Fatih’te Gıda Zehirlenmesi Şüphelilerinin Savcılık İfadeleri: Detaylar ve İddialar
Fatih’te gıda zehirlenmesi şüphelilerinin savcılık ifadeleri: Detaylar, iddialar ve süreç hakkında güvenilir özet.
Adliyeye sevk edilen şüpheliler arasındaki midye satıcısı Yusuf D., kafe sahibi Fatih Mustafa O., kokoreççi Ercan E. ve lokum satıcısı Fatih T. ifadelerinde olayla ilgili değişik bakış açılarını paylaştılar. Çalıştıkları iş yerlerinde hijyen ve ürün akışına dair kendi açıklamaları öne çıktı.
İş yeri hijyenine vurgu yapan kokoreç dükkanı sahibi Ercan E., ifadesinde işinin kendine ait olduğunu ve kendisinin yalnızca ödeme sürecine dahil olduğunu savundu. Ürünlerin tedarikinin genelde firma tarafından yapıldığını, marketten alınan tavuk, sucuk ve kaşarın bazen kızının, bazen kendisinin aldığını belirtti. Olayla ilgili olarak ailesinin geldiği sırada kendisinin mekanda bulunmadığını ifade eden Ercan E., günlük olarak 300-400 arası müşteriye benzer ürünleri temin ettiklerini ve şu ana kadar herhangi bir şikâyet almadıklarını söyledi. Denetimden sonra yürütülen hijyen tutanaklarına da atıfta bulundu ve olaydan önceki bir hafta içinde mekânında denetimin yapıldığını hatırlattı. Ayrıca ailesinin gelmeden önce de kızının aynı kokoreçten yediğini belirtti.
Kuruyemiş ve lokum satıcısı Fatih T. ise çalıştığı dükkanın Azad Erdoğdu adına kayıtlı olduğunu ve kendisinin sigortalı olarak çalıştığını belirtti. Dükkanın sahibi Hastalık nedeniyle üç aydır gelmiyor; müşterilerin ürünlerden hiçbiri hakkında anne-babanın zararlı bir şey yemediğini vurguladı. Satılan lokumun paket içeriği ve üretim süreciyle ilgili ayrıntılar veren Fatih T., yaklaşık 200 farklı müşteriye hitap eden bir miktardan bahsetti ve lokumların süt ürünü içermediğini, kaymaksız olduğunu ifade etti. Olayla ilgili olarak ürünün kendi satış zinciri içinde tazelenir şekilde sunulduğunu ekledi ve bu ürünün ölümle bir illiyet bağlantısı olmadığını düşündüğünü kaydetti.
Kafe sahibi Fahri Mustafa O. ise Sebil Kafe’nin kendisine ait olduğunu belirtti. Çayları anne-baba, Fantayı ise çocukların içtiğini, işletmede herhangi bir yiyecek ya da tatlının tüketilmediğini savundu. Olayı öğrendikten sonra mekânda bulunan meşrubatları kontrol ettiklerini, ilçe tarımdan gelen numunelerin alındığını ve çay, kahve ile kapalı ürünlerin sirkülasyonunun yüksek olduğundan ürünlerin her zaman taze olduğunun altını çizdi.

Seyyar midyeci Yusuf D. ise o gün tezgahında çalıştığını, halasının oğlu Murat Kılıvan’ın da yanında bulunduğunu belirtti. Fatma Akgül’den 1.050 adet midye aldığını ve 13.30 civarında satışa başladığını söyledi. Akşam saatlerinde tüm midyeleri sattığını, gün içinde kendi de yaklaşık 10 adet midye yediğini ifade eden Yusuf D., olayla ilgili olarak karşılığında 200 lira aldığını belirtti. Semtindeki müşterilere midyeyi paylaşmak suretiyle sattıklarını ve aynı tezgahta çalışan diğer kişilerinin de midye yediğini ekledi. Kendisi beş yıldır bu işi yaptığını ve şimdiye kadar benzer bir olayla karşılaşmadığını söyledi.