Levent Kırca: Sahnenin Ve Televizyonun Dönemleri Aydınlatan Bir Usta

Levent Kırca, 28 Eylül 1950’de Samsun’da doğdu ve Ankara’da büyüyerek tiyatroyla erken yaşlarda tanıştı. Lise yıllarında başlayan sahne deneyimleri onu 1965’te Ankara Devlet Tiyatrosu’na taşıdı; ardından Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları ile yolları kesişti. On yıl süren Ankara dönemi sonrası İstanbul’a taşınan Kırca, televizyon dünyasına 1970 yılında adım attı ve önce TRT’yi ardından özel kanalları çalışmalarıyla doldurdu.

Görünen o ki, çok yönlü sanatçı, ekrana taşıdığı tiplemelerle uzun süre hafızalarda kaldı. Nur Diner ile 1975 yılında evlenen Kırca, 1985’te boşanırken Oğulcan ve Özdeş adını verdiği iki oğla sahip oldu. Yapımcılık koltuğunda üstlendiği projeler arasında Nasreddin Hoca, Oyun Treni, Siz Olsaydınız Ne Yapardınız?, Bu Oyun Nasıl Oynanmalı?, Sağlık Olsun ve Ne Olur Ne Olmaz? gibi diziler bulunuyor. 1978 yılında sinemaya adımını atan sanatçı, Taşı Toprağı Altın Şehir ile beyaz perdede de söz sahibi oldu.

İlerleyen yıllarda Ne Olacak Şimdi?, Mavi Muammer, Ölürsün Gülmekten, Son, Şeytan Bunun Neresinde, Kendini Bırak Gitsin ve Ağa Kızı gibi filmlerde rol alarak aktörlük kariyerini zenginleştirdi. 1985’te ikinci evliliğini Oya Başar ile yapan Kırca, Umut ve Ayşe adını taşıyan iki çocuk daha dünyaya getirdi.

Usta oyuncu, Hodri Meydan Topluluğu isimli tiyatro grubunu kurdu ve Oya Başar ile sahneye koyduğu Güzel ve Çirkin ile Sefiller oyunlarını sahnelerde buluşturdu. 1986’da TRT’de başlayan ve 2010’a kadar devam eden “Olacak O Kadar” programıyla, Türk televizyon tarihinin en uzun soluklu komedi ve hiciv yapıtlarından birine imza attı. Programında farklı kıyafetler ve tiplemelerle gündemdeki konuları mizahi bir dille işleyen Kırca, uzun yıllar ekranları kendine özgü üslubuyla doldurdu.

Yönetmenlik kariyeri de onun için önemli bir dönüm noktası oldu. Son adlı filmiyle yönetmenliğe adım atan Kırca, senaryosunu Yaşar Arak ve Müfit Can Saçıntı’nın kaleme aldığı Şeytan Bunun Neresinde adlı projeyi de yönetti. Makyaja ve görsel zekâya olan ilgisiyle kendini sürekli yenileyen Kırca, televizyon dünyasında “şov dünyası”nı kendi bakış açısıyla anlatmayı sürdürdü.

1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı alan sanatçı, 2011 yılında Saint Petersburg Balmumu Heykelleri Müzesi’nde saygı gören bir heykel ile hatırlandı. Ancak 2015 yılında bu unvan geri alındı. Kırca’nın dizi çalışmaları, tiyatro ve sinema alanında sürdürdüğü yaratıcı faaliyetler, Вey Kantteka gibi sahnelerde de iz bıraktı. Yakalaya karşı yürüttüğü mücadeleler ve sürdürdüğü sanat vizyonu, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde geçirdiği tedavi sürecinin ardından 12 Ekim 2015’te vefat etmesiyle son buldu. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.