Çankırı’da 9 milyon yıllık fil, gergedan ve zürafa fosili bulundu
Çankırı’da 9 milyon yıllık fil, gergedan ve zürafa fosilleri keşfedildi. Tarih öncesi döneme ışık tutan önemli bir arkeolojik bulgu.
Türkiye’nin en önemli fosil yataklarından biri olarak kabul edilen Çankırı’daki Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi, bu yıl gerçekleştirilen kazılarında önemli ve şaşırtıcı bir keşfe imza attı. Çankırı-Yapraklı kara yolu üzerinde konumlanan bu bölgedeki Çorakyerler Fosil Lokalitesi’nde, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’un liderliğinde yeni bir kazı çalışması gerçekleştirildi. Bu çalışmalar, bölgenin prehistorik dönemlere ilişkin bilinmeyenlerini ortaya çıkarma yolunda önemli bir adım oldu.
Yürütülen kazılarda, toplamda 43 farklı türe ait 4.300’den fazla fosil parçası ve küçük kalıntılar bulundu. Bu fosiller arasında atların atalarına ait üç farklı tür, fillerin atalarına ait iki farklı tür, zürafaların atalarına ait dört farklı tür, kılıç dişli kedigiller, su samurları, oklu kirpiler, ayılar, domuzgiller ve gergedangiller gibi pek çok memeli türünün izleri yer alıyor. Bu yılki çalışmalarda özellikle büyük memelilere ait eklemli kemiklerin keşfi, bölgedeki hayvan topluluğu hakkında önemli bilgiler sağladı ve fosil zenginliği açısından büyük bir gelişme kaydedildi.
Toplu Fosil Keşfi ve Çarpıcı Bulgular
Çalışma ekibinin başkan yardımcısı Dr. Gülşah Güler, Çorakyerler’in Türkiye’de referans alınan önemli bir lokalite olduğunu belirtti. Alandan çıkarılan örneklerin tamamının memeli türlerine ait olduğunu vurgulayan Güler, özellikle bu yılki kazılarda büyük memelilere ait eklemli kemiklerin ortaya çıkmasının, önceki kazılara kıyasla önemli bir fark olduğunu ifade etti. “Daha önce tekil fosiller elde edilirdi, ancak bu sezon özellikle büyük memelilere ait eklemli kemiklerin bir arada bulunması, bölgede gerçekleşen toplu ölümler ve doğal felaketler hakkında yeni bilgiler sunuyor,” dedi.
Fosillerin farklı hayvanlara ait olabileceğine dikkat çeken Güler, örneklerin karmaşık yapısını ve iyi korunmuş olmalarını vurguladı. “Burada bulunan fosillerin, birkaç farklı hayvana ait olduğu açıkça görülüyor. Örneğin, fil kol kemiği ve altında iki farklı gergedan türüne ait bacak kemikleri, üst çene ve diğer kemiklerle birlikte çeşitli hayvanların parçalarını barındırıyor. Eğer bireysel fosilleri sayarsak, 7-8 farklı hayvana ait örnek bulunuyor,” dedi.
Bu türdeki çoklu buluntuların, nadir rastlanan ve önemli bir durum olduğunu belirten Güler, ekledi: “Türkiye’deki fosil yataklarında genellikle eklemli kemikler böyle iyi korunmaz veya taşınırken zarar görebilir. Ama burada hiçbir bozulma olmadan, orijinal halde korunmuş bu fosiller, araştırmamız açısından büyük bir avantaj sağlıyor.”
Fosil Yaşı ve Tarihsel Değerlendirme
Güler, fosil bulunma sürecinin oldukça karmaşık ve hassas bir çalışma olduğunu, bölgenin yaklaşık 7 ila 9 milyon yıl öncesine tarihlendirildiğini belirtti. “Buradaki örnekler de bu tarihlere uygun. Bu hayvanların bu kadar karışık ve farklı türlere ait olarak bulunmasının en olası nedeni, toplu ölümler. Bir çamur akması, bu hayvanları sürükleyerek bu bölgeye yığmış ve fosilleşmelerine neden olmuş,” diye açıkladı.
Çorakyerler Fosil Lokalitesi’nin, günümüzden yaklaşık 7-9 milyon yıl öncesine tarihlendirildiğini hatırlatan Güler, bölgedeki hayvanların bir araya gelmesinin, doğal afetlerin ve jeolojik olayların etkisiyle gerçekleştiğine işaret etti. Bu keşifler, bölgenin paleontolojik ve jeolojik tarihine ışık tutmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgenin eski ekosistemleri ve iklim koşulları hakkında da önemli bilgiler sağlıyor.
Kaynak: Ensonhaber