Ulucak Höyüğü’nde 8 bin yıllık tilki postlu erkek figürin: Göbeklitepe ile ikonografik bağ
Göbeklitepe ile ikonografik bağ kuran 8 bin yıllık tilki postlu erkek figürin: Ulucak Höyüğü’nün arkeolojik sürprizi ve kültür mirası
İzmir’in Kemalpaşa ilçesindeki Ulucak Höyüğü’nde sürmekte olan kazılar, kil malzemeden yapılmış 9 santimetre uzunluğunda bir tilki postlu erkek figürin (figürin) ortaya çıkardı. Ulucak Höyük Kazı Başkanı Prof. Dr. Özlem Çevik, eserin üslubunun ve kıyafet detaylarının Höyük’teki diğer figürinlerden ayrıştığını belirtti ve buluntunun Göbeklitepe ile ikonografik bağlarını işaret ettiğini ifade etti.
Ulucak’ın tarihi hakkındaki açıklamada Çevik, höyüğün bölgenin erken yerleşimlerinden biri olduğunu vurguladı. Çevik, bu buluntuyla Ulucak’ın tarihinin günümüzde kabul edilen 8 bin 850 yıl öncesine tekabül ettiğini, ayrıca bölgenin 350 yıl daha geriye dönüştüğünü savundu. Böylece 45 kuşak boyunca kesintisiz iskan edilen bu yerleşimin sosyal, ekonomik ve beslenme temelli yapısının 1150 yıllık bir dönemi aydınlattığı ifade edildi.
Göbeklitepe ile karşılaştırma konusunda Çevik şunları söyledi: “Bu yılki kazılarımızda genelde kil figürinler buluyoruz; çoğunlukla kadın figürinlere rastlıyoruz ve erkek figürinleri nadir. Bu yıl ise bir erkek figürü daha keşfedildi. Üslubu ve kıyafetiyle Ulucak’taki diğerlerinden ayrışan bu figürin, Göbeklitepe’nin ikonografisini çağrıştırıyor. Göbeklitepe’deki merkezi T sütunlarının insan formunda betimlendiği ve giysi ile tilki postu detaylarının görüldüğü biliniyor. Aradaki zaman farkı yaklaşık 4 bin yıl olarak değerlendiriliyor.”
Fiziksel özellikler ve tasvir olarak figürün kilden yapıldığı, uzunluğunun 9 santimetre olduğu bilgisi paylaşıldı. 8 bin yıllık olan bu figürin, cinsel organına doğru tilki postu barındırıyor. Baş kısmında törensel bir şapka veya kaplama niteliğindeki bir başlık dikkat çekiyor. Kadın figürinlerde sıkça görülen çıplaklık burada istisnai değildir; kadınlar genelde güç ve kudreti iri kalçalar ve göğüslerle ifade edilirken, erkek figürinlerinde giysi unsurlarının güç ve avcılıkla bağlantılı olduğu belirtiliyor. Çevik, bu geleneğin Doğu Anadolu’da başladığını ve 4 bin yıl sonra Batı Anadolu’da yeniden karşımıza çıktığını ifade etti.