DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Sosyal Medya ve Madde Bağımlılığı: Gençler Üzerindeki Etkileri

Sosyal medya, gençler üzerinde önemli etkiler yaratırken, madde bağımlılığı ile ilişkisi giderek daha fazla dikkat çekiyor. Bu içerikte, sosyal medyanın gençler üzerindeki olumsuz etkileri ve bağımlılık ilişkisi ele alınıyor.

17.03.2025
A+
A-

Günümüzde sosyal medya, hayatın her alanını etkileme kapasitesine sahip bir fenomen haline geldi. Ancak, bazı sosyal medya içerikleri, madde bağımlılığını özendirici, normalleştirici ve teşvik edici nitelikler taşıyor. Özellikle gençler arasında uyuşturucunun kullanılabilir ve ulaşılabilir bir şey olarak gösterilmesi, ciddi bir sorun teşkil ediyor. Uyuşturuculara verilen “Esra” ve “Leyla” gibi kod isimler, sosyal medya mecralarının madde satışı için adeta bir pazar yeri haline geldiğini gözler önüne seriyor.

Bilişim Uzmanı Osman Demircan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyuşturuculara verilen farklı isimlerin, hayatın rutin akışına ve insanların bilinçaltına yapay zeka sayesinde dahil edildiğini belirtti. Demircan, “Uyuşturucuların dijital ortamda pazarlanması için yapay zeka ile üretilen şarkılar ve çeşitli görseller, gençlerin zihinlerinde bu isimlerin yer etmesine neden oluyor. Bu isimler, piyasada da biliniyor. Ayrıca sosyal medyanın bir parçası olarak kullandığımız mesajlaşma uygulamaları, kullanıcıların uyuşturucu talep eden kişilerle veya satanlarla kolayca iletişim kurmasına olanak tanıyor,” dedi.

Demircan, uyuşturucu satıcılarının sosyal medya platformlarındaki güvenlik kurallarını çok iyi bildiğini vurgulayarak, “Birçok sosyal medya platformunda ‘uyuşturucu’ yazdığınızda hesabınız kapatılabilir veya mesajlarınız iletilmeyebilir. Bu nedenle, satıcılar uyuşturucuların isimlerini Leyla, Esra gibi kod isimleriyle eşleştirerek pazarlama yapıyorlar. Örneğin, ‘Esra ile bu akşam buluşmak istiyorum, nerede olduğunu biliyor musun?’ gibi bir ifade, aslında ‘Ben uyuşturucu almak istiyorum, bu akşam buluşalım’ anlamına gelebilir,” şeklinde konuştu.

Ailelerin Rolü ve Koruma Yöntemleri

Ailelerin, çocuklarını zararlı sosyal medya içeriklerine karşı korumaları gerektiğinin altını çizen Demircan, ebeveynlerin çocuklarını sosyal dünyada yalnız bırakmamaları gerektiğini belirtti. “Nasıl bir parkta çocuğunuzu yabancı biriyle konuşurken gördüğünüzde hemen yanına koşup o kişinin kimliğini sorguluyorsanız, sosyal medyada da çocuklarınızın kimlerle konuştuğunu takip etmeli ve konuşmalarını izlemelisiniz,” dedi.

Demircan, madde satıcılarının sanal dünyayı satış yeri olarak kullanırken birçok farklı yöntemi devreye soktuğunu ifade ederek, “Çocuklar sosyal medya, oyun konsolları ve mesajlaşma uygulamalarını sıkça kullanıyorlar. Bu konsolların arkasındaki konuşmalar ise dinlenemiyor ve takip edilemiyor. Oyun konsollarıyla çocukları yalnız bırakmak, bir uyuşturucu satıcısının tuzağına düşürmek anlamına gelebilir,” şeklinde uyardı.

Anne babaların, çocuklarının telefonlarını ve sosyal medya hesaplarını ebeveyn takip sistemleri ile rahatsız etmeden gözlemlemelerini öneren Demircan, mobil oyunların da tehlikeli olduğunu vurguladı.

Psikolojik Boyut ve Çözüm Yolları

Liman Ayık Yaşam Derneği’nde psikolog olarak görev yapan Ahmet Kaş, uyuşturucu bağımlılığına sürükleyen temel duygunun merak olduğunu belirtti. Kaş, “İlk kullanım sonrasında kişide bir haz mekanizması oluşuyor. Bu, dopamin adı verilen bir hormonun salınımına yol açıyor ve bağımlılığı sürdüren faktör de bu oluyor,” açıklamasında bulundu. Uyuşturucuyu bırakmak isteyenlerin mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Kaş, bu zorluklara rağmen başarmanın imkansız olmadığını ifade etti.

Kaş, bazı çevrelerde “Uyuşturucu bırakılmaz, ara verilir” şeklinde bir anlayışın bulunduğunu aktararak, “Biz Liman Ayık Yaşam Derneği olarak, bunun gerçekten bırakılabileceğini kanıtladık. Bireylerin yaşam biçimlerini değiştirmeleri gerekiyor. Aynı yaşam biçimiyle devam ettiklerinde sadece ara verme aşamasında kalıyorlar,” dedi.

Ailelere çocuklarını takip etmelerini öneren Kaş, “Çocukların hangi sitelere girdiğini, hangi videoları izlediğini ve hangi platformda ne kadar zaman geçirdiğini kontrol etmelisiniz. Ancak bunu yaparken baskı kurmadan, onları anlayarak ve onların dilinden yaklaşarak gerçekleştirmelisiniz. Bu, ebeveynlerin alacakları ters tepkilerin önüne geçecektir. Dolayısıyla ebeveynlerin, çocuklarının üzerinde bir gölge gibi olmalarını tavsiye ederim,” diye ekledi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.