Küresel Isınmanın Etkisiyle Cilo Dağları’ndaki Buzullar Kaybolmaya Devam Ediyor
Küresel ısınma, Cilo Dağları’ndaki buzulları eritmeye devam ediyor. Doğa ve iklim değişikliği üzerine bilinçli adımlar atmak için detayları öğrenin.
Cilo Dağları ve Küresel Isınmanın Gölgesinde Buzulların Durumu
Hakkari’de bulunan ve 4 bin 135 metre yüksekliğiyle Anadolu’nun en görkemli ve en yüksek dağlarından biri olan Cilo Dağları, ne yazık ki küresel ısınmanın olumsuz etkileriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Bu bölgedeki buzullar, her geçen yıl doğal güzelliklerini ve ekosistemlerini kaybetmekle kalmıyor, aynı zamanda bölge ekolojisi ve bölge halkı için de ciddi tehditler oluşturuyor. Türkiye’nin en büyük ve en eski buzullarını barındıran bu dağlar, iklim değişikliğinin hızla artan etkisiyle büyük ölçüde eriyor. 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararıyla milli park ilan edilerek koruma altına alınan bölge, yıl boyunca doğaseverler ve dağcıların ilgisini çekmeye devam ediyor. Ancak, uzmanlar ve bilim insanları, bölgeye yapılan yoğun ziyaretlerin buzulların erime hızını daha da artırdığı konusunda uyarılarda bulunuyor.
Buzulların Derinliği Çığır Açan Bir Düşüşle 50 Metrenin Altına Geriledi
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Cilo buzullarında gözlemlenen dramatik değişikliklere dikkat çekiyor. Geçmişte 100 ila 200 metre yüksekliğe ulaşabilen buz tabakalarının şu an ise 50 metre civarına kadar gerilediğini belirtiyor. Alaeddinoğlu, erimenin yalnızca yüzeyde değil, buzulların iç yapılarında da ciddi tahribata neden olduğunu vurguluyor. Son 30 yılda buzulların yaklaşık %55 oranında küçüldüğünü ve iç yapılarında çatlakların oluşmaya başladığını dile getiriyor. Ayrıca, buzulların iç kısımlarında oluşan tüneller ve kanalların, erimenin hızını ve buzulların yapısını olumsuz etkilediğini anlatıyor. Eğer bu olumsuz gidişata karşı acil önlemler alınmazsa, önümüzdeki 20 yıl içerisinde buzulların tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağına işaret ediyor. Cilo buzulları, Anadolu’nun en eski doğal miraslarından biri olup, korunmaları büyük önem taşıyor.
Prof. Alaeddinoğlu, küresel ısınmanın etkisinin bölgeye göre farklılık gösterdiğini ve yüksek rakımlı alanlarda sıcaklık artışının çok daha yıkıcı olduğunu belirtiyor. Dünya genelinde ortalama sıcaklık artışının 1,5 santigrat dereceye ulaştığını hatırlatan Alaeddinoğlu, bu artışın ekvator kuşağında 0,5 derece civarında seyrettiğini, kutup bölgelerinde ise 7-8 dereceye kadar yükseldiğini söylüyor. Yüksek rakımlı dağlardaki buzulların, alçak kesimlere kıyasla daha fazla ısındığını ve bunun erimeyi hızlandırdığını anlatıyor.
İnsan Etkinlikleri Buzulların Yok Olma Sürecini Hızlandırıyor
Cilo Dağları’nın milli park statüsü kazanması, bölgenin korunması açısından önemli bir adım olsa da, uzmanlar daha kapsamlı ve etkili önlemler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle, ziyaretçilerin buzullar üzerine çıkmasının ve bölgeye olan yoğun insan hareketliliğinin, erime sürecini hızlandırdığı ve buzulların yapısal bütünlüğüne zarar verdiği belirtiliyor. Buzulların korunması adına insan hareketlerinin sınırlandırılması ve kontrollü turizm uygulamalarına geçilmesi öneriliyor. Ayrıca, buzulların yüzeylerini koruma amaçlı özel malzemelerle kaplamanın, erime hızını yavaşlatabileceği ve Avrupa’dan örnek alınabilecek bir yöntem olduğu vurgulanıyor. Bu uygulama sayesinde buzulların doğal yapısının korunması ve gelecek nesillere aktarılması mümkün olabilecek.
Son olarak, Prof. Alaeddinoğlu, bölgenin sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel ve doğal mirası olduğunu hatırlatarak, etkili koruma önlemlerinin alınmaması halinde buzulların sadece tarihsel kayıtlarda kalacağını belirtiyor. Bu nedenle, acil ve kararlı adımlar atılmalı, bölgeye sahip çıkılmalı ve doğal mirasın gelecek nesillere aktarılması sağlanmalı.
Uzmanların ortak çağrısı ise, bu eşsiz doğal güzelliğin ve kültürel mirasın yok olmaması için bugünden harekete geçmek ve gerekli tüm önlemleri almak yönünde. Aksi takdirde, Cilo buzulları sadece eski fotoğraflarda ve bilimsel raporlarda kalacak; doğa ve insanlık kaybedip gidecek.