Vitamin Takviyeleriyle İlgili Bilinmesi Gerekenler: Deneyimli Uzmandan Uyarılar ve Doğru Yaklaşım
Vitamin takviyeleri hakkında deneyimli uzmanlardan uyarılar ve doğru yaklaşım: bilinçli kullanım için temel bilgiler ve önemli noktalar.
Yaşanan hızlı yaşam temposu, stres ve dengesiz beslenme, pek çok kişinin takviye kullanımı yönündeki düşüncelerini güçlendiriyor. Sosyal medyada dolaşan iddialar ve bitkisel destekler, bağışıklığı güçlendirdiği savlanan paylaşımlarla bu ilgiyi daha da körüklüyor. Ancak uzmanlar, “gerekliliği kanla doğrulanmadan başlanan takviyeler çoğu zaman faydadan çok zarar getirir” uyarısını yineliyorlar.
Yağda çözünen vitaminlerin (A, D, E, K) vücutta birikebileceğine dikkat çeken uzmanlar, aşırı dozlarda D vitamininin kalsiyum yüksekliğine yol açarak böbrek taşı, ritim bozuklukları ve damar sertliğine, A vitamininin fazlasının karaciğerde toksik etkiye neden olabileceğine vurgu yapıyorlar. Ayrıca E vitamini ile kan sulandırıcı ilaçların etkileşimi kanama riskini artırabilir. Demir takviyesinin gereksiz kullanımı da karaciğer ve kalpte fonksiyon bozuklukları ve ritim sorunlarına zemin hazırlayabilir. Multivitamin komplekslerinde bulunan birçok mikrobesin aynı anda yüksek dozlarda bulunabileceği için uzun süreli ve kontrolsüz kullanımda riskler daha da artabilir.
Eksiklik belirtileri kişiden kişiye değişse de halsizlik, saç dökülmesi, tırnak kırılması, kas krampları, cilt kuruluğu, unutkanlık ve sık enfeksiyon geçirme eğilimi gibi bulgular görülebilir. Ancak bu işaretler tek başına vitamin eksikliği göstergesi değildir ve farklı nedenlerden de kaynaklanabilir. Bu yüzden kan tahlili olmadan sadece belirti var diye takviye başlamak önerilmez.
Kan testleri, vitamin eksikliğini saptamanın en güvenilir yoludur. Bazı vitaminler hücre içinde görev yaptığından kanda net düzeyler vermez; bu nedenle klinik değerlendirme ve beslenme öyküsü tanıda belirleyici olabilir.
Dengeli ve renkli beslenme çoğu zaman en güçlü destek olabilir diyen uzmanlar, kırmızı ve beyaz et, süt ürünleri, taze sebze ve meyveler, tam tahıllar ve bakliyatların yeterli düzeyde alındığında vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri doğal yoldan karşılayabildiğini belirtiyorlar. Paketli ve işlenmiş gıdaların yerine doğal besinlere yönelmek, bağışıklığı güçlendirmek adına tek başına yeterli değildir; temiz uyku, düzenli egzersiz, stres yönetimi ve temiz hava gibi faktörler de önemli destekler olarak öne çıkıyor.
Gereksiz takviye kullanımının her durumda zararlı olabileceğini vurgulayan uzmanlar, belirli durumlarda bazı gruplarda takviye gerektiğini de ifade ediyorlar. Çocuklar, hamileler, yaşlılar, kronik hastalıklar, emilim bozuklukları yaşayanlar ve vejetaryen-veganlar için hekim kontrolünde planlanan takviye önerileri, kişinin kan sonuçları ve klinik durumuna göre belirlenmelidir. Gebelikte folik asit, çocuklarda D vitamini, yaşlılarda B12 veya D vitamini desteği gibi ihtiyaçlar mevcut olabilir; ancak doz ve süre kişiye özel olarak ayarlanmalıdır.
Rastgele kullanılan takviyeler dengemizi bozabilir diyerek sözlerini sonlandıran uzmanlar, “İyi planlanmış bir tabloyla bile, laboratuvar bulguları olmadan yapılan takviye kullanımı, karaciğer ve böbreklere ek yük getirir. En güvenilir yol; bireyin özel ihtiyacının laboratuvar sonuçlarıyla belirlenmesi ve hekim önerisiyle hareket edilmesidir.”
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık