Trabzonluların Yorgunluk ve Tutkunluk Dönüşümü: Yayladan Maça Uzanan Bir Aşk Hikayesi
Trabzonluların yorgunlukla tutkunluk arasındaki dönüşümünü yayladan maça uzanan duygu dolu bir aşk hikayesiyle keşfedin.
Trabzon’un Tonya ilçesinin yükseklerinde bağ ve bahçe işlerinde emek veren kadınlar, günlük tempolarını hayvanları besleyip tarla ve tarlanın ihtiyaçlarını karşılayarak sürdürüyor. Sabah inekleri sağmakla başlayıp gün boyunca bağ ve bahçeyi de ihmal etmeyen bu kadınlar, akşamın gelmesini sabırsızlıkla bekliyor; bazen gece yarısına dek çalışıp ertesi sabah yeniden tarlaya dönüyorlar.
TRİBÜNDE HORON COŞKUSU – Eşleriyle birlikte maç günlerinde peştamal ve kuşaklarına bordo-mavi formalarını geçirip horon eşliğinde stadyuma yürüyen kadınlar, tribünde de aynı enerjiyi sürdürerek desteklerini sürdürmeye devam ediyorlar. Takımlar gol attığında kutlamayı horonla yaparken, yenilgide bile bağlılıklarını koruyorlar. Gerçek aşkın bahanesi olmaz, bu mücadele sensiz hiç olmaz diyen kısa filmde de kameraya yansıyan bu grup, günlük işlerinin arasında futbol sohbetlerini sürdürerek renkli bir tablo oluşturuyor.
“TÜM YORGUNLUĞUMU MAÇ İZLEYEREK ATIYORUM” diyen Nuran Yıldırım, günün yorgunluğunu Trabzonspor maçında attıklarını ifade ediyor: Sabahtan inekleri yedirir, evimizi temizleriz. Bağ ve bahçeye bakar, öğleye kadar onları gözetiriz. Maça gideceksek önce hayvanları doyurur, sonra yıkanıp temizleniriz. Stada gidince horon oynar, içeri gireriz. O sahayı görmek çok hoşumuza gidiyor. Eskiden Trabzonspor’u tek başına tutan biri gibi hissetmiyordum; eşim beni Kayserispor maçına götürünce bu sevgiyi paylaştık. Yaz kış işimiz değişmez; yoruluyoruz ama tüm yorgunluğumuzu horonla ve maç izleyerek atıyoruz. Fatih Hoca ve oyuncuları seviyoruz. Bu sene de şampiyon oluruz; Trabzonspor benim aşkım.”
“MAÇA GİTMEDEN HORON OYNAMAYA BAŞLIYORUZ” diyen Menşure Şanlı ise kadınları stadyumda maç izlemeye çağırıyor: Sabahtan kalkıp hayvanları besler, evimizi temizleriz. Bağımızda bahçemizde çalışırız; akşamüstü maça gitmek için hazırlanırız. Formalarımızı giyer, horon eşliğinde içeri gireriz. Işıklar ve ambiyans bizi büyüler; Trabzonspor şampiyon olduğunda biz de sahada olduğumuzu hissederiz. Fatih Hocamızı ve oyuncuları çok seviyoruz; yaylada yaz, kış işimiz ayrı, ama bu sevda hiç bitmiyor.”
Ali Yıldırım ise eşinin Trabzonspor’a olan ilgisini şu sözlerle paylaşıyor: Maçları takip etmekten memnunlar; ziyaretlerimiz devam ediyor, deplasmanlara bile birlikte gidiyoruz. Medyada kadınların maça gidişine özel klipler çıktı; Ertuğrul Doğan da desteklerini VIP olarak devam ettirdi. Sonuç olarak taraftar olarak yönetimi, hoca ve oyuncuları desteklemek görevi bize düşüyor. Gelecek maçlarda da tribünlerin önünde görüntülenmeleri bizi mutlu edecek.
“MAÇ HASTASI OLDULAR” diyen Mehmet Şanlı da eşinin maç sevgisini şu sözlerle özetliyor: Yayladan stada geçmek için özel şoförlerim oluyor; son maç 21.00’da başladı, maç bitince yaylaya dönüyoruz. Eşimin süt sağımıyla gece geç vakitte bile işler sürüyor. Ailece beraber zaman geçiriyoruz; horon ve maçlar bizim için vazgeçilmez bir yaşam biçimi. Kupa maçlarına da katılıyoruz; Trabzonspor’a başarılar diliyoruz.
Kaynak: Ensonhaber