17 Ağustos depreminin bilinmeyenleri… Özel Kalem Müdürü anlattı
17 Ağustos depremiyle ilgili bilinmeyenler; Özel Kalem Müdürü anlatıyor. Patseler, detaylar ve iç yüz bu paylaşımda. Türkiye deprem hafızası için önemli bilgiler.
1999 Gölcük ve Düzce depremleri sırasında şahit olduğum anıları paylaşmak istiyorum. İstanbul, Düzce ve komşu Atina depremine dair yaşananları özetleyen bu metin, o dönem Başbakanlık Özel Kalem Müdürü olarak görev yapan Zeynel Yeşilay’ın gözünden aktarılmıştır.
Ahmet Mete Işıkara ile ilgili anılarım, depremden hemen sonra başlayan iletişim ve koordinasyon sürecine dair bazı notları içerir. 17 Ağustos 1999 gecesi cep telefonumun çalmasıyla uyandım; merkez üssü Gölcük olan büyük depremden söz ediliyordu. Işıkara, Kandilli Rasathanesi’ndeki durumu bana bildirdi ve devlet yöneticilerine duyuru yapılması gerektiğini belirtti. Ben de hızlıca Başbakanlığa yönlendirildim; eşim, çocuklar ve ailemle birlikte olay yerine intikal ettim.
Depremin ilk günlerinden itibaren iletişim hatlarının kilitli olduğu bir süreç yaşadık. Ancak uydu telefonu ile kriz masasını çalıştırdık, valilerle kırmızı telefon üzerinden irtibat kurduk ve her yarım saatte bir durum güncellemesi talep ettik. Bu süreç boyunca İlter, Volkan ve diğer aile bireylerimin de desteğiyle deprem bölgesine hızlı hareket edildu. Bakanlarımız da bölgelere yönlendirildi ve ihtiyaçlar doğrultusunda kaynaklar seferber edildi.
İzmir Limanı’ndan gönderilen malzemeler, hastane ve ilaç ihtiyacı için yoğun çaba harcandı. Prof. Dr. Mehmet Haberal ile kurduğumuz uyumlu çalışma sonucunda, sağlık altyapısının güçlendirilmesi için çeşitli öneriler ortaya çıktı; örneğin yeni doğan bebeklerin kan değişimi için gerekli ilaç talepleri hızlı yanıt buldu. Bir diğer anımla Zonguldak’tan getirilen ekmekler, deprem bölgelerine dağıtıldı ve çadır, prefabrik evler gibi kısa vadeli çözümler hızla devreye alındı.
Atina depremine dönük çalışmalar da hız kesmedi. 7 Eylül 1999’daki bu depremle ilgili olarak, Yunanistan’a yardım konusunda iletişimi koordine ettim. Başbakanlık Müsteşarı ve Genel Kurmay’dan gerekli onaylar alındı; AKUT ekibi ile Yunanistan’a giden yardım uçağı organize edildi. Pasaport süreçlerinde karşılaştığımız zorluklar hızlı çözüldü ve ekipler gece yarısına yakın bir zamanda havalandı. Başbakanımıza durumu aktardım ve inisiyatifimle hareket ettiğimi belirttim; sonuçta yardım süreci başarıyla sonuçlandı.
Düzce depremi 12 Kasım 1999’da meydana geldiğinde, Işıkara o an yanımızdaydı ve bize “Düzce’de deprem oldu” diyerek durumu iletti. Başbakan bizi havaalanına yönlendirdi; Işıkara’yı oraya götürdüm ve deprem sonrası alanda olayları yöneten ekiplere destek sağladım. O gün ayakta duran avize ve odadaki ekipmanlar sallanıyordu; hızlı hareket ederek olayın ciddiyetini fark ettik ve gerekli iletişim kanallarını kullanarak durumu koordine ettik. Mw 7.1 büyüklüğündeki depremde 710 kişi hayatını kaybetti, 2679 kişi yaralandı ve binlerce ev hasar gördü.
İstanbul’da yaşanan büyük deprem ihtimali konusundaki uyarılar, ekipler arası iletişim ve altyapı hazırlıkları, bugün hâlâ hatırladığım ayrıntılar arasında. Esenyurt gibi bölgelerde yenileme çalışmaları sürerken, hâlen hasarlı konutların sayısının dikkatli bir şekilde incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu süreçte İstanbul, İzmir ve Atina arasındaki dayanışma ve işbirliği, felaket anında devletin hızlı ve etkili müdahalesinin ne kadar hayati olduğunu gösterdi.
İstanbul ve çevresinde olası deprem felaketine karşı alınması gereken dersler konusunda daima dikkatli olmamız gerekliliğini vurguluyorum. 1999 felaketlerinden bu yana yapılan çalışmalarla yaklaşık 90 bin konutun yenilendiği, 56 binin ise hasarlı kabul edildiği haberleri gündeme geliyor. Ancak bu sayıların temkinli bir değerlendirme ile ele alınması, her an için hazırlıklı olmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Bugün bu anıları aktarırken, unutmamalıyız ki Türkiye için en öncelikli hedef, zararları en aza indirecek tedbirleri sürekli olarak hayata geçirmektir. Zeynel Yeşilay olarak görevim, bu süreçte devletin koordinasyonunu sağlamak ve ihtiyaç sahiplarına en hızlı şekilde yardım ulaştırmaktır.