ANFİDAP ve Sağlık Uzmanları Gazze İçin İnsani Müdahaleyi Savundu: Saldırılar ve Ambargo Kınandı

ANFİDAP üyeleri, Gazze’nin sağlık altyapısına yönelik saldırıları ve abluka nedeniyle derin kaygılarını dile getirdi. Platformun Küresel Sumud Filosu Kriz Merkezi’nde konuşan plastik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Furkan Erol Karabekmez, bu saldırıları reddettiklerini ve hastanelerin, ambulansların hedef alınmasının derin endişe kaynağı olduğunu vurguladı. Gazze’deki sağlık kuruluşlarının zarar gördüğünü ve altyapının tahliye tehdidi altında olduğuna dikkat çekti; 12 hastane, 23 sağlık merkezi ve 35 tıbbi noktanın ağır hasar riskine karşı tamamen işlevsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Karabekmez, Küresel Sumud Filosu’nun 47 ülkeden katılımcıyla Gazze’ye doğru hareket ettiğini hatırlatarak, bu girişimin yalnızca bir gemi konvoyu olmadığını, insanlığın vicdanı ve umudu olarak gördüklerini söyledi. Gazze’ye gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve gönüllü sağlık çalışanları ulaştırmayı ve abluktan çıkışı sağlamayı hedefleyen bu hareketin destekçisi olduklarını belirtti. Her kutunun bir yardım değil, bir halkın yaşam hakkına uzanan bir barış eli olduğunun altını çizdi.

İhtiyaçlar açıkça belirtiliyor Karabekmez, Gazze’ye yönelik saldırıların derhal ve kalıcı olarak durdurulması, insani yardımların engeller olmadan akışa geçmesi ve hastanelerin, sağlık çalışanlarının ile ambulansların uluslararası koruma altına alınması gerektiğini vurguladı. Acil tıbbi tahliyelerin de hemen başlatılması gerektiğini ekledi. Uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerektiğini belirterek, bugün susmanın suça ortaklık anlamına geldiğini ifade etti; dayanışmanın insan olmanın temel sorumluluğu olduğunu vurguladı. Bir gemi, bir ilaç kutusu ya da bir doktorun Gazze’de hayatı tekrar yaşama dönüştürebileceğini sözlerine ekledi.

Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu üyesi Ramazan Tunç ise Gazze’ye insani yardım götürmek üzere Akdeniz’de ilerleyen filo üzerinde ağır saldırılar yaşandığını aktardı. Yaşananları uluslararası hukuk ve Cenevre Sözleşmeleri’nin ihlali olarak nitelendiren Tunç, gecenin ilerleyen saatlerinde çeşitli gemilerde patlama sesleri duyulduğunu, iletişimin kesildiğini ve insansız hava araçlarının tacizlerinde bulunulduğunu belirtti. Dronlar ve diğer hava araçları tarafından gemilere maddeler bırakıldığını, bazı objelerin patlamalara yol açtığını kaydetti. Son olarak, iki yardım gemisinin üzerine yabancı toz maddelerinin bırakıldığını ve ses bombaları ile kimyasal içerikli maddelerin atıldığını ifade etti. Yelkenlerin de bu saldırılarda zarar gördüğünü belirtti.

Tunç, tüm aktivistlerin sağlık durumunun iyi olduğunu dile getirerek bu saldırıların yalnızca filo için olmadığını, uluslararası hukuka ve insanlığa karşı gerçekleştirildiğini vurguladı. Ülkelerin diplomat ve güvenlik desteğini derhal sağlaması gerektiğini, uluslararası toplumun bu saldırıları görmezden gelmemesi ve acil koruyucu tedbirler geliştirmesi gerektiğini söyledi. Deniz güvenliği, resmi gözlemciler ve devlet desteğinin acil ihtiyaç olduğunun altını çizdi.