Mahmud İsa: Zindanlardan Direnişin Sabır Sembolüne Uzanan Hikâye
Mahmud İsa’nın zindanlardan direnişe uzanan sabır dolu hikâyesi: umut, kararlılık ve özgürlük için ilham veren bir yolculuk.
Gözlerden uzakta kalan köşelerde başlayan hikâye, Kudüs’ün dar sokaklarında güçlenen bir gençlik ruhunun anısına dönüşüyor. Mahmud İsa, çocukluğunun izlerini taşıdığı şehirde, işgalin gölgesinde mücadeleye adım attı ve kısa sürede bölgesel direnişin sembollerinden biri haline geldi.
Genç yaşında İslami Direniş Hareketi’ne (Hamas) katılan İsa, Kudüs’ün ilk örgütlenmelerinde yer alarak disiplinli ve kararlı duruşuyla dikkat çekti. Onun kuşağı için işgal, uzak bir tartışma değil, her gün karşılaşılan bir gerçekti. 24 yaşında zindana düşmesi, hareketin dönüm noktalarından biri oldu. 1992 yılında, Hamas’ın liderlerince planlanan bir operasyonda baş aktörlerden biri olarak sahnede yer aldı ve İsrail sınır polisi mensubu Nissim Toledano’nun kaçırılması eylemiyle direnişin takas kartı tartışmalarının merkezine oturdu. Ancak talep reddedildi ve bu adım, İsa’nın adını İsrail istihbaratının kara listesine ekledi.
Bir yıl sonra yakalanan İsa, 1993’ten itibaren İsrail cezaevlerinde uzun yıllar geçirdi. Çoklu müebbet cezalarla yargılandı ve ağır tecrit altında tutuldu. 2002 ile 2012 arasında kesintisiz on yılını tek kişilik hücrede geçirdi; ailesiyle görüş hakları kısıtlandı ve hareket alanı neredeyse tamamen kapatıldı. İsrail makamları onu “yüksek güvenlik riski” olarak nitelendiriyor; ismi takas listelerinde nadiren yer bulabildi. 33 yılı zindanda geçti ve bu yıllar onun kimliğini eritmekten çok güçlendirdi. Cezaevindeki farklı görüşlerden mahkûmlarla kurduğu ilişkiler, onu yalnızca bir savaşçı olarak değil, fikir taşıyıcısı olarak da tanımladı. Zindanda yazdığı mektuplar, mahkûmlar arasında dolaşan ve “Tecrit bana yalnızlığı değil, direnişin derinliğini öğretti” sözleriyle yankılanan bir mirasa dönüştü.
İsa, İsrail’deki en uzun süreli mahkûmlardan biri olarak Filistin halkı için sabır ve direnişin simgesi haline geldi. Son dönemde Hamas ile İsrail arasındaki yeni takas düzenlemesinde serbest bırakılması, yıllar süren mücadeenin kırıldığı bir an olarak görülüyor. 33 yılın ardından 57 yaşında özgürlüğüne kavuşan İsa, serbest kaldıktan sonra da geçmişi romantize etmeden, kararlılıkla anlatıyor: “Zindan bana sabrı değil, zamanı öğretti.” Başka bir soruya ise şu yanıtı veriyor: “Biz bugün var olduğumuz için tehdit sayılıyoruz. Çünkü işgalin asıl korkusu, silahlarımız değil; fikrimizin hayatta kalması.”
Bugün Mahmud İsa,Filistin direnişinin eski kuşak tanıklarından biri ve yeni kuşağın hafızası olarak anılıyor. Onu tanıyanlar, sessiz ama etkili bir figürden söz eder; yıllarını hücrede geçirmiş birinin sesi, artık dışarıda da yankılanıyor. İsa’nın hikâyesi, bir halkın inatla hayatta kalma iradesinin sembolü olarak bugün de canlılığını koruyor.