Kanser Kaybı Organik Tarıma Yönlendirdi
Kanser kaybı sonrası organik tarıma yönelen hedefler: sağlıklı toprak, doğal gübreler ve sürdürülebilir yaşam için ilham veren bir yol.
Karabük’te yaşayan Saffet Doğruyol, yakınlarını kaybettiği kanser nedeniyle yaşamını organik tarıma adadı ve sebze ile meyve üreticiliğine yöneldi. Safranbolu ilçesinde uzun yıllar restoranda aşçılık yapan 45 yaşındaki Doğruyol, vefat eden akrabalarının etkisiyle katkısız ürünler yetiştirmek amacıyla organik tarıma geçti.
Konarı köyündeki 60 dönümlük bahçesinde ata tohumlarıyla çalışmaya başlayan Doğruyol, ailesiyle birlikte domates, salatalık, patlıcan, biber, karpuz, kavun, semiz otu, mısır, enginar ve kabak gibi sebze ve meyveleri yetiştiriyor. Ayrıca ürettiği tohumları toplulukla paylaşmak amacıyla her yıl yaklaşık 2 bin kişiye ücretsiz dağıtıyor.
“Mücadelemiz insanların sağlıklı ürünler yemesi yönünde” diyen AA muhabirine konuşan Doğruyol, sağlıklı beslenme hedefiyle organik tarıma başladığını belirtti. Ata tohumuyla tamamen doğal ürünler üretmekteyiz. Ürünlerin tamamını ata tohumdan yetiştirdiğini ve fidesine kadar her aşamanın kendi üretimi olduğunu vurguladı: “Dışarıdan fide ya da tohum ihtiyacı duymuyoruz. Sebzelerin de tamamı kendi tohumumuzdan elde edilmiş mahsuller.”
Araştırmayı seven bir kişiliğe sahip olduğu belirtilen Doğruyol, örnek olarak kivano adında bir bitkinin yetiştirildiğini ve kanserle ilgili olumlu söylemler duyulduğunu ifade etti. Ayrıca tomatillo, altın çilek ve patlıcanın çeşitli cinslerini üretmekte olduğunu dile getirdi.
Maniye domatesinin satışlarının diğer çeşitlere göre önde olduğunu söyleyen Doğruyol, “Ürettiğimiz birkaç çeşit domates maniyeye yetişmek üzere. Lezzet olarak da çok iyi, verim olarak da. Yani güzel, lezzetli çeşitler var.” şeklinde konuştu. Sosyal medyada kurduğu bağlantılarla ata tohumu takası yapan Doğruyol, her gelen tohumun ata tohumu olup olmadığını belirlemenin yaklaşık üç yıl sürebileceğini belirtti: “Bir tohum size geldikten sonra ata tohumu olduğunu anlamanız 3 yıl alıyor. Aynı yıl tohumunu alıp tekrar ekiyorsunuz; üçüncü yılda aynı şekil verirse ata tohumu olduğu kesinleşir.”
Kişisel olarak kendisi ve ailesinin yemediği bir şeyi başkalarının da yememesi gerektiğini düşünen Doğruyol, tarımı ticari bir çerçevede yürütse de hedefinin «insanların sağlıklı ürünler yemesi» olduğunun altını çizdi. İnşallah bunu başaracağız, daha da başarmaya devam edeceğiz diyerek sözlerini tamamladı.
Birçok akrabasının kanser nedeniyle kaybedilmesi, onun organik tarıma yönelmesinde etkili oldu. Doğruyol, pestisit kullanımını çocuklar üzerindeki etkileri nedeniyle reddetti ve çevresindeki eşleriyle bu kararı paylaştı: “Hiç ilaç kullanmayacağız, kimyasal hiçbir madde kullanmayacağız.” Denemeyi seven yapısının da işini kolaylaştırdığını söyleyen Doğruyol, bazı böceklerle başa çıkmak için sirke, odun külü ve ısırgan gibi doğal yöntemleri denediğini belirtti. Bu doğal yöntemler sayesinde karşılaştığı sıkıntıları giderdiğini sözlerine ekledi.