Bercan Tutar’ın Analizi: Avrupa’ya Darbe ve II. Soğuk Savaş’ın İlanı
Bercan Tutar’ın derinlemesine analizi, Avrupa’daki güncel olayların etkilerini ve II. Soğuk Savaş’ın yeniden ilan edilmesini ele alıyor. Geopolitik dinamikler, güç dengeleri ve gelecek öngörüleri üzerine kapsamlı bir bakış.
Bercan Tutar’ın Analizi: Yeni Dönemde Avrupa’ya Darbe
BD Başkanı Donald Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’in Ukrayna savaşını sona erdirmek amacıyla başlatılan müzakerelere dâhil etmeyip aşağıladığı Avrupa’ya bir darbe de J.D. Vance’tan geldi. Hem de ne darbe! Trump bile yardımcısı Vance’ın Münih Güvenlik Konferansı’ndaki Avrupalı siyasi elitlere yönelik ideolojik ve kültürel eleştirilerini “Harika bir konuşmaydı” diyerek takdir etti.
Zira yeni Amerikan yönetimi, en büyük düşmanının post-liberalizmi, radikal solu, ahlaki ve dini değerleri inkâr eden transgender anlayışı, biyolojik ayrımı yok sayan cinsiyetçiliği, anarşik çevreciliği ve aileye saldıran nihilist feminizmi savunan Avrupa’nın küreselci ideolojisi olduğunu Cuma günü resmen dünyaya ilan etti. Böylece Trump ve Hegseth’in çıkışlarıyla jeopolitik deprem yaşayan Brüksel, şimdi de Vance’ın kültürel ve siyasi eleştirisiyle adeta ideolojik bir tsunamiye maruz kaldı.
Kuşku yok ki Donald Trump’ın 12 Şubat’ta Rus lider Vladimir Putin ile Ukrayna’nın kaderini görüşmek üzere gerçekleştirdiği 1,5 saatlik konuşma, tarihe ilk kez 1945’te yapılan ve Avrupa’yı Rusya ile ABD arasında nüfuz alanlarına bölen Yalta Konferansı’nın II’ncisi olarak geçecek. * James David Vance’ın konuşması da, İngiltere başbakanlarından Winston Churchill‘in ilk kez ‘Demir Perde’ ifadesini kullandığı ve SSCB ile Batı arasında Soğuk Savaş’ın fitilini ateşleyen 5 Mart 1946’daki tarihi konuşmasıyla aynı güçte görünüyor. Çünkü Vance, Münih’teki konuşmasıyla ABD ve Avrupa arasındaki ideolojik savaşın fitilini ateşlemiş oldu.
Bu, bir bakıma II. Soğuk Savaş’ın ilanıdır. Ve bu savaşı Avrupa’nın kazanma şansı yok. Zira Trump ile A takımı, Avrupa’nın pozitif toplamlı bir oyun olan Nash Dengesi’ne dayalı küreselci anlayışı yerine ekonomik ve kültürel savaşı merkeze alan sıfır toplamlı Dominant Strateji’yi savunuyor.
Küreselcilerin Nash dengesi ‘bilinen bilinmezlere’ dayalıyken, Trump’ın devreye soktuğu dominant strateji gücünü ‘bilinmeyen bilinmezler’den alıyor. Nitekim Trump ve ekibinin yapmakta olduğu ani çıkışlar, hazırlıksız yakalanan Avrupa’yı afallatıyor. Bu durum, gelecekteki uluslararası ilişkilerin dinamiklerini de köklü bir şekilde değiştirme potansiyeline sahip.