifade etti. Hastaneden yapılan açıklamaya göre, halk arasında lenf kanseri olarak bilinen lenfoma, özellikle vücudun çeşitli bölgelerinde lenf bezelerinin büyümesiyle kendini gösteriyor. Bu büyümeler genellikle ağrısızdır ve en sık görülen bulgular arasında boyun, koltuk altı, kasık, karın ve göğüs boşluğundaki lenf bezelerinin büyümesi yer alır.

Prof. Dr. Ali Uğur Ural, hastaların çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonu, diş enfeksiyonu veya dudakta çıkan bir uçuk sonucunda boyunda beliren ve ağrılı hale gelen lenf bezelerinden endişe duyduğunu dile getirdi. Ural, “Lenf bezeleri kolay kolay hareket ettirilemez ve genellikle ağrısızdır. Göğüs boşluğunda mevcut lenf bezelerindeki büyüme, hastada öksürük, solunum zorluğu ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Lenf bezelerindeki büyümeye ek olarak, sıcak bir duş alma veya alkol tüketimi sonrasında vücutta meydana gelen kaşıntıların da lenfomanın önemli bir belirtisi olabileceğini aktaran Ural, şu bulguların dikkate alınması gerektiğini vurguladı:

• 38 derecenin üzerine çıkan ateş yüksekliği: Bu durum, hastanın sabaha karşı iç çamaşırlarını değiştirmesini gerektirecek derecede gece terlemeleri ile birlikte görülebilir.
• Kilo kaybı: Son 6 ay içerisinde kişinin ağırlığının yüzde 10’dan daha fazlasını kaybetmesi, dikkate alınması gereken önemli bulgulardandır.

Ural, “Bahsettiğimiz tüm bu bulgular, bir hematoloji uzmanına muayene olmayı gerektiren durumlar arasında yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Lenfoma Tanısı ve Tedavi Süreci

Prof. Dr. Ural, lenfomanın patolojik tanı ile ortaya çıktığını vurgulayarak, “Büyümüş lenf bezesinin tamamen çıkarılması ve patolojik olarak incelenmesi gerekmektedir.” dedi. Genellikle ince iğne aspirasyon biyopsisi veya tru-cut biyopsisi ile lenf bezesinden ufak bir parçanın alınmasının, hastalığın tanısını atlatmasına neden olabileceğini belirtti. Bu nedenle, patolojiye gönderilecek parçanın cerrah tarafından tamamının alınması ve patolojik olarak incelenmesi gerektiğini ifade etti. Patoloji sonuçlarının ortalama bir hafta ile 10 gün içerisinde alındığını ve tanının bu süre zarfında koyulduğunu belirtti.

Lenfomalar, “Hodgkin” ve “Hodgkin dışı” olarak iki ana grupta incelenmekte olup, alt tiplendirmelerinde hekimin hastaya yaklaşımının tedavi açısından farklılık gösterdiğini belirten Ural, şu bilgileri paylaştı:

• Kombinasyon Kemoterapisi: Birden fazla kemoterapi ilacının birlikte kullanılması, tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır.
• Işın Tedavisi: Hastalık kemoterapi kürleri sonrasında toparlansa bile, iri bir lenf bezesi varsa o bölgenin ayrıca ışınlanması gerekebilir.
• Akıllı İlaçlar: Tekrarlayan Hodgkin hastalığında veya Hodgkin dışı lenfomalarda, halk arasında ‘akıllı ilaç’ olarak bilinen ilaçların kullanılması kritik öneme sahiptir.
• Otokog Kök Hücre Nakli: Tekrarlayan lenfomalarda, bu tedavi yöntemine başvurulması gerekebilir.

Bu bilgiler ışığında, lenfoma belirtileri gösteren bireylerin bir sağlık uzmanına başvurarak gerekli tetkiklerin yapılması önem arz etmektedir.