3.5 yaşındaki çocuklarıyla dünyayı dolaşıyorlar

Elvan Arslan Bayhan, pazarlama danışmanı. Bir süredir kurumsal hayata ara verdi. Şimdilerde ise tam zamanlı gezgin anne…

Eşi Murat Bayhan ve 3.5 yaşındaki oğulları Alp’le İsviçre’de yaşıyorlar. Bayhan ailesinin en büyük tutkuları seyahat… Öyle ki, Alp’in göbek bağını çok gezsin, dünya vatandaşı olsun diye Birleşmiş Milletler bahçesine gömmüşler. İşe yaramış olacak ki, Alp bugüne kadar 16 ülke gezdi. Üstelik çocukla gezmesi zor olarak bilinen yerler… Alp, Meksika’da rafting de yaptı, derme çatma balıkçı takasıyla balina göçü de izledi hatta annesinin sırtında Machu Picchu’ya bile tırmandı.

Fotoğraflar: Elvan ve Murat Bayhan

İsviçre’de hayatınızı sürdürüyorsunuz. Nasıl gelişti bu süreç?
– Murat’ın çok uluslu şirketlerde aldığı görevler nedeniyle 2010 yılında yurtdışında yaşamaya başladık. Önce İngiltere sonra Panama şimdi de İsviçre’nin güzel şehri Basel… İki aydır buradayız.

Nasıl İsviçre, alıştınız mı?
– Her yer park ve yeşillik. Pazar günleri sokaklar bomboş… Yaz kış doğada herkes. Kışın kayağa, yazın da yürüyüşe gidiyorlar. Alıştım…

Yalnız “Yaşanılacak bir yer mi?” diye sorarsanız, hayattan beklentinize göre değişir derim. Genç ve çocuğunuz yoksa İstanbul gibi metropol şehirlerden sonra 175 bin nüfuslu yerde yaşamak sıkıcı gelebilir.

Son sekiz yılınız çok hareketli geçmiş. Bu biraz da zor değil mi?
– Elbette zorluğu var. Her iki-üç yılda bir baştan düzen kurmak, gittiğimiz yerde yeniden çevre edinmek zor. Hareketli olduğu kadar renkli bir hayatımız var.

Değişimi seviyoruz, bu değişimleri de mümkün olduğunca olumlu yönde değerlendiriyoruz. Alp’in de ailemize katılmasıyla keşiflerimize beraber devam ediyoruz.

Seyahati sizin için önemli kılan şey nedir?
– Her çıkılan seyahat bizce kendinize meydan okumak demek. Rutininizin dışına çıkarak maceraya atılırken sınırlarınızı zorladığınız, yeni keşif ve deneyimlerle devamlı öğrendiğiniz bir süreç seyahat…

Bir de dünyada keşfedilmeyi bekleyen o kadar güzel yerler var ki, “bize müsaade” deyip yola çıkmak lazım. Gezdikçe anlıyorsunuz aslında dünyanın ne kadar azını tanıdığınızı…

Alp’de artık minik bir gezgin, bugüne kadar kaç ülke gezdi?
– Alp doğuştan bir gezgin, gözlerini başka bir ülkede dünyaya açtı. Amerika’da doğdu. Üç haftalık yeni doğmuş bebek olarak ilk uzun uçuşunu yaptı.

Hatta göbek bağını Cenevre’de BM bahçesine gömdük. Dünya insanı olsun, dünyayı gezerek bizzat deneyimleyerek tanısın istiyoruz. Bugüne kadar 16 ülkeye ayak bastı.

Amerika, Fransa, İsviçre, Türkiye, Malezya, Tayland, Singapur, İngiltere, Panama, Kolombiya, Peru, Küba, Kosta Rika, Meksika, Guatemala, Almanya. Şimdi ise Avrupa keşifleri yapacağız…

Gezgin anneler, Avrupa gibi çocukla gezmesi daha kolay yerleri tercih ederler ama siz çıtayı biraz yükseğe koymuşsunuz.
– Aslında insanların ilk bakışta böyle düşünmesi çok doğal… Çoğu gelişmekte olan ülke Avrupa seviyelerinde değil. Yalnız seyahat öncesi biraz araştırma ve hazırlıkla bu kısmı aşmak kolay.

