Prof. Dr. Yusuf Demir’den Türkiye’nin Güncel İklim Uyarısı
Prof. Dr. Yusuf Demir’den Türkiye’nin iklim değişikliği konusunda güncel ve uyarıcı açıklamaları. Sürdürülebilir gelecek için önemli bilgiler.
OMÜ’den Prof. Dr. Yusuf Demir’den Çarpıcı İklim ve Sıcaklık Uyarısı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, ülkemizde gözlemlenen yüksek sıcaklık seviyelerinin, son yılların en ciddi ve etkili dönemi olma ihtimalini ortaya koyduğunu belirtti. Bu gelişmelerin, hem kuraklık hem de artmakta olan çölleşme riski açısından büyük endişe kaynağı olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Demir, iklim değişikliğinin ülke genelinde etkilerini detaylandırarak, “Yıllardır küresel ısınmanın etkilerini hissediyoruz. 2025 yılı ve sonrası için iklim verileri, bu yıl veya bu dönemde yaşanacak sıcaklıkların, son yılların en yüksek seviyelerine ulaşabileceğine işaret ediyor. Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki yağışlar bizi bir nebze rahatlatmış olsa da, Temmuz ayı itibarıyla başlayan kuraklık ve sıcaklık artışları, Türkiye’nin dörtte üçünü etkileyen ciddi bir sorun haline geldi” dedi.
Yaz, Kuraklık ve Aşırı Sıcaklıklar Ülkemizi Endişelendiriyor
Fındık, kiraz ve incir gibi önemli meyve türlerinin, özellikle kuraklık dönemlerinde büyük risk altında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Demir, “Elimizdeki göstergeler, bu yıl veya bu dönemde son yılların en yüksek sıcaklıklarını yaşayabileceğimizi gösteriyor. Bu durum, sadece kuraklık ve ülkemizdeki artan çölleşme tehlikeleri açısından değil, aynı zamanda tarımsal üretim ve ekonomik açıdan da ciddi kayıplara yol açabilir” diye ekledi.
Ülkemizde yaşanan kuraklık ve düzensiz yağış rejimleri, tarım sektörünü büyük ölçüde olumsuz etkilediğine dikkat çeken Demir, “Nisan ayındaki don olayları, tarımsal üretim açısından büyük zararlar verdi. Yaz aylarında ise hızla artan kuraklık ve sıcaklık, hububat, mercimek, buğday ve arpa gibi temel ürünlerde verim kayıplarına neden oluyor. Bu durum, hem piyasa fiyatlarını yükseltiyor hem de vatandaşların temel gıda maddelerine ulaşımını güçleştiriyor” şeklinde konuştu.
İklim Değişikliğinin Ekonomik ve Sosyal Yansımaları
Yüksek sıcaklıkların ve kuraklığın, özellikle fındık, incir ve kiraz gibi bölgesel ürünlerin piyasalarına olumsuz etkilerinin yanı sıra, bu ürünlerin üretim ve satış süreçlerini de zorlaştırdığını belirten Prof. Demir, “Bu süreç, hem üretici hem de tüketiciyi olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca, bu ürünlerin fiyatlarındaki artış, vatandaşların alım gücünü zorluyor” dedi.
Gelecek İçin Kritik Uyarılar ve Alınması Gereken Önlemler
Prof. Dr. Demir, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerin sadece devlet kurumlarıyla sınırlı kalmadığını, herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğine vurgu yaptı. “Yerel yönetimler, halkımız ve bireyler, su kaynaklarını daha verimli ve bilinçli kullanmalı. Aksi takdirde, özellikle Ağustos ve Eylül aylarında su sıkıntısı yaşanması kaçınılmaz olabilir. Bu noktada, su israfını önlemek ve kaynakları korumak, en acil ve önemli adımlardan biri olmalı” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Son olarak, küresel iklim değişikliğinin sadece Türkiye’yi değil, Avrupa ve diğer bölgeleri de etkilediğine dikkat çeken Demir, “İklim krizine karşı tüm kurumlar ve bireyler, sorumluluk almalı ve bilinçli hareket etmelidir. Bu, hem yaşamımızı sürdürebilmek hem de gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakmak adına hayati bir gerekliliktir” diye ekledi.