DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

15 Temmuz’un Unutulmaz Zaferi ve Şehitlerimizin Anısı

15 Temmuz’un unutulmaz zaferi ve kahraman şehitlerimizin anısı, milli dayanışma ve özgürlük mücadelemizi yücelten anlamlı bir hikayedir.

12.07.2025
A+
A-

15 Temmuz 2016: Türk Milletinin Direnişi ve Ağır Bedeller

Türk milleti, 15 Temmuz 2016 tarihinde hain Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) düzenlemeye çalıştığı kanlı darbe girişimini, cesurca ve kararlılıkla püskürttü. Bu destansı direniş sırasında, ülkemiz büyük bir sınav verdi ve tarihimize altın harflerle kazınacak bir kahramanlık destanı yazıldı. Ancak, bu kahramanlık mücadelesinin bedeli çok ağır oldu. Ülkemiz, o gece boyunca toplamda 250 şehit verdi ve binlerce vatandaşımız ise gazilik unvanı ile onurlandı.

15 Temmuz 2016: Türk Milletinin Direnişi ve Ağır Bedeller

Bu büyük acının ve gururun ortasında, şehit yakınlarımızdan biri olan Sevim Zorova, kaybettiği eşinin hikayesini gözyaşlarıyla anlatarak, yaşadıklarını bizlere aktardı.

Şehit Eşinin Anısı ve Anlatımı

Mustafa Zorova, 9 yıllık çalışma ve mücadelenin ardından, şubat ayı sonunda vefat etmişti. Sevim Hanım, eşinin sürekli sağlık sorunlarıyla boğuştuklarını ve en sonunda böbrek yetmezliği sebebiyle aramızdan ayrıldığını ifade etti. O gece yaşananları anlatırken, yaşadığı acıyı ve korkuyu şu sözlerle dile getirdi:

Şehit Eşinin Anısı ve Anlatımı

“Eşim, ‘Allah’ diye bağırırken sesini tanıdım ve onu tanımakta güçlük çekmedim. O gece Mustafa, belediye başkanını çağırıyor diyerek evden çıktı ve sabaha kadar onu bekledi. Beklerken telefon çaldı ve ambulans şoförü, ‘Mustafa Zorova’nın eşi misiniz?’ diye sordu. ‘Evet’ dedim. ‘Mustafa Zorova vuruldu, Sincan Devlet Hastanesi’ne gel’ dedi ve kapattı. Bu haberle büyük bir telaşa kapıldım. Ardından tekrar telefon çaldı, bu sefer eşim arıyordu. ‘Hacı, hacı ben vuruldum’ dedi ve telefonu kapattı.

O gece büyük kızımın yanına gittim. Damatlarım, beni hastaneye götürdü. Orada eşimi aradım ama kimseyi bulamadım. Sordum, ‘Burada öyle bir hasta yok, morgun önüne bak abla’ dediler. Morgun önüne vardığımda ise manzara karşısında şoke oldum; orası adeta bir savaş alanıydı. İnsanlar üst üste yığılmıştı. Bacağından tutup çektiğimde, bacağının kum gibi olduğunu ve parçalanmış olduğunu gördüm. O an orada devrildim ve kan fışkırıyordu.”

Devlet ve Liderlerimizin Özverili Çabası

Mustafa Zorova, yaşadığı zorlu ameliyat sürecini şu sözlerle anlattı: “20 gün boyunca çeşitli ameliyatlar geçirdi. Kendine gelmeye başladığında, belediye başkanımız yanındaydı. Elini tutarak, ‘Başkanım, devlet yıkıldı mı, çöktü mü? Biz boşuna mı vurulduk?’ diye sordu. Belediye başkanı ise, ‘Mustafa Amca, sizlerin sayesinde devletimiz ayakta ve yıkılmadı’ diye cevap verdi. Ardından tekrar ameliyata alındı ve toplamda bir ay boyunca hastanede yattı. Hastaneden çıkarken, başhekimleri ‘Gelen giden çok, zamanımız yok’ diyerek onu taburcu etti.’

Devlet ve Liderlerimizin Özverili Çabası

Mustafa Bey’in Vurulmasının Ardındaki Hikaye

Sevim Hanım, eşinin vurulmasından sonra sadece 3 ay evde kaldığını belirterek, “Tüm 9 yıl boyunca, eşim sürekli hastanedeydi. Arada bir evine gelir ya da hastaneye giderdi. Bu süre zarfında toplamda sadece 3 ay evdeydik. Bu sene şubat ayında ise vefat etti. Yaşadıklarımı Allah biliyor. Çok zor günler geçirdik ve halen de zor geçiyor. Elimizden gelen başka bir şey yok. Ama şunu biliyorum ki, ‘Gavurun 3 kurşunu’ benim eşimi götürdü.”

15 Temmuz’un Çanakkale Savaşıyla Bir Benzerliği

Mustafa Bey’in vefatından sonra, yaşadıklarını ve onun savaşını hatırlatan Sevim Hanım, şu sözlerle duygularını dile getirdi: “Eşimi, ölü sanıp topuğuyla vurduğumu düşündüm. Sadece 5 parmağı ve diz kapağı vardı. Yaş itibariyle, onun veda vaktiydi. 15 Temmuz gecesi de tıpkı Çanakkale Savaşı gibi oldu. Ölenler ve vurulanlar, adeta bir katliam yaşandı; kan gövdeyi götürdü. Çok sayıda insan hayatını kaybetti, bazıları ise gazi oldu. Gazilerimiz de zamanla vefat ediyor. Eşim vurulduktan sonra, ayağa kalkıp alışverişe gitmek yerine, kapıya bile çıkamaz hale geldi. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun, gazilerimiz ve şehitlerimizle hep ilgilendi.”

Bu anlatımlar, milletimizin vatan sevgisi ve kahramanlık ruhunun en güzel örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı. Ülkemiz, bu büyük bedellerle daha da güçlenerek yoluna devam ediyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.