Biz varız yanlarında, tüm gün beraberiz, başka bir şeye de ihtiyaçları yok ki… Alp’in en az ağladığı ve huysuzlandığı zamanlar birlikte gezdiğimiz anlardır. Onu meşgul eden ilgisini çeken o kadar yenilik, o kadar çok hareket var ki dışarıda…

Seyahatler sırasında onu çok etkileyen ve hiç ayrılmak istemediği bir an oldu mu?
– Alp birçok arkadaşı gibi araçlara meraklı… Bogota seyahatimizde takside giderken çift katlı kafe otobüs gördük. “Ooo çift katlı otobüs!” diye çok heyecanlandı. Oraya gidelim diye istekte bulundu.

Alp grubun bir parçasıysa onun da söz hakkı olmalıydı. İki-üç saatimizi otobüse ayırdık. Böyle şeyler yaşıyoruz…

Yanınıza neler alırsınız?
– Sık seyahat ettiğimiz için hep alınacaklar listem var. Mevsimine göre artılar eksiler olur. Bizim en başta kontrol ettiklerimiz pasaportlar, Alp’in mini ilaç çantası (derece ölçer, ateş düşürücü şurup, burun tıkanıklığı için ilaç), kameramız, telefonlar ve Alp’in iki peluşu olmazsa olmazlar. Gerisi zaten kıyafeteler, iki günlük atıştırmalık ve süt.

Alp’in kendi valizi var mı?
– Var, çünkü bu çok önemli… Kendi valizini kendi hazırlar. Sınırlı sayıda oyuncak alır. “Beş tane alabilirsin” derim, genelde yerimiz az. Onlarla idare eder.

Seyahatin böyle bir güzelliği de var. Azla mutlu olmayı ve sorumluluğu öğretiyor çocuklara…

Bir de kendi hazırlıyor ya, almayı unuttuysa bazı oyuncaklarını sormuyor, “ben zaten o evde dinlensin diye düşündüm” diyor.

Çocukla gezdiğiniz 16 ülkede ne gibi deneyimler elde ettiniz, biraz bahsedebilir misiniz?
– Örneğin, Meksika’nın Yucatan bölgesini araba kiralayarak gezdik. Maya Antik Kentlere gittik Chitchen Itza gibi… Su mağaralarında body rafting yaptık. Peru’da 10 gün geçirdik. Yapılacak o kadar çok şey var ki…

Machu Picchu’ya tırmandık, sırtımızda taşıdık Alp’i… Çölde safari yaptık. “Çocukla tehlikeli olur” demişlerdi. Anlaştık, bize özel yavaş gittiler. Çöl arazi aracıyla şu Mad Max filmindeki araçlardan… Ama yaptık mı yaptık.

Kosta Rika’da yağmur ormanlarında uzun parkurları asma köprülerde birlikte yürüdük.

Panama pasifik açıkları kambur balina göç yolları üzerinde… Alp daha 14 aylıktı. Okyanusta balina gözlemlemeye gittik. Bildiğiniz balıkçı takası, ceviz kabuğundaydık…

Seyahat bütçeniz ne kadar?
– Bu aslında tercihlere göre değişir. En yüksek bütçeli gezimiz Peru’ydu. Sırf Machu Picchu’ya ulaşım oldukça pahalı.

Tren, otobüs ve giriç ücreti derken bir kişi 225 Dolar harcamıştık. Bunun dışında Küba’da gece konaklamaya 15, gün içinde yeme içmeye 20 Dolar verdiğimiz günler de oldu.

“Alp’le yaptığımız gezilerde dünyayı yeniden keşfediyoruzve güzel anılar biriktiriyoruz.”

“Çocukla gezmek zor derler ya, yola çıktıktan sonra her şey bir şekilde yolunda gidiyor”

Bayhan ailesi, seyahatlerinde çektikleri fotoğrafları ‘@bizemusaade’ Instagram adresinden paylaşıyor.

Ayrıca seyahatleriyle ilgili yazılarını ‘www.bizemusaade.com’ blog adresinden paylaşıyorlar.