Nazofarenks Kanseri Tedavisiyle Hayata Döndü
Nazofarenks kanseri tedavisiyle hayatına yeniden kavuşan bir başarı öyküsü: umut, güven ve modern tedavi seçenekleri.
51 yaşındaki İlker Ahmet Tatlıdil, boynunda fark ettiği şişlik nedeniyle müracaat ettiği Doktoru tarafından nazofarenks (geniz) kanseri olarak teşhis edildi. Medipol Çamlıca Üniversite Hastanesi’nde uygulanan tedavi süreci sayesinde sağlığına kavuştu. Cephe arkasında gizli ilerleyen bu kanser türünün, genellikle geç teşhis edildiği belirtildi.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, şişliğin fark edilmesiyle başlayan süreçte Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Fevzi Sefa Dereköy ve ekibi tarafından tedavi yürütüldü. Dereköy, geniz kanserinin çoğunlukla geç belirti gösterdiğini ve erken teşhisin tedavi açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Uygulanan tedavide özellikle erkeklerde hastalığın 10-20 ile 30-50 yaş aralığında pik yaptığına dikkat çekildi. Nazofarenks kanseri tipik olarak boyunda büyüyen lenf nodları, burun tıkanıklığı, işitme kaybı ve baş ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebiliyor. Epstein-Barr virüsü, tuzlanmış gıdalar ve bazı çevresel faktörler ise hastalığın oluşumundaki önemli etkenler arasında sayıldı. Endoskopik muayene ve biyopsinin teşhis için değerli araçlar olduğuna vurgu yapıldı. Tedavide ilk sırada radyoterapi bulunurken, evreye bağlı olarak kemoterapi eklenebiliyor.
Nazofarenks kanserinin özellikle Güney Çin, Güney Asya ve Afrika’da sık görüldüğünü belirten Dereköy, Türkiye gibi ülkelerde daha az görüldüğünü ama dikkatli olmadığında hızla yayılma potansiyeli taşıdığını ifade etti. Boyunda oluşan kitle, burun tıkanıklığı, kanlı burun akıntısı, işitme kaybı ve sık karşılaşılan orta kulak enfeksiyonları gibi belirtiler en sık karşılaşılan şikayetler olarak öne çıkıyor. Ancak tümör beyine doğru büyümeye başladığında baş ağrısı, yüz hissizliği, konuşma ve yutma zorlukları gibi daha ciddi nörolojik belirtilere yol açabiliyor.
İlker Ahmet Tatlıdil de süreç hakkında şu ifadelerde bulundu: “Öncelikle aile hekimime başvurdum, antibiyotik tedavisi verilmesine rağmen geçmedi. Ardından KBB’ye gidip MR çekildi ve doktor şüpheyle biyopsi yaptırdı. Sonuçlar açıklandığında kanser olduğumu öğrendim. Ailemde böyle bir hastalık yoktu; benimle birlikte çıktı. Yaklaşık 30 yıldır sigara içiyorum ve bunun etkisi olabileceğini düşünüyorum. Daha sonra kemoterapi ve 35 ışın tedavisi aldım. Şu an iyileşme sürecindeyim; Sefa Hocam’ın tedavi planı başarıyla ilerliyor.”
Kaynak: AA / Mehmet Selçuk Güçlü – Ekonomi | Haberler.com