HER YAZ YENİ BİR HEYECAN: CAMİ, ÇOCUK VE KUR’AN

Sevgili Müslümanlar!

Bir eğitim-öğretim yılı daha sona erdi ve çocuklarımız, gençlerimiz yeni bir tatil dönemine başlamak üzere. Bugün, milyonlarca yavrumuz eğitim hayatlarının bu bölümünü tamamlayıp yaz tatiline adım atarken, bu zaman dilimi sadece dinlenmek değil, aynı zamanda hayatlarını şekillendirecek kararlar almak, yeni ufuklar belirlemek ve önemli sınavlara hazırlık yapmak için de büyük bir fırsattır. Yüce Rabbimiz, özellikle bu hafta sonu gerçekleştirilecek üniversite sınavına girecek gençlerimiz başta olmak üzere, bütün evlatlarımıza hem dünya hem de ahiret hayatlarında başarılar nasip etsin. Onların bu süreçte ulaşmasına vesile olan tüm anne-baba, öğretmen ve eğitim çalışanlarından razı olsun, dualarımız onlarla birlikte.

Değerli Müslümanlar!

Çocuklarımız, Allah’ın bizlere bahşettiği büyük bir nimet ve aynı zamanda bir emanet olarak görülmelidir. Kur’an-ı Kerim’de “dünya hayatının süsü” olarak nitelendirilen çocuklar, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle de “amel defterimizi açık tutacak iyilik ve hayır kaynağıdır.” Onları doğru şekilde yetiştirmek, ailelerin, toplumun ve ilgili tüm kurumların en temel sorumluluğudur. Allah Resulü (s.a.s), “Çocuğunun sana karşı hakkı vardır” buyurarak, bu konuda bizlere önemli bir hatırlatma yapmıştır.

Sevgili kardeşlerim!

Çocuklarımızı, Allah’a kul olarak yetiştirmek ve ailesine, topluma faydalı bireyler haline getirmek, üzerimizdeki en büyük vazifedir. Onların dünyevî başarılarını desteklemek kadar, helal ve haram konusunda bilinçli olmalarını sağlamak, onları günahlardan uzak tutmak da en az başarı kadar önemlidir. Hz. Peygamber (s.a.s) buyuruyor ki: “Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir hediye verememiştir.” Bu söz, çocuk terbiyesinin ne denli kıymetli ve vazgeçilmez olduğunu bizlere hatırlatır.

Ancak günümüzde, maalesef çocuklarımız ve gençlerimiz, her zamankinden daha fazla tehlike ve tehdide maruz kalmaktadır. Batıdan gelen ideolojiler, seküler yaşam tarzı dayatmaları, ahlaki değerlerimizi yozlaştıran toplum projeleri ve medya içerikleri, gençlerimizin manevi ve milli değerlerden uzaklaşmasına sebep olmaktadır. Dijital dünyada yayılan sanal kumar, şiddet içeren oyunlar ve fıtrata aykırı paylaşımlar, evlatlarımızda ahlaki erozyona, yalnızlığa ve akran zorbalığına zemin hazırlamaktadır. Bu olumsuz akımlar, gençlerimizi ailelerinden, milletlerinden ve dinlerinden koparıp, onları duyarsız, hedefsiz ve merhametsiz bireyler haline getirmektedir.

Sevgili kardeşlerim!

Bu tehlikelerden korunmanın yolu, çocuklarımızı Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakıyla yetiştirmektir. Yüce Rabbimizin emriyle “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun” (Tahrîm, 66/6) ayeti, bu konudaki en büyük rehberimizdir. Aynı zamanda, Hz. Peygamber’in “Yedi yaşına geldiklerinde çocuklarınızı namaza alıştırın” (Ebû Dâvûd, Salât, 26) tavsiyesine uyarak, evlatlarımıza ibadet bilincini kazandırmalıyız. Ayrıca, “Zalimlere asla meyletmeyin” (Hûd, 11/113) ayeti gereğince, onlara adil, merhametli ve hak yolundan sapmamayı öğretmek, onların karakter ve vicdan gelişiminde temel unsurdur.

Kardeşlerim!

Yaz Kur’an kurslarımız, çocuklarımızın manevi gelişimine katkı sağlayacak, onları iyi ve erdemli insanlar olarak yetiştirecek önemli bir fırsattır. 30 Haziran itibariyle başlayacak olan bu kurslar, çocukların hem yaz tatilini neşe ve eğlenceyle geçirmelerini sağlayacak hem de Kur’an-ı Kerim ve dini bilgilerle donatacaktır. Bu sayede yavrularımız, hem yeni arkadaşlıklar kuracak hem de hayatlarını şekillendirecek değerli bilgiler edineceklerdir. Unutmayalım ki, bugün öğrenilecek bir dua, bir sûre veya sahih dini bilgi, onların yarınlarına güç ve umut katacaktır.

Sevgili anne-babalar!

Vebalimizi hafifletmek ve çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak adına, onları yaz Kur’an kurslarımızla buluşturmayı ihmal etmeyelim. Çocukların saf zihinlerini ve gönüllerini yanlış ve hurafe inançlardan korumak, onların doğru bilgiyle yetişmesini sağlamak, bizim en temel görevimizdir. Aksi takdirde, sorumluluğumuz büyük olur ve ahirette hesabını vermek zorunda kalırız. Hutbemi, sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu güzel hadisiyle tamamlamak istiyorum: “Kur’an’ı öğrenin, okuyun ve okutun. Kur’an’ı öğrenen, okuyan ve onunla amel eden kimse, her tarafa koku yayan misk dolu bir kaba benzer.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’an, 2)

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun.