Bakırköy Mahkemesi Dosyasında Yenidoğan Çetesi: 12 Cansız Vakaların Ayrıntılı Adli Tıp Raporları

İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da 12 bebeğin ölümüne ilişkin süreçte Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporlar, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletildi. Raporlar, henüz isimleri dahi konmamış maktul bebekler için de ayrıntılı incelemeler sunuyor; her bir vaka için ölüm nedenleri, tanılar ve uygulanan işlemlerin doğruluğu gibi başlıklar altında bağımsız değerlendirmeler içeriyor.

Sağlık hizmetleri alanında organizasyon hataları ve ihmal iddiaları, özellikle yenidoğan yoğun bakımında ihmal ve eksik müdahalelerin mevcut olduğu öne sürülen vakalarda belirgin şekilde öne çıkıyor. Raporlar, 4. gün itibarıyla besin ihtiyacı karşılanacak damar yoluyla tedaviye başlanması gerekirken bu adımın atılmadığını; entübe ve oksijen yönetiminin uygun şekilde yürütülmediğini kaydediyor. Ayrıca tıbbi konsültasyonların tekrardan istenmesi zehirli görünümlü belgelere dönüşmüş olduğuna dikkat çekiliyor.

Tokluoğlu bebeği için Adli Tıp raporu, doğum sırasında yeterli oksijen sağlanamaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu ölümün gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Annenin gebelik hipertansiyonu ve bebeğin çok düşük doğum ağırlığı gibi faktörler de vurgulanıyor; saha kayıtlarında canlandırmanın geciktirilmesi veya eksik uygulanması iddiaları sahte dosya hazırlanmasına dair bulgularla destekleniyor.

Alkari bebeği için rapor, babysin ihmal nedeniyle ölümün erken doğumla bağlantılı olduğunu değerlendiriyor. Hekimin başında olmaması ve canlandırmada etkin müdahalenin yapılmamasıyla ilgili bulgular öne çıkarılıyor; epikriz yazımındaki uygunsuzluk iddiaları dikkat çekiyor.

Süleymanoğlu bebek için raporda, solunum bozukluğu ve doğum kusuru nedeniyle sevk edilmediği ve bu nedenle sorumlu hekimin ihmali bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, antibiyotik değişikliklerinde zamanlı davranılmaması nedeniyle çoklu organ yetmezliğine yol açan enfeksiyon geliştiği kaydediliyor.

Helvacı bebek üzerinde yapılan incelemede erken doğuma bağlı solunum yetmezliği ve yeterli tedavinin alınamaması, bebek yaşamını yitirebilir görünümlere sürüklüyor. CPR uygulamalarının hemşireler tarafından yanlış yönlendirildiği ve doktorların ihmali olduğu sonucuna varılıyor.

Kadan bebek için rapor, doğumdan itibaren solunum yetmezliği ve akciğerde hava kaçağı gelişimini işaret ediyor. Tedavinin yapılmadığı ve evraklarda oynama yapıldığı ifade ediliyor; doktorlar arasındaki koordinasyon eksikliği ve hastane yönetiminin organizasyon hatasına yol açtığı belirtiliyor.

Karaduman bebek raporu, metabolik hastalık ve buna bağlı komplikasyonları işaret ederken, kayıtların gerçeğe aykırı düzenlenmesi ve müdahalelerde geç kalınması gibi aksaklıklara vurgu yapıyor.

Karaköç bebek için belirlenen ölüm nedeni, yetersiz beslenme sonucu kronik akciğer hasarı ve kan yoluyla çoklu organ enfeksiyonu olarak aktarılıyor. Ayrıca tükrükün nefes yoluna kaçması ve yakın takip eksikliği nedeniyle gece gündüz yapılan müdahalelerin uygulamadaki farklılıklar ile karşılaştığı ifade ediliyor. Epikrizlerin sahte olarak doldurulduğu ve bebeğin kalp durması anında hastanede bulunmadığına dair bulgular raporda yer alıyor.

Kaya bebek için rapor, erken doğumun yol açtığı komplikasyonları, en erken 24 saat içinde başlanan ilaç eksikliği ve iki epikriz formunun çelişmesi konularını gündeme getiriyor. Ayrıca ilaç dozu değişikliklerinin yanlış kaydedildiği ve bebeğin yatış süresince tansiyonu düşürülmesi gerekirken yükseltilmesi gereken ilaçların eksik veya hatalı bulunduğu belirtiliyor.

Opara bebek (SF299) için raporda, zatürre ve buna bağlı komplikasyonlar nedeniyle ölüm kaydı yazılıyor. Epikrizlerdeki tutarsızlıklar, tedavi ve takip işlerinin uzmanlar yerine hemşireler tarafından yürütülmesi, doktor direktifine aykırı olarak ilaç uygulamaları ve acil durumlarda hekime bildirim eksikliği gibi ihlaller öne çıkıyor.

Serdarova bebek için rapor, doğuştan kalp yetmezliği ve buna bağlı komplikasyonlar nedeniyle vefatını gösteriyor. Doğum sonrası yenidoğan yoğun bakımda düzenli doktor izlemelerinin takip edilmemesi, kan tetkiklerinde düzensizlikler ve uygun olmayan antibiyotik tedavileri ayrıntılı olarak ifade ediliyor. Ayrıca, erken cerrahi merkezi sevk edilmesi önerileri zamanında uygulanamadı ve kalp durumu anında uygun müdahale yapılmadığı belirtiliyor.

İdrar çıkışı azaldı, böbrek yetmezliği başladı başlığıyla ifade edilen vaka, böbrek fonksiyon testlerinin yetersizliği ve diyalize geç kalınması gibi tıbbi hataları ortaya koyuyor. Bebeğin kilosunun yaşamla bağdaşmayacak şekilde artması, sıvı yönetimini olumsuz etkiliyor ve ölümle ilişkilendiriliyor.

İlgili taraflar ve sorumluluklar bölümünde, ilk bakımın sorumlu doktoru Dursun Eryılmaz ile yenidoğan yoğun bakımını yöneten ve sevk sürecini iptal eden Dr. İlker Gönen tıbben sorumlu gösteriliyor. Ayrıca Uzm. Dr. Fırat Sari da 3. düzey yoğun bakım şartlarını sağlanmadığı halde bu düzeyde gösteren ve takip/tedaviyi organize eden kişi olarak rapordaki yerini alıyor. Hastanelerin yönetim ve bakım süreçlerindeki hataların, ölüm olaylarıyla doğrudan ilişkili olduğuna işaret ediliyor.