Adana’nın 24 Saatlik Lezzet Rotası: Kebap, Şırdan ve Mumbarın Gece ve Gündüz Hikayesi

Adana sokaklarını saran kokular, gün doğumuyla birlikte başlayan bir lezzet yolculuğunu 24 saate yayıyor. Tescilli kebaplar, ciğerin kıvılcımıyla başlayan kahvaltılar ve geceye uzanan mumbar ile şırdan tezgahları, kentin gastronomi repertuarını zenginleştiriyor. Kazancılar Çarşısı’ndaki Ciğerciler Sokağı, sabahın ilk ışıklarıyla dumanlı mangalların yükseldiği en canlı noktalar arasında yer alıyor ve misafirler burada ciğer kebabı ile güne başlıyorlar. Kahvaltıda seçenekler arasında sıkma ya da börek, peynir ve soğanın yufkaya sarılmasıyla hazırlanıyor.

Gün boyu Adana kebabı, şehrin dört bir yanında, her köşe başında ulaşılabilir durumda. Şehrin simgesi sayılan bu kebap, sabah kahvaltısında ciğer ile, öğle saatlerinde kebapla, akşam ise şırdan ve mumbar ile sofralara taşınıyor. Şırdan ve mumbar tezgahları ise gece yarısına doğru daha hareketli hale geliyor; haşlanmış şırdanın içerisine yağlı ve baharatlı pirinç doldurulup bağırsağa yerleştirilmesiyle hazırlanan şırdan, gece saatlerinde en çok tercih edilen tatlar arasında öne çıkıyor. Mumbar ise pirinç, bulgur ve baharatlardan oluşan iç malzeme ile bağırsık dolması şeklinde sunuluyor ve gece geç saatlerde tüketiliyor.

Adanalılar ve şehir dışından gelenler, yalnızca ana yemeklerle yetinmiyor; halka tatlısı gibi farklı lezzetleri de günün her anında tatma imkanını yakalıyorlar. İşletmeci Cihangir Korkmaz, Adana’da kebabın yaşamın vazgeçilmezi olduğunu ifade ederken, sabah ciğerle başlayan günün, öğlede kebap, öğleden sonra tatlı ve akşam şırdanla devam ettiğini vurguluyor: “Gün bizde 24 saat sürer. Kebap aşkı asla bitmez.”

Müşterilerden Yasemin Dağtekin de Adana’nın hemen her saati yemekle yaşayan bir şehir olduğunu belirtiyor; sabah menüsünde ciğer, akşam şırdan ve mumbar, kebap ise günün her saati mevcut. Şırdancı Yiğit Hüseyin Sudun ise gece yarısından sonra yoğunluğun başladığını ve şırdanın kentin kültürünün bir parçası haline geldiğini ifade ediyor. Şehrin ziyaretçileri ise İstanbul ve Londra’dan gelenler gibi, Adana’ya geldiklerinde kebabı, şırdanı ve mumbarı tatmadan ayrılmıyorlar.

Kaynak: AA / Koray Kılıç – Kültür Sanat