Bolu Kartalkaya’da 78 Kişinin Hayatını Kaybettiği Yangın Faciası Dava Süreci
Bolu Kartalkaya’daki 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasıyla ilgili dava sürecini detaylarıyla öğrenin. Güncel bilgiler ve gelişmeler burada.
Yangın Faciasının Yargı Aşaması ve Duruşma Detayları
Bolu’nun Kartalkaya bölgesinde bulunan ve 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin ise yaralandığı büyük yangın felaketine ilişkin yargı süreci devam ediyor. Grand Kartal Otel’de yaşanan bu trajik olayla ilgili olarak, otelin sahibi ve çeşitli belediye yetkililerinin de arasında bulunduğu toplam 32 sanık hakkında dava açıldı. Davanın yedinci duruşması, müşteki beyanlarının alınmasıyla sürdü ve olayın acı detaylarına tanıklık etmeye devam ediyor.
Müşteki Annesinden Yürek Dağlayan Anlatım
Yangın sırasında ailesini kaybeden müşteki Yaprak Yeşilada Yalçın, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Benim eşim ve kızım yangında maalesef hayatını kaybetti. O gece, büyük kızımla birlikte zor anlar yaşadık. Eşim, çok sevilen ve saygı duyulan bir eğitimciydi; yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir öğretmen olarak, onun bu faciadan nasıl sağ kurtulamadığını anlamakta güçlük çekiyorum. O gece koridorda ilerlerken, kızım bana son kez ‘Anne, ölmek istemiyorum’ dedi. O an içimde büyük bir acı hissettim. Kızım ve ben odadan çıkarken, eşimle son görüşmemizi yaptık. Eşim, diğer odada kalmış ve bana ‘Kapatmam gerekiyor’ diyerek telefonu kapattı. Bu, onunla son vedamız oldu.”
Sanıkların Durumu ve Yargısal Değerlendirmeler
Yalçın, mahkemede yaptığı konuşmada, olayın ardından yaşadıklarının derin etkisiyle şu ifadeleri kullandı: “Bu unvanları taşıyan kişilerin, kendilerini bu kadar küçük görebileceklerini düşünmemiştim. Bütün sanıkların sorumluluğu üzerine almasını beklerken, yargının adil kararlarıyla suçluların cezalandırılmasını umut ediyorum. En büyük güvencem Türk yargısıdır ve ona güvenim tamdır.”
Yangın Güvenliği ve Olay Anındaki Durum
Diğer müşteki Nazmiye Şişli, olay gecesi yaşadıklarını şu detaylarla anlattı: “O gün otelin 11. katında konaklıyorduk ve gece oldukça huzursuzdum. Arkadaşım Merve İlgin ile iletişime geçtim ve saat 03.29’da bana uyarıda bulundu: ‘Merve’yi uyandır, asansöre binmeyin, aşağıya inin.’ Dumanlar odalara dolmaya başlamıştı ve otelde herhangi bir alarm veya uyarı sistemi bulunmuyordu. Merve abla, panik içerisinde hareket etmeye başladı ve dışarı çıkmak istedi. Benim bulunduğum odanın yanındaki yangın merdiveni kapısı, maalesef tahta kaplıydı ve bu nedenle güvenlik açısından büyük risk oluşturuyordu. Dumanlar merdiven boşluğundan geliyordu ve görünürlük sıfıra inmişti. Bağırışlar ve çığlıklar eşliğinde, en sonunda yangın merdivenine ulaşmayı başardık ve aşağı inmeye başladık. 5. katta resepsiyon bölgesine ulaştık ve saat 03.33 civarında, olay yerinden çıkan otel çalışanlarını ve diğer misafirleri gördüm. Yangın merdiveninin kapısının tahta olması, yangın anında ciddi bir güvenlik sorunu teşkil etmişti.”